Ara

Köprüler Yaptırdım Gelip Geçmeye

Köprüler Yaptırdım Gelip Geçmeye

“Köprüler yaptırdım gelip geçmeye
Çeşmeler yaptırdım suyun içmeye”

Türkü böyle söylüyor. Doğrudur. Köprülerin hayâtımızdaki yeri önemli. Şehrin orta yerinden bir ırmak geçiyorsa o zaman köprüler kaçınılmaz şehir süslerinden biri olur. Evet, süstür köprü. Elbette ulaşımı sağlar köprüler ama aynı zamanda da bir süstür. Bunu daha iyi anlamak için ecdâdımızın yaptığı köprülere bakmak yeterli. Binbir çeşit nakış ve süslerle bezenmiş, büyüklü küçüklü gözleri bulunan köprüler yüzyıllara meydan okuyarak hâlâ şehirlerin süsü olmayı sürdürüyor. 

Bir de Karadeniz’in sarp dağlarının, ormanlarının içinde derelerin üstünde yer alan köprüler var. Genelde yöre insanının kendi imkânlarıyla yaptığı tahta köprüler, estetik olarak belki güzel bir görünüme sâhip olsa da bağlı olduğu iplerin insanlar geçerken sallanması, adım attıkça tahtaların yerinden oynaması yöre halkına olağan gelse de yabancılar için bir korku filminden farksızdır.

Köprüden geçmek, bir suyun akışına kendini kaptırmak güzeldir. Elbette ırmakların üzerinden geçerken bu keyfi almak pek mümkün değil. Kısadır ırmakların köprüleri. Ancak boğaz köprüsü gibi uzun süren köprü yolculukları insana bu keyfi verebilir. Boğazdan geçerken İstanbul’un güzelliğine kendini kaptırarak yapılan bir yolculuk özellikle İstanbul’a Anadolu’dan gelen yolcular için bir çeşit hoş geldin merâsimi olmakta. Şimdi üç köprü var İstanbul’un iki yakasını bir araya getiren. Hepsi de İstanbul’un farklı köşelerini temâşâ eylememizi sağlayan köprüler bunlar. 

Mimar Sinan’ın eserleri arasında köprülerin yeri çok ayrıdır. Her biri birbirinden güzel köprülerle donatmıştır Mimar Sinan dört bir köşeyi. Büyükçekmece sınırlarında bulunan Kanuni Sultan Süleyman Köprüsü, Odabaşı Köprüsü, Yakupağa Köprüsü onun eserlerinden sâdece birkaçı. Bosna dediğimizde aklımıza gelen en önemli eserlerden biridir Mostar. Mimar Sinan’ın çırağı olan Mimar Hayrettin tarafından yapılan bu köprü Bosna savaşında yıkılmış olsa da Türkiye tarafından aslına uygun olarak yapılıp Bosnalılar’ın hizmetine sunulmuştur. 

Hıdırlık Köprüsü

Benim hayâtımda iki şehir var. Tokat ve Adapazarı. Birinde Yeşilırmak birinde Sakarya Nehri esenlik sunuyor şehre. İki şehir, iki ırmak, iki köprü. Birinci köprüm Yeşilırmak üzerinde Tokat’ın iki yakasını 1250 yılından bu yana bir araya getiren Hıdırlık Köprüsü.

Yeşilırmak’ın eşsiz güzellikteki köprüsü Hıdırlık; sâdece Tokat açısından değil Türk târihi açısından da önemli bir eser. Selçuklu’dan günümüze ulaşan köprüler içinde kitâbesi olan tek köprü Hıdırlık. 2'nci Gıyaseddin Keyhüsrev’den sonra tahta üç oğlu birlikte geçiyor. Hıdırlık Köprüsü bu üç kardeş zamânında yapılıyor ve kitâbede üç kardeşin adı da geçiyor.

1250 yılından bu yana Yeşilırmak’ın üstünde bir kemer gibi duran köprü küçük onarımların dışında aslına uygun olarak şehre hizmet etmeye devâm ediyor. Daha önceleri araç trafiğine de açık olan köprü 2013 yılından bu yana sâdece yayaların geçmesi için ayrılmış durumda. Köprüde durup Yeşilırmak’ı izlemek, ağır ağır Karadeniz’e doğru yol alan ırmağa bakarak denize selâm göndermek de büyük bir huzur kaynağı. 

Evliya Çelebi’nin Seyahatname’sinde de geçer Hıdırlık Köprüsü. “Köprünün yanındaki Hıdırlık çayırı yüzyıllardır Tokat’ın mesîresidir. Cümle halk, hāneleri ve yakınlarıyla gelip sefâ eder.” 

