Ara

Korkularla İmtihan / Elif E. Bayraktar

Korkularla İmtihan / Elif E. Bayraktar

Korku, din ahlâkını gereği gibi yaşamayan insanların hayatları boyunca yoğun olarak hissettikleri bir duygu ve onlara en sıkıntı veren kavramlardan biri. Îmânî zâfiyet içindeki kişilerin hayâtı korkuları sebebiyle ādetâ kâbus gibi. Bu kişiler hayatlarının neredeyse tamâmını onlarca şeyden korkarak geçiriyorlar.


Çoğu insan yalnız kalma, yoksullaşma, mallarını, işlerini, sevdiklerini kaybetme, toplumda küçük görülme, amaçlarına ulaşamama, çirkinleşme, yaşlanma, hastalanma, ölme gibi korkularla mücâdele ederek ömür sürüyor. Ancak saydığım bu korkular dünyevî korkular. Tümü Allâh'ın imtihan amacıyla yarattığı ve sonsuz âhiret yaşamına geçmeden önce bekleme salonu hükmünde olan dünyâ hayâtına āit.


İnsanın hayâtının aşamalarına göre korkuları da çeşitlilik ve değişkenlik gösteriyor. Korku çok küçük yaşlarda āile ve çevrenin telkinleriyle öğreniliyor. Küçükken genellikle “öcü” kavramıyla korkutulan çocuk, büyüdükçe korkunun diğer çeşitleriyle tanışıyor. Korkuları yaşıyla doğru orantılı olarak sürekli büyüyor. Hemen her çocuğun yaşadığı karanlık korkusu yerini üniversite imtihanı korkusuna, daha sonra gelecek korkusuna bırakıyor.

İnsanların hayâtındaki en büyük korku ise ölüm korkusu. Âhirete kesin bilgiyle îmân etmeyen, dünyâ hayâtının tek hayâtı olduğu gafletindeki kişiler için, ölüm bir sondur. Oysa ölümle birlikte yalnızca imtihan amacıyla yaratılmış geçici hayat biter, sonsuza dek sürecek olan âhiretteki hayat başlar. Ölüm korkusu insan hayâtına her döneminde hâkim olan en önemli korku.

 
Çok cesur olduğu, hiçbir şeyden korkmadığı iddiasında olan kişi dahi korkunun bir çeşidini kesinlikle yaşıyor. Meselâ işini yitirmekten korkmayan insan, hastalanmaktan korkuyor. Kimi mallarından çok āilesini yitirme korkusunu içinde taşıyor. Her insan hayâtı boyunca az ya da çok bir şeylerden korkuyor. “Ölümden korkmuyorum” diyen kişi de kendisini ölüme yakın hissettiğinde, hangi şekilde öleceğinin korkusunu yaşıyor.

Birbirinden farklı gibi görünse de tüm korkular aynı ruh hâlinden kaynak buluyor. Allâh'a ve âhirete kesin bilgiyle îmân etmeyen, içlerinde samîmî Allah sevgisini ve korkusunu taşımayan, hayâtın yalnızca bu dünyâda olduğunu düşünen insan, ölümün her şeyi kesip bitireceğini zannediyor. İnsan, Allâh'ın tek güç olduğunun, O’nun dilemesi dışında hiçbir şeyin gerçekleşmeyeceğinin bilincinde olmadığı ve O’na güvenip dayanmadığı sürece tüm bu korkular kaçınılmaz. Gaflet hâlindeki bu kişiler korku duydukları her şeyi bağımsız birer güç olarak düşünüyor. Oysa tüm kişiler ve olaylar sonsuz güce sāhip Allâh'ın kontrolünde.


Samîmî îmânın getirdiği Allah korkusu tüm bu korkuları ortadan kaldırır aslında. İnsan yalnızca Allah'tan çok korktuğunda bu korkular yerini Allâh'a tevekküle bırakır. Kendinde güç görüp, kaygı içinde düşünmek ve tek tek korkularla boğuşmak anlamsız. Korku duyulan herkesi ve her şeyi Allâh'ın yarattığının şuurunda olmak, korkuları yenmenin asıl yolu.

Korku duyulan insanlar Allâh'ın dilemesi dışında hiçbir şeye güç yetiremeyen, nefes bile alamayan āciz varlıklardır. Korku duyulan hastalıklar, Allâh'ın imtihân etmek ve kişinin îmânını olgunlaştırmak için yarattığı ācizliklerdir. Allah dilemediği sürece hiçbir insan hastalanmaz, işini, mallarını, āilesini yitiremez. Geleceğe dâir insanın yaptığı planlara Allah dilememişse kimse müdahale edemez. Ve yine Allah dilemediği sürece, O’nun belirlemiş olduğu vakit gelmeden kimse ölemez.

Her şeyin tek ve gerçek sāhibi, sonsuz güç sāhibi olan Yüce Allah'tır. Korku duyulan her şey O’nun irâdesi ve kontrolündedir. O halde Allâh'ın dışında korkulacak, mutlak güç sāhibi hiçbir şey yoktur. Dünyâyı, âhiret hayâtını ve kâinattaki her şeyi yaratan Allâh'a duyulan korku, tüm korkuların önündedir ve diğer korkulara son verir.

Hayâtımız boyunca karşımıza çıkan her şeyi Allâh'ın yarattığının bilincinde olduğumuzda, hiçbir olay bizim için korku sebebi olmaz. Allah'tan gelen her şeyi sabır ve tevekkül içinde, O’ndan hoşnûd olarak, en güzel tavırla ve nezâketle karşılayalım. O zaman Allâh'ın îmân eden samîmî kullarına vaad ettiği üzere yaşayacağımız başka bir korku kalmayacaktır. Kaldı ki Kur’ân bizi hazırlıyor, bize imtihan başlıklarını da veriyor:

Andolsun, Biz sizi biraz korku, açlık ve bir parça mallardan, canlardan ve ürünlerden eksiltmekle imtihan edeceğiz. Sabır gösterenleri müjdele. Onlara bir musîbet isâbet ettiğinde, derler ki: "Biz Allâh'a āit (kullar)ız ve şüphesiz O'na dönücüleriz." Rablerinden bağışlanma ve rahmet bunların üzerinedir ve hidâyete erenler de bunlardır. (Bakara, 155-157)

Eylül 2022, sayfa no: 6-8

Abone Ol

En son haberleri doğrudan gelen kutunuza alın. Asla spam yapmayız!

Sosyal Medya Hesapları

Mesaj Bırak