Ara

Millî Kalkınmanın Öncüsü Gerçek Bir Kahraman: Nuri Demirağ

Millî Kalkınmanın Öncüsü Gerçek Bir Kahraman: Nuri Demirağ

Ülkemizin kalkınma mücâdelesi, yapmak isteyenler ile yaptırmamak için mücâdele edenlerin târihidir. Taş üstüne taş koymanın, milletimiz için faydalı işler yapmanın azmiyle yola çıkan nice isim o zamanın siyâsî otoriteleri, rüşvetçi bürokratları ve küreselci sermâyenin taşeronları tarafından türlü bahanelerle engellenmiştir. Bu isimlerin başında Sivas’tan çıkıp adını dünyâya duyuran ünlü işadamı ve girişimci Nuri Demirağ (D.1886–Ö.13.11.1957) gelir. Demiryolları, havacılık, kâğıt sanâyii, müteahhitlik başta olmak üzere pek çok alanda yatırımlara imza atan Nuri Demirağ’ın ismi son yirmi yıldır hatırlanmaya başladı. Bundan öncesinde özellikle unutturulan, âdetâ cezâlandırılan bu vatan evlâdını tanımak ve gelecek nesillere anlatmak hepimizin görevi olsa gerek.

Akāmete Uğratılan İlkler!
1926 yılında faaliyete geçen fakat ABD’nin müdahalesi ve İnönü döneminin engellemeleri netîcesinde kapanan Kayseri Uçak Fabrikası'nın yeniden açılacağı haberi geçtiğimiz aylarda gündeme düştü. İlk açıldığı târihten yaklaşık 100 yıl sonra yeniden hayat bulan bu öncü girişimin hikâyesi benzer pek çok hikâyeden yalnızca biridir. İsmi TOMTAŞ olan bu fabrikanın İcrâ Kurulu Üyesi Ali Ekşi, Türkiye Teknoloji Takımı Vakfı (T3 Vakfı) ile Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı yürütücülüğünde gerçekleştirilen TEKNOFEST İzmir'de, festivale ve şirketin faaliyetlerine ilişkin açıklamalarda bulundu. Yapılan çalışmalar ve değerlendirmeler netîcesinde TOMTAŞ'ı, Milli Teknoloji Hamlesinin son 20 yıldaki uygulamasının Kayseri'deki yansıması olarak kurguladıklarını anlatan Ekşi’nin sözlerine kulak verelim: "TOMTAŞ'ın akāmete uğradığı dönemde olmayan buradaki devlet irâdesiydi. Bu noktada Cumhurbaşkanlığı'nın liderliğindeki vizyoner Milli Teknoloji Hamlesi çalışmaları Kayseri'ye TOMTAŞ vâsıtasıyla yansımış durumda. 800 dönüm üzerindeki bir yerleşkede Anadolu'da bir nevi yeniden ortaya çıkarmış olacağız. TOMTAŞ, Tayyare ve Motor AŞ olarak 1926 yılında Kayseri'de kurulmuştu. II. Dünyâ Savaşı sonrasında belki o dönemin konjonktürüne karşı irâde koyamayanlar TOMTAŞ'ın Hava Bakım İkmal Merkezine dönüşmesine bir anlamda göz yummak zorunda kalmışlardır. Aslında hava bakım konusunda da 70 yılda çok ciddî kazanımlar elde ettik. Bu tecrübeyi, kazanımları, kültürü TOMTAŞ olarak Türkiye'mizin havacılık altyapısına destek unsuru olarak sunmak istiyoruz. 800 dönüm arâzi içerisinde havacılık yapısallarının imâlâtı, büyük gövde parçalarının imâlâtı, platform montajları ve platformlara dâir bakım ikmâl faaliyetleri devâm edecek. TUSAŞ ve Baykar'ın ürettiği platformların destek hizmetlerinin birçoğunu Kayseri'de gerçekleştiriyor olacağız. Kayseri kendi üzerine düşeni Anadolu'nun merkezinden 100 sene sonra tekrar yerine getirecek." 

Kayseri bu anlamda Türkiye’nin ilk Havacılık Lisesine de ev sahipliği yapacak. Melikgazi Belediyesi tarafından temeli atılan Havacılık Lisesi'nin gelecek yıl eğitim-öğretime başlaması bekleniyor. Bir anlamda Nuri Demirağ’ın hayâli olan bu adımları atmak için neden bunca yıl beklemek gerektiğinin anlaşılması için târihe yeniden bakmak gerekiyor: Vecihi Hürkuş, Nuri Demirağ, Selahattin Alan ve bağış uçakları kampanyası ile Türk milletinin destek verdiği havacılık alanında güçlü ve millî uçak üretme projeleri sürdürülememiştir. Oysa aynı yıllarda Amerikan hükümeti girişimcilere destek olmuş ve ABD havacılıkta dünyâ devi olmuştur. Howard Hugs’un devletten aldığı destek 60 milyon dolardır. Bu süreçte Türk Hava Kuvvetleri de muhtelif raporlarla Türk tasarımı uçaklara olan ihtiyâcı defalarca gündeme getirmiştir. Bu ihtiyâca rağmen o dönemin siyâsî iktidârı Nuri Demirağ gibi girişimcileri desteklemek yerine engeller çıkarmayı ve bu girişimcileri iflâs ettirmeyi mârifet bilmiştir. 