Hep Karşıyaka’da oturdum ben. Şehir merkezine yürüyerek gittiğim zamanlar yolumu Hıdırlık Köprüsü’ne uğratmaya gayret ettim. Şimdi çok köprü var ırmağın üzerinde ama hiçbiri de Hıdırlık Köprüsü’nün yerini tutamaz. Onda târih var, görkem ve yüzyılların Tokat’ına şâhitlik var. 

Beş Köprü

İkinci köprüm Beş Köprü. Adapazarı’nda bulunan bu köprü günümüzde aktif olarak kullanılmasa da târihî değer olarak dünyâ kültür târihinde çok önemli bir yere sâhip.

Doğu Roma döneminden kalma en görkemli yapılardan biri olan köprünün gerçek adı
Justinianos (Jüstinyan) Köprüsü. 559 yılında yapımına başlanan köprü 562 yılında tamamlanmış. Kireç taşından yapılan köprünün taşları uzak diyarlardan getirilerek yapılmış köprü. Sakarya Nehri’nin eski yatağının köprünün bulunduğu yerden geçtiği söylenir. 

Marmara’ya kolay geçişin sağlanması için Justinianos tarafından yaptırılan köprünün inşaatı ile Justinianos’un özel olarak ilgilendiği de kayıtlarda geçmekte. 

Köprünün üzerinde bulunan kitâbede şu ifâdeler yer alıyor: “Şimdi, taşkın suları bu sütunların arasından geçen ey Sangarios (Sakarya) Nehri; sen de artık bir hükümdârın eliyle onun kulu olmuş onun istediği gibi akıyorsun, tıpkı mağrur Hespera ve Med Halkları ve tüm Barbar yığınlar gibi. Bir zamanlar gemilere başkaldıran, bir zamanlar dindirilemeyen sen, şimdi geçit vermez taşların vurduğu prangaların arasındasın.”

Yıllar onu yıpratmış olsa da, altından şimdi coşkun sular akmasa da aradan geçen uzun senelere rağmen ben buradayım diyen bir heybeti var Beş Köprü’nün.

Estetik Şehrin Rûhudur

Günümüzde herhangi bir yapıyı ortaya çıkarmak çok da güç değil. İmkânlar eski ile kıyaslanamayacak bir seviyede. Geçmişin kısıtlı imkânları ile yapılan birbirinden görkemli yapılar ve konumuz olan köprüler bugün bile hayranlıkla izleniyor. 

Artık her şeye faydacı bir bakış açısı ile bakıldığından olsa gerek sâdece karşıya geçme amacına hizmet eden köprüler yapılıyor. Bol demir, bol beton ve soğuk bir seyahat. Bir eser inşâ ederken şehir estetiğini ve insanlara vereceği huzûru da göz ardı etmemek gerek. Ecdâd bunu yaptığı her eserde ince bir işçilikle sağlamış. Günümüzün soğuk yüzünden yapılar da payını aldı ne yazık ki.

Ocak 2025, sayfa no: 72-73-74

Abone Ol

En son haberleri doğrudan gelen kutunuza alın. Asla spam yapmayız!

Mustafa Uçurum Tokat doğumlu. İlkokulu, ortaokulu ve liseyi Adapazarı’nda; üniversiteyi Cumhuriyet Üniversitesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü’nde okudu. Arkadaşlarıyla Martı dergisini ve Yitik Düşler Edebiyat dergisini, daha sonra Tokat merkezli Polemik dergisini çıkarttı. Şiir ve yazıları; Dergâh, Yediiklim, Hece, Hece Öykü, Yolcu, Türk Dili, Karabatak, Türk Edebiyatı, Aşkar, Sabit Fikir, Ayasofya, Cins, Nihayet, Muhit, Yitiksöz gibi dergilerde yayımlandı. Şairin Aynası kitabı ile TYB 2018 deneme ödülünü aldı. TÜRDEB tarafından 2020 yılı Dergi Dostu Yazar Ödülü’nü aldı. TYB Tokat Şube Temsilcisi. www.mustafaucurum.com adresinde dergiler ve kitaplar hakkında yazılar yazıyor. Evli ve iki çocuk babası olan Uçurum, Tokat’ta öğretmenlik yapıyor. Kitapları: Tenhalayın Kalbimi (Şiir), Esmerliğime Bakma (Öykü), Fedakâr Dost (Hikâye), Çocuklar Çocukluğunu Bilsin (Şiir), Irmaklarla Büyüyen Çocuk (Hikâye), Konuştukça Memleket (Şiir), Deneme Çekimi (Deneme), Kalbime Takılan Uçurtma (Hikâye), Şairin Aynası (Deneme), Şehirde Yeni Bir Rüzgâr (Deneme), Dünya Telaşı (Şiir) Uçurumda Bir Gömü ( Öykü), Boyumu Aşan Ömür – (Şiir), Eve Dönen Masallar ( Masal) - Yüzümün Haritası ( Deneme)
Sosyal Medya Hesapları

Mesaj Bırak