Ara

Namazın Hayâtî Özellikleri

Namazın Hayâtî Özellikleri

Hayat namazdır. Doğduğunda çocuğun sağ kulağına ezan sol kulağına kāmet getirilir. Öldüğünde de ezan ve kāmetin gereği cenâze namazı kılınır. Ezanla kāmetin arası lağv boş kelâmla geçirilmez. Bunun mânâsı, hayâtın bütün safhaları boş ve anlamsız geçmez. Namazda boşluk olmadığı gibi, hayatta da isyan ve hatâ olmaz.

Dünyâda cenneti yaşamaktır namaz. “Onlar orada ne boş bir lâf, ne de günâha sokacak bir şey işitmezler.”1 Cennetin ötesinde, maarif cennetine götürür namaz. Hadîs-i şerîfte meâlen: “Namaz kılan kişi, Rabbi ile baş başa konuşmaktadır.”2 Mekânlar üstü bir mekândan, ötelerin ötesinden Zât-ı Kibriyâ’dan bahşolunan bir nîmettir.

"Namaz mü'minin mi'râcıdır."3

Süleyman Çelebi Mevlid'inde şu şekilde işâret etmiştir:

"Sen ki, Mi'râc eyleyüb ettin niyâz,
Ümmetin mi'râcını kıldın namaz.”

Maddesiyle bu âlemi, rûhuyla İlâhî âlemi kucaklar insan. Namaz, kâinatla dağların kıyâm, hayvânâtın rükû, nebâtâtın secde hâlindeki zikrine ortak olur. İlâhî vechesiyle meleklerin kıyam rükû ve secde hâlindeki tāatlerinden nasîb alır.

“Türâba ver tenini,
Cânını cânâna teslîm et.”

Muhammed Pîr-i Sâmî.

Mükellef bir mânevî sofradır salât. Zekât, oruç, hac, kelime-i şehâdet, îmanda ikrar, kalbde tasdîk, cihâd, kardeşliktir salât. Tebliğ ve dâvet, naz ve niyaz, ünsiyet ve kurbettir namaz. Her bir rüknünde duā zikir, havf haşyettir salât. Kim yapsa tāat, devir olur asr-ı saādet. Huzurla dolar âlem, kalmaz cinâyet. Sağlanır doğru ticâret, korunur nâmus ve iffet. Kötülükten alıkor, iyilikle emreder namaz.

Haberleşme ağıdır namaz. Âilede, mescidde, cuma ve bayramda cemâatle kılınan namaz, insanlarla kurulan bir iletişimdir. Kâbe’nin etrâfında dizilmek bir güç ve kuvvettir. Zulme uğrayan mü’minlere imdattır. Evsiz barksız kalan Gazzeli ve çâresizlere yurt ve yuvadır.

İştirâk etmese bir ferd cemâate, derhal sorulur. Hasta ise bir ihtiyâcı varsa keder ve neşesine ortak olunur.

Rabbimizle olan haberleşmesi târife sığmaz. Namaz zikir olduğuna göre buyurur Rabbimiz Teālâ:

“Öyle ise siz Beni (tāatle, ibâdetle) anın, Ben de sizi (sevâb ile, mağfiretle) anayım.”4

“Ve Biz ona "habl-i verîd"den can damarından daha yakınız.”5 Sâmî Ramazanoğlu(ks) buyurur: “Aynen telefon hattı gibidir. Bir ucu Rabbimizde, bir ucu da kuldadır.” Yeter ki nefsânî arzularımızla irtibat kesilmesin. Perde, engeller ışığı.

Yûnus Emre der:

“Sensin bize bizden yakın, görünmezsin hicap nedir?
Ayıbı yok görklü yüzün, üzerinde nikap nedir?” 

“Her biriniz namazına durduğu vakit şüphesiz Rabb'ı ile münâcât eder yâhud Rabb'ı kendisi ile kıblesi arasındadır.”6 buyurur Sevgili Peygamberimiz(sav).

Hadîs-i Şerîf: “Kul namaza başladığında ona Cennet kapıları açılır, onunla Allâhü Teālâ arasından perdeler kalkar ve hûriler onu karşılarlar.”7

“Gönül kulağıma gelse bir sadâ
Ey kulum gel eyle haccını edâ”

dendiği gibi Kalb kulağına, bütün hücrelerine namaz bereketiyle kulum nidâsı gelir. “Ey huzûra kavuşmuş insan! Sen O'ndan hoşnut, O da senden hoşnut olarak Rabbine dön. (Seçkin) kullarım arasına katıl ve cennetime gir!”8

Gözden akan yaş, gönlün bulutlanmasıyladır. Gönle düşen hüzün nedâmet, havf haşyet bulutu gözden yaş olarak akar. Her bir tânesi mağfiret tâneleri taşır. Mi’râc-ı Güzîn’in zevkini şu beyit anlatır:

“Serâpâ nûr olur gönlüm anarken ben o mi’râcı,
Beyân etmek değil, hattâ tasavvurlar kimin harcı”

Ali Ulvi Kurucu

Namaz mi’râcın hediyesidir. Tad alma duyusu açık olanlar duyar bu İlâhî zevki. Bu tecellîlerle namaz kılanın, zâhirî muamelesi de düzgün olur. İnanılacak kimse olur. “İçini ıslâh edenin Cenâb-ı Hakk dışını ıslâh eder.” buyurur Efendimiz(sav).

Dipnotlar

1 Vâkıa, 56/25.

2 Buhari, Mevakit, 8; Salât, 33.

3 Munavî, Feyzu’l-Kadir, 1/497.

4 Bakara, 2/152.

5 Kāf, 50/16.

6 Buhari, Ezan, 91.

7 Gümüşhanevî, Râmûz el-Ehâdîs, 1/304.

8 Fecr, 89/27-30.

Nisan 2025, sayfa no: 4-5

Abone Ol

En son haberleri doğrudan gelen kutunuza alın. Asla spam yapmayız!

Sosyal Medya Hesapları

Mesaj Bırak