Hemcinsleriyle bir arada yaşamak zorunda sosyal bir varlık olan insan, örnek alma ihtiyâcı olan bir varlıktır. Her insan başkalarını etkilediği gibi, başkalarından da etkilenir. Daha küçük yaşlarda çocuklar anne babaları başta olmak üzere büyüklerine özenirler ve onlar gibi olmaya çalışırlar. Onlar gibi yeme içme, onlar gibi giyinip kuşanma, onlar gibi konuşma, onlar gibi yürüme vb. Yaş ilerledikçe insanın olmak istediği kişi yâhud kişilikler listesi uzar gider. Sonuçta insan, olmak istediği kişilere benzeyerek ya bu idealini gerçekleştirir yâhud da o yolda ölür gider.
Bu insânî ihtiyaçtan dolayı küçük yaşlarından itibâren insanların önüne doğru örnekler konulmalıdır. Şâyet insanın önüne doğru ve gerçekleşebilir örnekler/modeller konulmazsa, bu sefer yanlış örnek ve modeller insanları baştan çıkaracaktır.
İnsanın bu örnek alma ihtiyâcını çok iyi bilen Yüce Rabbimiz, onun önüne en güzel örnekleri sunmuştur. O en güzel örnekler öncelikle Peygamberlerdir. Peygamberlerin örnekliği salt haktır ve yaşanılabilirdir. Zîrâ onlar Yüce Rabb ile irtibatlı olan örneklerdir. Onlar bizim gibi insanlardır. Ancak onlar yanlış yapmaktan korunmuş şahsiyetlerdir. Onlar, özü sözü bir olan, söylediklerini öncelikle kendileri yaşayan kimselerdir.
Yüce Rabbimiz, ilk insanı ilk peygamber olarak görevlendirmiştir. Bu; insanın dinsiz, peygambersiz ve modelsiz olamayacağının açık göstergesidir. İlk insan ve ilk peygamber Hz. Âdem’den sonra da hep peygamberler gelmiş ve insanlara her konuda önderlik etmişlerdir. Bir kısmının hayat hikâyesi kısmen Kur’ân’da anlatılan bu peygamberlerin bütün özellik ve güzelliklerini kendinde toplayan ise son ve evrensel elçi Hz. Muhammed aleyhisselâmdır. Onun örnekliği ve önderliği anlatılırken şöyle buyrulur:
And olsun ki, sizin için, Allâh'a ve âhiret gününe kavuşmayı umanlar ve Allâh'ı çokca ananlar için Rasûlullah’ta en güzel örneklik vardır.1
Âyette geçen üsve-i hasene kavramı, en güzel örnek demektir. Ancak bu örneklik, bilinçli bir izleme ile gerçekleşen örnekliktir. Yoksa körü körüne bir benzeme, bilinçsiz bir taklit değildir. Yine âyette üsve kavramı nekre/belirsiz olarak gelmiştir. Bu, onun her konuda, her zaman, her yerde ve herkes için en güzel, en muhteşem örnek olduğunu bildirmek içindir.
Evet, Allâh’ın Rasûlü her konuda en güzel örnektir. O, inançta, ibâdette, ahlâkta ve muamelatta örnektir.
O, her zaman en güzel örnektir. Yaşadığı dönemde olduğu gibi bugün de örnektir. Onun örnekliği çağların gerisinde kalmamıştır. Zîrâ O, evrensel elçidir. O’nun getirdikleri ve bize sundukları her zamanda yaşanılabilir şeylerdir.
O, her yerde en güzel örnektir. Câmide örnek olduğu gibi evde, çarşıda pazarda, iş yerinde, seyahatte, tâtilde, kaplıcada, düğünde, dernekte örnektir.
O, herkes için en güzel örnektir. Çocuklar için örnek, gençler için örnek, olgunluk çağında olanlar için örnek, kadınlar için örnek, fakir ve zenginler için örnek, yönetici ve teba için örnektir.