Nuri Demirağ’ın Örnek Hayâtı
Mühürdarzâde Nuri (Nuri Demirağ) 1886 yılında Sivas Divriği’de doğmuştur. Babası Ömer Bey, annesi Ayşe Hanım bölgenin soylu ve tanıdık âilelerine mensuptur. Âile, babanın memur maaşı ile geçinmektedir. 1889 yılında babası Ömer Bey vefât eder. Âile kendilerine tahsis edilen cüz'î bir maaş ile geçinmekte zorlanmaktadır. Anne Ayşe Hanım 5-6 dönümlük toprağı da işleyerek geçimini sağlamaya çalışmıştır. Nuri Bey çocukluğunda gösterdiği örnek tavırlarıyla dikkat çekmektedir. Annesinin hazırladığı azığı daha fakir olanlarla paylaşmakta, haksızlıklar karşısında doğru olanı çekinmeden söylemektedir. Arkadaşlarının kuş yuvalarını bozmalarına mânî olacak kadar merhamet sâhibi olan Mühürdarzâde Nuri’nin eğitim hayâtı örnek seviyededir. Nuri Bey, âilenin sıkıntısı sebebiyle küçük yaşta çalışmak zorunda kalmıştır. On yedi yaşında girmiş olduğu sınavı kazanmış ve Ziraat Bankası’nda memur olarak Kangal’da göreve başlamıştır. Meşrutiyetin ilânı ile Ziraat Bankası’nda çalışanlar, ıslahat hareketlerinde görevlendirilmeye başlamıştır. Nuri Bey de bu kapsamda 1911 yılında İstanbul’da daha iyi bir vazîfeyle görevlendirilmiştir. Buradaki çalışmaları dikkat çekmiş ve meslekî hayâtının sekizinci yılında “Maliye Şûbeleri Müfettişliği” görevine yükselmiştir. Nuri Bey, etkili bir konuma geldiğinde memuriyetten istifâ etmiştir. Çünkü o dönemde İstanbul işgâl altında olduğu için özellikle gayri müslimlerin yoğun olarak yaşadığı Beyoğlu ve Galata gibi semtler Türkler açısından tehlikelidir. Nuri Bey, memuriyeti sırasında işi gereği Kurtuluş’ta bulunan Maliye Şûbesine uğramak durumunda kalmış, buradan ayrılırken beş-on palikarya tarafından başındaki fes alınmış ve yere atılıp çiğnenmiştir. Bu onur kırıcı hâdise karşısında; “Millî haysiyet ve şerefi, üç buçuk palikaryanın ayakları altında çiğnenen bir hükümete memurluk edemem” diyerek memuriyetten istifâ etmiştir.

