Filistin, Kudüs ve Gazze dendiğinde artık içinde vicdan taşıyanların aklına dünyâdaki herhangi bir yer gelmiyor, insanlık târihinin en derin acılarının yaşandığı bir coğrafya geliyor. Bu topraklar, asırlardır süren işgal, zulüm ve direnişin hikâyesini omuzlarında taşımaya devâm ediyor. Edebiyatı bir oyun ve eğlence aracı olarak görmeyen şâirler ve yazarlar, bu mazlum coğrafyaların çığlığını edebiyatın evrensel diliyle duyurup, vicdânın sesini mısrâlara ve hikâyelere taşıyarak durdukları yeri sağlamlaştırmış oluyorlar.
Edebiyat, insanlığın acısını, umûdunu ve direnişini anlatmanın en güçlü araçlarından biridir. Filistin, Kudüs ve Gazze gibi mazlum coğrafyalar, şâir ve yazarlar için yalnızca bir konu değil, aynı zamanda bir sorumluluktur. Bu coğrafyalar, zulmün karşısında insanlığın vicdânını sorgulayan bir sınav kâğıdı gibidir. Şâirler, bu coğrafyalardaki acıyı ve direnişi mısrâlarına taşıyarak, sessiz kalan dünyânın kulaklarına bir çığlık gibi ulaşmayı amaçlar. Öyküler ise bu coğrafyalardaki insanların günlük yaşamlarındaki mücâdelelerini, umutlarını ve kayıplarını derinlemesine aktarır.
Filistin ve Kudüs, târih boyunca hem dînî hem de kültürel açıdan önemli merkezler olmuştur. Kudüs, “gökte yapılıp yeryüzüne indirilen şehir” olarak tanımlanmış, şâirlerin kaleminde kutsal bir sembol hâline gelmiştir. Gazze ise, modern çağda soykırım ve işgālin en ağır yüzünü yaşayan bir bölge olarak, tüm insanlığın şâhit olduğu acıların ortak yüzü hâline gelmiştir. Bu coğrafyalar, edebiyat aracılığıyla yalnızca bir acının değil, aynı zamanda bir umûdun ve mücâdelenin de anlatıldığı yerler hâline geldi.
Şâir ve yazarların bu coğrafyalara yönelik tutumu yalnızca sanatsal bir ifâde değil, aynı zamanda ahlâkî bir duruştur. Edebiyat, mazlumların sesini duyurarak, onlara yalnız olmadıklarını hissettirir. Şâirler kalemleriyle âdetâ bir direniş cephesi oluşturur; mısrâları, taş atan bir çocuğun cesâretiyle eşdeğerdir. Öyküler ise bu coğrafyalardaki bireylerin kişisel hikâyelerini aktararak, okuyucunun empati kurmasını sağlar. Bu sebeple, Filistin, Kudüs ve Gazze’yi anlatmak yalnızca bir estetik çaba değil, aynı zamanda bir insanlık görevidir.
Türk ve dünyâ edebiyatında birçok şâir, Filistin ve Kudüs’ü şiirlerine taşımış, bu coğrafyalardaki acıyı ve direnişi güçlü imgelerle ifâde etmiştir.
Nuri Pakdil
Kahramanmaraşlı Yedi Güzel Adam’dan biri olan Nuri Pakdil, Kudüs’e olan sevgisini ve Filistin dâvâsına olan bağlılığını eserlerinde sıkça dile getirmiştir. Pakdil’in Kudüs’e adanmış şiirleri, hem mânevî hem de direnişçi bir ruh taşır. Onun “Anne” şiiri, Kudüs’ü bir anne gibi kucaklayan ve dirençli rûhunu yansıtan bir şiirdir:
“Gel Anne ol
Çünkü anne
Bir çocuktan bir Kudüs yapar”
Bu dizeler, Kudüs’ün yalnızca bir şehir değil, aynı zamanda bir umut ve direniş yuvası olduğunu vurgular. Pakdil, Kudüs’ü bir anne figürüyle özdeşleştirerek, bu coğrafyanın şefkatini ve mücâdele gücünü yüceltir.
