Ara

Kırık Bir Sandalyede Oturma / Uzm. Psk. Kerem Gümüş

Kırık Bir Sandalyede Oturma / Uzm. Psk. Kerem Gümüş

Bir gün bir danışanım bana şöyle demişti: “Hocam, çocukken evimizde bir sandalye vardı, ayağı kırıktı. Ama annem ‘idâre eder’ deyip yıllarca o sandalyeyi kullanmaya devâm etti. Ne zaman otursam, düşeceğim korkusuyla kendimi diken üstünde hissederdim. Şimdi fark ediyorum ki ben aslında hayâtı o sandalyede oturur gibi yaşamışım.”

Bu cümleyi duyduğumda içimde bir yer titredi. Ne çok insan, ne çok hayat bu benzetmede karşılığını buluyor. Hepimiz bir yerlerde kırık bir sandalyeye oturmuşuz, düşmekten korkarak yaşamışız sanki. Oysa o sandalyeye vedâ edip yenisini almak da mümkün ama alışkanlıklarımız ve korkularımız bize hep aynı şeyi fısıldar: “İdâre et…”

Çocukken yaşadığımız şeyler, sâdece anı olarak kalmaz. Bir davranış kalıbına, bir dünyâ görüşüne, bir kader algısına dönüşür. Ailesi tarafından sürekli eleştirilen bir çocuk, büyüdüğünde kendi iç sesiyle savaşır durur. Sevgi görmeden büyüyen biri, sevgiyi hak ettiğine inanmaz ve bir gün sevildiğinde huzursuz olur. Neden mi? Çünkü içindeki kırık sandalye ona der ki: “Bu kadar rahat oturma, bir şeyler ters gidecek…”

Psikoterapide bazen aylarca, yıllarca süren şey budur aslında: Kırık sandalyenin farkına varmak, ona vedâ etmek ve sağlam bir sandalyede belki de ilk defa güvenip sırtını dayayarak rahatlamayı öğrenmek. Kolay değildir bu. Çünkü eski acılar çok tanıdıktır, alışılageldiktir. O yüzden bazı insanlar, sağlıklı ilişkiler yerine bildikleri, ona acı veren, onu huzursuz eden toksik ilişkileri tercîh eder. Bildiğimiz acı, bilmediğimiz mutluluktan daha güvenli gelir bize.

Beni en çok etkileyen şeylerden biri de insanların kendileriyle kurdukları ilişki. Çoğu kişi dış dünyâda saygı, sevgi, anlayış beklerken kendi iç dünyâsında kendine acımasız davranıyor. Hatâlarını affetmiyor, başarısını küçümsüyor, duygularını yok sayıyor. Oysa insanın kendine şefkatle ebeveynlik yapmayı öğrenmesi gerek bazen. İçindeki kırılmış çocuğun elinden tutup ona şöyle demesi gerekir: “Tamam canım, artık güvendesin.”

Hayat bizi kırabilir, insanlar bizi yaralayabilir. Ama yaraları iyileştirmeyi seçmek de bir tercihtir. O eski kırık sandalyeye dönüp bir kez daha oturmak yerine sağlam bir sandalye inşâ etmek bizim elimizdedir. Ve bu da ancak kendimize dürüstçe bakarak, geçmişin yükünü fark ederek ve o yükü artık taşımamaya karar vererek olur.

O zaman hayat, kırık bir sandalyeden kalkmaya cesâret ettiğinizde başlar.

Sevgilerle

Mayıs 2025, sayfa no: 78-79

Abone Ol

En son haberleri doğrudan gelen kutunuza alın. Asla spam yapmayız!

Sosyal Medya Hesapları

Mesaj Bırak