İyi bir ilişki, her zaman doğru kişiyle değil, doğru insan olmakla başlar.
Gerçek mutluluğu bulmak, evlilik ilişkisinde eşinle sağlıklı ilişki kurabilmekten geçer. Sağlıklı ilişki kurabilmenin sırrıysa dışarıda aradığımızda değil, kendi iç dünyâmızda saklıdır. Birçok çift, ilişki içindeki sorunlarda kendi eksikliklerini görmek yerine hemen karşı tarafın hatâlarına odaklanır. Ancak bu, insanın ilişkide yaptığı en büyük yanlışlardan biridir, kendi içine odaklanacak gücü bulamamasıdır. Sürekli eşinizi suçlamak, ilişkinizi çıkmaz bir sokağa sürükler. İşte tam bu noktada insanın ilişkideki rolünü iyi tanımlaması gerekmektedir. Çünkü gerçek ilişki, önce kendini keşfetmekle başlar ve insan içindeki güzellikleri veya eksiklikleri fark edene kadar da dışarıda aradığı hiçbir şey ona yeterli olamaz. İlişkide önemli olan kendi eksikliklerimize odaklanıp onları düzeltmek için attığımız her adımın, ilişkilerimizde pozitif bir dönüşüm oluşturacağını fark edebilmektir.
İyisi mi insanın hayâtın acı gerçekleriyle yüzleşmesi gerekir. Konuyla ilgili: “Hayatta en acıklı şey, insanın problemin kendinden kaynaklandığını görememesidir." der, Jung. Bu söz, oluşan sorunlarda kişinin kendi eksik tarafını keşfetmesinin ne kadar önemli olduğunu anlatıyor. İlişkilerde yaşanan sıkıntıların çoğu, aslında kendi eksikliklerimizi görmezden gelmekten kaynaklanıyor ve en çok da çiftleri kişilerden birinin sürekli kendini savunduğu durumlar tüketiyor. Kendi hatâlarınızı kabûl edip düzeltmeye başladığınızda, etrâfınızdaki dünyâda da olumlu değişiklikler meydana geliyor.
Hayatta da böyle, ilişkilerde de böyle. Küresel dünyâ, insanı hatâdan münezzeh bir algıya sürüklüyor ve bu durum insanın gelişimi açısından çok tehlikeli. İnsan hatâlarla doludur. Hatâlar ve eksiklikler, yaşam süreci boyunca insanın değişmeyecek olan yegâne parçasıdır. Bu tarafımızı görmek, bu âciz tarafımızla barışmak bizi olgun ve güçlü yapıyor. Zîrâ öbür türlü, insanın bedeni yetişkin olsa da rûhu hep bir çocuk kalıyor. Yetişkin bedeninde çocukça yaşamak da ilişkileri içinden çıkılması zor bir kısır döngüye sürüklüyor. Sürekli karşı tarafın hatâlarına odaklanmak ilişkinin sağlıklı bir şekilde ilerlemesini engellediği gibi, zamanla çiftler arasındaki bağı da zayıflatıyor.
O yüzden çiftler, ilişkide olumsuz bir durum yaşandığında önce kendilerine şu soruları sormalıdır:
- Ben bu konuda nerede yanlış yaptım?
- Kendimi doğru ve anlaşılır bir şekilde ifâde edebildim mi?
- Bu durumu daha yapıcı ve sağduyulu bir şekilde nasıl anlatabilirdim?
Eğer eşler, kişisel hatâlarını görmezden gelip tüm sorumluluğu karşı tarafa yüklerse, ilişkinin doğal akışı bozulur. Sonuç olarak, birbirini anlamaya çalışan iki insan olmaktan çıkar, yalnızca kendi hatâlarını savunan ve karşıyı suçlayan iki yabancıya dönüşürler. İlişki içinde yabancı olmak ilişkiye iyi gelmediği gibi, bireysel anlamda hem psikolojik hem fiziksel problemler ortaya çıkarır. Nice yaşları henüz küçük olan danışanlarımın, herhangi bir fiziksel hastalığı olmamasına rağmen baş ağrıları, şeker, tansiyon, kas ağrıları gibi problemlerle boğuştuğuna şâhidim ve birçoğunun ortak özelliği kendiyle ya da eşiyle arasının sağlıklı olmamasıydı. Yâni fizyolojik ve psikolojik sağlamlığımız için sağlıklı ve mutlu bir evlilik ilişkisine ihtiyâcımız var; sağlıklı ve güçlü bir ilişki için de suçlamak yerine anlamaya, eleştirmek yerine kendi payımıza düşeni sorgulamaya odaklanmaya ihtiyâcımız var.
En nihâyetinde sağlıklı bir ilişki, iki kişinin birbirini değiştirmeye çalışmasından değil; birlikte değişim ve gelişim yolculuğuna çıkmasından doğar. İyi ilişkiler, sâdece mutluluk getiren değil, aynı zamanda rûhunuzu besleyen, size güç veren gerçek dostluklardır. İçtenlikle söylemek gerekirse sevgi dolu bir yaşamın sırrı, önce kendi iç dünyânızı güzelleştirmekten geçer. İlişkimiz için; çiçekler ekelim gönlümüze, eksiklikler yerine huzûra odaklanalım. Rûhumuzun ilacı bu olacak, ilişkimizi ve geleceğimizi bu anlamlı çabamız kurtaracak.
Şunu bilmenizi isterim ki gerçek ilişkiler kusurları görmezden gelmek değil, kusurlarla birlikte sevmektir. Hiç kimse mükemmel değildir ve çatışma içerisinde suçsuz olmamak, ilişkinizi daha değerli hâle getirmez. Asıl önemli olan hem kendinizi hem de eşinizi oldukları gibi kabûl etmek ve birlikte büyümeye çalışmaktır. Sürekli eleştirmek yerine kendi gelişiminize odaklanmak, karşılıklı güven ve saygıyı pekiştirir, ilişkide yıkılmaz bir güç oluşturur.
Kendinize yatırım yaptığınız her an, yaşamınızın en değerli parçasını inşâ ediyorsunuz. En büyük aşk, kendinizi sevmek ve her ânınızda büyümek için gösterdiğiniz çaba ile hayat bulur.
Sevgilerle..
Nisan 2025, sayfa no: 66-67
Abone Ol
En son haberleri doğrudan gelen kutunuza alın. Asla spam yapmayız!
Mesaj Bırak