Cahit Zarifoğlu
Yedi Güzel Adam’dan bir diğer isim olan Cahit Zarifoğlu, Filistin ve Kudüs dâvâsına sevdâlı bir şâirdir. Onun “Daralan Vakitler” şiiri, Filistin’deki zulmü ve Müslüman dünyâsının bu zulme karşı sessizliğini eleştirir. Şiirde, Filistin’in bir sınav kâğıdı olarak her mü’minin önünde durduğu vurgulanır:
“Çıplan dünyâdan çıplan ve gövdenden
O büyülü çiçekleri yol arın bir kere
Başını eğmiş zālimleri dinlersin
Dersin 'lokmam ellerinde'
Filistin bir sınav kâğıdı
Her mü'min kulun önünde
De gerçeği yaz: Hakîkat şehitliğe koşmaktır
De isyan çağır yolun açılır cennet köşelerine”
Zarifoğlu, bu dizelerde Filistin’in sâdece bir coğrafya değil, aynı zamanda bir îman ve direniş meselesi olduğunu haykırır. Şiir, Müslüman dünyâsına bir uyanış çağrısıdır.
Sezai Karakoç
Sezai Karakoç, Kudüs’ü “gökte yapılıp yeryüzüne indirilen şehir” olarak tanımlamış ve bu coğrafyaya derin bir mânevî anlam yüklemiştir. Onun “Ey Yahudi” şiiri, İsrail’in Filistin’deki işgāline karşı güçlü bir başkaldırıdır. Karakoç, Diriliş dergisinde yayımlanan bu şiirinde, zulmün karşısında sessiz kalmamayı ve hakîkati haykırmayı bir şâirin görevi olarak görür:
“Ey Yahudi,
Filistin’in toprağı kanla yoğrulmuş,
Her taş bir mezar, her rüzgâr bir ağıt.”
Mahmud Derviş
Filistin’in en güçlü seslerinden biri olan Mahmud Derviş, “uyanış şâiri” olarak anılır. Şiirlerinde, işgāle karşı savaşın dili yerine aşkın ve umûdun gücünü kullanmıştır. Onun “Kimlik Kartı” şiiri, Filistin halkının kimlik mücâdelesini ve onurunu çarpıcı bir şekilde ortaya koyar:
“Kaydet!
Ben Arab’ım,
Kimlik numaram: elli bin,
Sekiz çocuğum var,
Dokuzuncusu yolda…
Öfkeli misiniz?”
Nizar Kabbani
Arap dünyâsının önemli şâirlerinden Nizar Kabbani, Filistin ve Kudüs için yazdığı şiirlerde hem acıyı hem de öfkeyi dile getirmiştir. Kabbani, Arap yöneticilerinin Filistin dâvâsına kayıtsızlığını sert bir şekilde eleştirir.
“Kudüs, ey yaramız,
Petrol şeyhlerinin sessizliğinde kanar,
Mısrâlarım bir taş olur,
Zālimin alnına çarpar.”
Şâir ve yazarların mazlum coğrafyalara yönelik tutumu yalnızca sanatsal bir çaba değil, aynı zamanda bir vicdan hareketidir. Filistin, Kudüs ve Gazze gibi coğrafyalar, şâirlerin kaleminde birer sembol hâline gelirken, aynı zamanda insanlık vicdânını sorgulayan bir ayna olur. Şâirler, bu coğrafyalardaki acıyı anlatırken, aynı zamanda sessiz kalan dünyâyı eleştirir ve direnişi yüceltir.
Adem Turan’ın hazırladığı Benim Adım Kudüs adlı kitap, Türkiye’deki şâir ve yazarların Kudüs’e ithâf ettiği şiir ve yazıları bir araya getirerek, bu coğrafyanın edebiyattaki yerini güçlendirmiştir. Kitapta, Kudüs’ün hem hüzün hem de direniş sembolü olarak işlendiği görülür.
Filistin, Kudüs ve Gazze, edebiyatın en güçlü temalarından biri olarak, şâir ve yazarların kaleminde ölümsüzleşmiştir. Bu coğrafyalar, yalnızca birer yer ismi değil, insanlık vicdânının sınavıdır. Şâirler bu coğrafyalardaki acıyı, direnişi ve umûdu mısrâlarına taşıyarak, sessiz kalan dünyâya bir çığlık olmuştur. Edebiyat, mazlum coğrafyaların sesini duyurarak, onlara yalnız olmadıklarını hissettirir. Bu nedenle, Filistin, Kudüs ve Gazze’yi anlatmak, bir şâirin ya da yazarın yalnızca sanatsal bir çabası değil, aynı zamanda insanlık adına taşıdığı bir sorumluluktur.
Eylül 2025, sayfa no: 48-49-50
Abone Ol
En son haberleri doğrudan gelen kutunuza alın. Asla spam yapmayız!
Mesaj Bırak