Ticârî Hayâta Girişi
İstifâsı sonrasında ticârete atılmaya karar veren Nuri Demirağ o yıllarda sâdece yabancıların tekelinde olan sigara kâğıdı üretimi işine girmiş, kendi tasarımı olan ve "Türk Zaferi" adını verdiği sigara kâğıdı ile servetini oluşturmaya başlamış, bu sâyede ilk başta elinde olan bir avuç sermâyeyi 84 bin TL'ye çıkarmıştır. Ülkede başlayan demiryolu döşeme işlerini tâkip eden Nuri Demirağ Samsun-Sivas demiryolunu inşâ eden yabancı şirketin sözleşmesinin feshedilmesini fırsat bilerek işi devralmış, planlanan süre içinde işi tamamlamıştır. Müteahhitlik işlerini zamanla büyüten Nuri Demirağ Ankara'da bazı bakanlık binâlarını, İzmit'te Seka Kâğıt Fabrikası ve Karabük Demir Çelik Fabrikası gibi pek çok sanâyi tesisini de inşâ ettiren kişidir. 1931 yılında ise o döneme göre akıl almaz sayılan bir proje tasarladı. Bu projeye göre boğazda Salacak ile Ahırkapı arasında 2560 mt uzunluğunda bir asma köprü yapılacak ve köprünün üzerinde bir de demiryolu hattı olacaktı. 11 Milyon TL'lik bir bütçesi öngörülen proje, devrin idârecileri tarafından akıl dışı bulunmuş ve kabûl görmemiştir. Ne var ki o dönemde akıl dışı bulunan bu köprü 1973 yılında -yâni kırk yıl sonra- Alman ve İngiliz firmalarına yaptırılmıştır. Tıpkı bunun gibi Keban Barajı'nın da ilk projesini hazırlamış olsa da o iş de Ankara'nın aklına yatmamıştır. Akla yatmayan bu proje de daha sonra Fransız ve İtalyan firmalarına yaptırılmıştır. Nuri Demirağ, 1936 yılında hedeflerini büyüterek havacılık sektörü ile ilgilenmeye başlamıştır. Bu amaçla Beşiktaş'ta günümüzde yerinde Deniz Müzesi'nin bulunduğu alanda bir Tayyare Atölyesi kurmuş ve ilk yerli uçak olan Nu.D.36'yı üretmiştir. Havacılık sektöründeki bu ilk fabrika ülkede yoğun ilgi görmüş ve Türk Hava Kurumu'ndan sipârişler gelmeye başlamıştır. Bir anda dikkatleri üzerine çeken Nuri Demirağ'ın uçak fabrikasına Amerika'dan bile ziyâretçiler gelmiştir. Havacılık sektöründeki üretim hedefini uçaklarla sınırlı tutmayan Nuri Demirağ paraşüt ve planör üretimine de başlamıştır. Üretilen uçakların sayısı arttıkça İstanbul'da bir havalimanı ihtiyâcı ortaya çıkmıştır. Bu durumu gören Nuri Demirağ, Yeşilköy'deki Elmas Çiftliği'ni satın almış ve buraya bir havalimanı inşâ ettirmiştir. Yakın zamana kadar aktif olarak kullanılan İstanbul Atatürk Havalimanı bu ilk meydanın üzerindedir. Bu meydanda sâdece uçak seferleri yapılacak olmasını yeterli görmeyen Nuri Demirağ, meydana bir de havacılık okulu kurmuş ve pilot yetiştirmeye başlamıştır.

Engellemeler ve Bir Dönemin Kapanışı
Nuri Demirağ, Yeşilköy Havalimanı'nın açıldığı gün, açılış törenine katılan devrin Cumhurbaşkanı İsmet İnönü ile yaşadığı bürokratik engeller yüzünden bir tartışma yaşar. İddialara göre Nuri Demirağ'ın yanında olmadığı bir anda İsmet İnönü yanındakilere:

- Zenginliği başını döndürdü. Havalimanı'nı istimlâk edin, uçaklarını da sattırmayın, diye tâlimat verir.

Bu duruma rağmen Nuri Demirağ azimle yoluna devâm ederek yüzlerce pilotun yetişmesini sağlamış ve bu pilotlar İstanbul'da sık sık gösteri uçuşu yapmıştır. 1943 yılına gelindiğinde ise devlet kendisinden iyiden iyiye rahatsız olmaya başlamıştır ve ilk ciddî engel ile bu sene karşılaşmıştır. THK'nın sipâriş ettiği onlarca planör ve uçak teslim için hazırken Eskişehir meydanda yaşanan tâlihsiz bir kaza sonrasında başmühendis hayâtını kaybeder. Bu kaza sonrasında ise THK tüm sipârişlerini iptâl eder. Olay bununla da kalmaz, THK 14 bin TL'lik teminâta el koyar ve 40 bin TL'lik avansını da geri alır. Yaşanan kaza bir pilotaj hatâsıdır ve uçakların bir sorunu yoktur. Nuri Demirağ mahkemeye başvurur ama adâlet devletten yana durarak Nuri Demirağ'ı haksız çıkartır. Elinde kalan uçaklara İran ve Irak tâlip olur ama devletin ceberrut yüzü, "o uçaklar gerekirse yakılacak ama aslâ satılmayacak" diye tâlimat verir. Bu dramatik olaydan sonra herşeyini kaybeden Nuri Demirağ'ın havalimanına el konulur, atölyeler ve pilot okulu devlete geçer. Nuri Demirağ çabalarından vazgeçmez ve ilk Türk yerli yolcu uçağı olan Nu.D.38'i üretir ve Ankara'ya uçar. Hattâ bu yolcu uçağı A sınıfı uçak belgesini uluslararası kuruluşlardan da alır. Tüm bunlara rağmen önüne sürekli engeller çıkartılmaya devâm eden Nuri Demirağ sonunda siyâsete atılmaya karar verir ve 1946 yılında "Milli Kalkınma Partisi"ni kurar. O dönem için siyâsette çok fazla yenilik içeren görüşleri kabûl görmez ve partisi kendisini ihrâç eder. 1950 sonrasında İnönü'ye karşı Demokrat Parti'yi desteklemeye başlar. İstanbul'da yine döneminin çok ötesinde ilginç fikirlerini uygulamaya çalışır. İçki içmeyen ve yalan söylemeyen öğrencilerin kabûl edileceği "Ahlak Üniversitesi"ni kurmak ister ama izin alamaz. İstanbul'da bir İslam Kongresi düzenlemek ister ama yine kendisine müsâade edilmez. 1954 yılında Sivas’tan bağımsız milletvekili olarak meclise girer. Ülkede geleceğe dönük büyük yatırımlar yapılmasını öngören teklifleri ise ciddîye alınmaz. 1957 yılında ise şeker hastalığı yüzünden vefât eder. Hayâtı boyunca Türkiye'nin kalkınması için çabalayan, bu uğurda bir servet harcayan Nuri Demirağ, başta İsmet İnönü olmak üzere devrin idârecilerinin hışmına uğramış ve olabilecek tüm girişimlerine engel olunmuştur. Onun döneminde başlanan büyük teknoloji hareketi kesintisiz bir şekilde devâm etseydi Türkiye'nin günümüzde dünyânın en büyük uçak üreticilerinden birisi olabileceği öngörüsü büyük bir gerçektir. Hayâtı boyunca hak ettiği büyük saygıyı göremeyen Nuri Demirağ'ın adı 2010 yılında Sivas Havalimanı'na verilmiştir. Nuri Demirağ, hepsini birer evlat gibi candan sevdiği talebelerine ve işçilerine, şu altı şeyi ısrarla tavsiye ederdi: “İşretten, kumardan, iffetsizlikten, eğrilikten, tembellikten, zulmetmekten uzak durun!” Demirağ’ın vasiyeti ise şöyledir: “Bırakacağım servette, evlatlarımın yüksek tahsil ücretleriyle âilemin orta halde geçinecekleri miktar ayrıldıktan sonra gerisi, hayır işlerine sarf edilecektir.” Vefâtının yıl dönümünde rahmetle anıyorum. Rûhu şâd, mekânı cennet olsun.