Onun örnekliğini belli zamanlara, belli alanlara, belli kesimlere, belli mekânlara hasretmek onu doğru anlamamaktır.
Şimdi bu açıklamalar ışığında kendimize soralım:
İnançta biz O’na ne kadar benziyoruz? Onun inandığı tüm her şeye O’nun gibi îmân ediyor muyuz? O’nun gibi ağzımız duâlı mı? O’nun gibi sabah akşam Rabbimizi anıyor muyuz?
İbâdet hayâtımız ne kadar O’nunkine benziyor? Sözgelimi O’nun gibi namaz kılabiliyor muyuz? O’nun gibi namaz, bizim de gözümüzün nûru mu?
Ahlâkımız ne kadar O’nun muhteşem ahlâkına benziyor? Doğruluk, ahde vefâ, çalışkanlık, fedâkârlık, cömertlik ve benzeri konularda ne kadar O’na benziyoruz?
Bireysel ve sosyal hayâtımızda biz O’nu ne kadar izliyoruz? Âile hayâtımız, iş hayâtımız O’nunkine ne kadar benziyor? Yaşadığımız toplumda O’nun gibi Emîn miyiz? Çevremizdeki insanlara O’nun gibi Güven verebiliyor muyuz? Mazlum ve mağdurların yanında O’nun gibi durabiliyor muyuz? O’nun gibi, garibanlara kol kanat gerebiliyor muyuz?
Çocuk ve gençlerimiz, O’nun tertemiz gençliğini ne kadar örnek alıyor? Anne ve baba olarak ne kadar O’nu kendimize örnek alıyoruz? Bir baba olarak, bir evlat olarak, bir akrabâ ve komşu olarak O’na ne kadar benziyoruz?
Unutmayalım, Mü’minliğimiz-Müslümanlığımız O’nu örnek aldığımız ölçüde güzelleşecektir. Söylem ve eylem dünyâmız, O en güzeli izlediğimiz ölçüde güzelleşecektir. Hayâtımız, ömrümüz O en güzelin yolunda olduğu sürece güzelleşecektir.
Unutmayalım, Kabir Sınavında Peygamberin kimdir sorusuna doğru cevap verebilmek, bu sorulara olumlu cevap vermekle mümkün olacaktır!
Yüce Rabbimiz, O’na itâati kendisine itâat saydı; O’nu izlemeyi kendi sevgisini ve mağfiretini kazanmaya vesîle kıldı:
Peygamber'e itâat eden, Allâh’a itâat etmiş olur.2
Allâh’ı seviyorsanız bana uyun. Allah da sizi sevsin ve günahlarınızı bağışlasın. Allah affedici ve merhamet edicidir.3
Allah ve Resûlü bir işte hüküm verdiği zaman, artık mü’min bir erkek ve kadının, o işi kendi isteklerine göre seçme hakkı yoktur. Kim Allâh’a ve Resûlü’ne karşı gelirse apaçık bir sapıklığa düşmüş olur.4
Hayır, Rabbine yemîn olsun ki, onlar aralarında çıkan anlaşmazlıklarda seni hakem yapıp, sonra da senin verdiğin hükme karşı içlerinde bir burukluk duymadan tam anlamıyla teslîm olmadıkça îmân etmiş olmazlar.5
Bu yüzden Allah Resûlü’nün emrine aykırı davrananlar, başlarına bir belâ gelmesinden veya kendilerine acı bir azap isâbet etmesinden sakınsınlar.6
Peygamber size neyi verdiyse onu alın ve size neyi yasakladıysa ondan sakının. Allah'tan korkun, çünkü Allâh’ın azâbı çetindir.7
Dipnotlar:
1 Ahzab, 21.
2 Nisa, 80.
3 Âl’i İmrân, 31.
4 Ahzâb, 36.
5 Nisâ, 65.
6 Nûr, 63.
7 Haşr, 7.
Abone Ol
En son haberleri doğrudan gelen kutunuza alın. Asla spam yapmayız!
Mesaj Bırak