Ara

KARDEŞLİK DUASI

KARDEŞLİK DUASI
Feriha Arslan   “Onlar, "Rabbimiz, bize gözümüzü aydınlatacak eşler ve çocuklar bağışla ve bizi müttakilere önder kıl" derler. (Furkan süresi ayet 74)   Günümüz Müslümanlarının bu öğüte çok ihtiyacı vardır. Herkes kendi yaptığının iyi olduğunu zannediyor. Hâlbuki mihengimiz Kur'ân olmalıdır. Eşimiz ve çocuklarımız bizim gözlerimizin nuru olsun. Nasıl gözü­müzü tehlikelerden korursak eş ve çocuklarımızı da günahlardan koru­yalım. Yoksa yanarlar. İstikbalinin sınırı seksen yıl olmasın. Kabir ötesi için de çocuklarımızı hazırlayalım. Cennete layık hale getirelim.   Allah’tan sakınan bir toplum meydana getirelim ve onlara önder olalım. Tarihte hiçbir zaman zalimlerin başına adil bir önder gelmemiş. Adil bir toplumda zalim bir önder gelmemiş. (Furkan sûresi ayet 18 ve Bakara 124) Emir ve yasaklara dikkat eden müttaki toplum, âhirette önderleriyle birlikte toplanırlar ve ebedi kalmak üzere Cennete koyulurlar. Bu kula kul olmayıp Rahman'a kul olmanın mükâfatıdır. Zaten Rabbimize kulluğumuzun dışında bizim değerli olan neyimiz var ki? Altına, gümüşe, yakuta, inciye, mercana ve dünya nimetlerine sahip olanlar bilsinler ki; bu nimetleri yaratan Allah’tır. Bunlara sahip olmak Allah katında değer kazandırmaz. Ancak bu dünyada her hareketimizi Rabbin istediği doğrultuda ya­parsak Rabbimiz katında kulluğumuzun ve dualarımızın bir değeri olur.   Rabbim senden başkasına kul edip yalvartma. Amin.   “Onlardan (Muhacir ve Ensar’dan) sonra ge­lenler: "Rabbimiz, bizi ve bizden önce imanla geçip giden kardeşlerimizi bağışla. İman edenlere karşı gönlümüzde bir kin bırakma. Rabbimiz, şüphesiz sen şefkatlisin merhametlisin" derler.” (Haşr sûresi ayet 10)   Bu ayet çok güzel bir duâdır. Bu ayet-i ezberleyiverin. Bizden önce gecenler; 1. Ölmüş olanlar, 2. Bizden önce bu davaya hizmet etmiş ve sağ olanlar kastedilir. "Ya Rabbi! Yüreğinde iman olan hiçbir kuluna bizim kalbimizde kin bırakma." Bu duayı bu günlerde çokça okumalıyız. Hiçbir mü'mine karşı yüreğinizde kin taşımayın. Kin besleyecek çok din düşmanı var.   Mü’min insanlara karşı gönlümüzde kin bırakmayacağız. Bunun için o mü’min kardeşimizin iyi huylarını gözümüzün önüne kadar getirip güzelliğini seyredeceğiz. Şeriatçı, tarikatçı, radikal, ılımlı, hoşgörücü, müteassıp, barışçı, siyasal İslamcı, aşırı dinci, selefi, sufi vs. gibi isimler takılarak parçalanmak istenen insanımızı “Müslüman” adı altında toplayıp hatalarıyla beraber bağrımıza bastıktan sonra yanan bir yüreğin ateşiyle hataları yakıp sessizce yok edeceğiz. Rabbimiz, mü’minleri  tuğlaları  kurşunla kaynatılmış binaya benzetir. (Saf 61/4)   Bir binanın tepe taşının temel taşına hava atma hakkı yoktur. Temel taşının da “Ben hepinizden büyüğüm, sizi ben taşıyorum”  deme hakkı yoktur. Toplum mi’marları  temel taşıyla,  tepe taşını, köşe taşıyla ara dolgularını  iyi tespit edenler ve  taşı gediğine koyanlardır. Dünyada kötü taş yoktur. Hepsinin kullanılacağı  yer vardır. Matematikçi sıfıra  kızıp da  “Sen bir şeye yaramazsın sen sıfırsın” demez. Sıfırı rakamın sağ tarafına yazıver dimi rakamı on kat yapar.   İslam  binasının kuruluşunda  görev alan, kalem kullanan,  alın teri, gözyaşı, döken, kan veren, can veren, bid’atları  temizleyen  mü’minler, velisiyle, delisiyle, yazarıyla, gezeriyle, yayıncısıyla, okuyucusuyla,  işçisiyle, aşçısıyla, amiriyle, memuruyla,  hocasıyla, generaliyle, eriyle, rektörüyle,  öğrencisiyle  bize aittir.   Binanın tuğlalarından çatlayanlar olabilir. “Çatlak vaaaaar” diye bağıran bitişik tuğla yardım etmezse bağıranda düşer. Her tuğla dört tuğlaya tutunurken  aynı zamanda onları da tutar.   Öyle ise  “Çatlaak vaaar”  diye bağırmak yerine  çatlak yer tamir edilmeli, sıvanmalı ve boyanmalı. Hatalar kişinin kulağına fısıldanmalı, basın yayın kuruluşlarıyla açıklanarak aşağılanmamalı.  

Abone Ol

En son haberleri doğrudan gelen kutunuza alın. Asla spam yapmayız!

Sosyal Medya Hesapları

Mesaj Bırak