Nuri Demirağ’ın Hayâta Geçirdiği Bazı Projeler

- Türkiye’de ilk defa seri üretim Türk uçağını yaptı.

- İlk yerli paraşütü yaptı.

- Yüzlerce gencin yetiştiği “Gök Okulu” isimli havacılık okulunu açtı.

- Yeşilköy alanını uçak pisti olarak tanzîm ettirdi. (Şimdiki Atatürk Havalimanı)

- İ.T.Ü. bünyesinde uçak mühendisliği bölümünün açılmasına öncülük etti.

- Türkiye’nin muhtelif bölgelerinde 1174 km. demiryolu inşaatı gerçekleştirdi.

- Bursa’da Sümerbank merinos fabrikasını inşâ etti.

- İstanbul’da hal binâsını inşâ etti.

- Karabük demir-çelik fabrikasını inşâ etti.

- Sivas’ta çimento fabrikasını inşâ etti.

- İzmit’te SEKA kâğıt fabrikasını inşâ etti.

- Eceabat-Havza yol inşâsını yaptı.

- T.B.M.M. Binası inşaatında yer aldı.

- Erzincan depreminde bütün imkânlarını seferber ederek sağlık, yiyecek, giyecek ve barınma konusunda prefabrik evler inşâ ederek büyük yardımlarda bulundu.

- Fakir âilelere yardımlarda bulundu, fakir âile çocuklarının eğitimlerini üstlendi.

- Türkiye’nin muhtelif bölgelerinde 50 civârında çeşme yaptırdı.

- Divriği’de ortaokul yaptırarak okulun ve öğrencilerin bütün ihtiyaçlarını karşıladı.

Kaynakça
Adıgüzel, M. Bahattin, Türk Havacılığında İz Bırakanlar, Thk Kültür Yay. No:7, Ankara, 2006.
Dervişoğlu, Fatih M., Nuri Demirağ Türkiye’nin Havacılık Efsanesi, Ötüken Neş., İstanbul, 2007.
Deliorman, M. Necmettin, Nuri Demirağ’ın Hayat Ve Mücâdeleleri, Nu.D.Matbaası, İstanbul, 1957.
Şakir, Ziyâ, Nuri Demirağ Kimdir?, Kanaat Matbaası, İstanbul, 1947.
Yalçın, Osman, Türk Hava Harp Sanâyii Târihi, G.Ü.Sos.Blm.Enst., Basılmamış Doktora Tezi, Ankara, 2008.
https://gdh.digital/turkiyenin-ilk-ucak-ureticisi-olan-nuri-demiragin-dramatik-hikayesi-38975

Kasım 2023, sayfa no: 48-49-50-51-52-53

Abone Ol

En son haberleri doğrudan gelen kutunuza alın. Asla spam yapmayız!

Sosyal Medya Hesapları

Mesaj Bırak