Ara

İsrail’in Gazze’ye Üçüncü Saldırısı ve Sonuçları

İsrail’in Gazze’ye Üçüncü Saldırısı ve Sonuçları

İsrail tarafından son 5 yıl içinde Gazze’ye üçüncü kez saldırı düzenlendi. Bunlardan ilki 2008/2009 yılına ikincisi Mısır’da Mürsi’nin iktidarı dönemine üçüncüsü de 8 Temmuz 2014 tarihine yani Ramazan iklimine denk gelmiştir. Yasal ve darbeye maruz kalmış Mısır Cumhurbaşkanı Muhammed Mürsi’nin brokerliğinde varılan ateşkes anlaşması sırasında Türkiye’de bugün yaşananlar benzer tartışmalar yaşanmıştı. Türkiye’nin devre dışı kaldığı ileri sürülmüştü. Tehalükle veya aceleyle bugün de öyle yorumlar yapıldı lakin Hamas’ın Mısır’ın hazırladığı ateşkes anlaşmasını reddetmesiyle birlikte bu sesler şapa oturmuştur. Zira bu yorumlar maksatlıdır. Garezde ise maraz vardır. 8 Temmuz günü başlayan Gazze’ye yönelik İsrail bombardımanı, İsrail’in kara harekâtına kalkışmaya hazırlandığı 18 Temmuz 2014 gününe kadar Filistin tarafından yaklaşık 220 kişinin ölümüne ve yaklaşık 1600 Gazzelinin de yaralanmasına neden olmuştur. The Daily Telegraph gazetesinin haberine göre ölen ve yaralananların yaklaşık yüzde 80’i sivil kesimlerden oluşmaktadır. Benzeri haber ve analizlere göre de ölenlerin beşte biri veya daha fazlası ise çocuk yaşındadır. Bu acı hasılat veya veriler, 2012 saldırılarıyla karşılaştırıldığında, kara harekâtına kadar Ramazan saldırısında ölenlerin sayısının 2012 saldırısında ölenlerin sayısını aştığı göstermektedir. Gazze ile İsrail arasındaki çatışmalar etki tepki üzerine tırmanmıştır. Çatışmaların nedeni üç İsrailli yerleşimci gencin kaçırılması ve ardından ölü olarak bulunmasıdır. İsrail delil olmadan olağan suçlu olarak Hamas’ı görmüştür. Misilleme olarak da önce Şalit’in salıverilmesi karşılığında bırakılan Filistinli esirleri tekrar tutuklamıştır. Aynı sıralarda kötü şöhretiyle ve Yahudi katliamıyla anılan sabıkalı Deyr Yasin köyünde Muhammed Ebu Hudeyr isimli Kudüslü genç hunharca öldürülmüş ve yakılmıştır. Bunun üzerine umum Filistin’de bir infial yaşanmıştır. 

Çatışmanın tırmanmasının siyasi nedenleri var. Bu da Filistin’de birlik ve milli mutabakat hükümeti kurulmasıdır. Bu gelişme İsrail’i çıldırtmış ve Netanyahu, Mahmut Abbas’a tercih şıkkı bırakmamıştır. ‘Hamas’ı tercih edersen bizi unut’ demiştir. Bununla birlikte Hamas’ı yeni bir direniş hamlesi yapmaya iten veya direncini artırmaya vesile olan hususlardan birisi Gazze’nin mali olarak boğulmasıdır. Mısır’daki rejim değişikliğinden sonra İsrail ve Mısır müşterek bütün sınır kapıları ardına kadar kapatmıştır. Ambargo sektirmeden uygulanmış ve para akışına izin verilmemiştir. Bunun sonucu olarak altyapı hizmetleri aksamış ve Hamas Gazze’de 50 bin memura iki aydır maaş ödeyememiştir. Katar’ın taahhüt ettiği haranın geçişine izin verilmemiştir. Bu da Sami Ebu Zühri’nin ifadesiyle kendilerini köşeye sıkıştırmış ve geride kaybedecek bir şey bırakmamıştır. İşte bu ortamda şöyle bir denge ortaya çıkmıştır: İsrail öldürmek için savaşırken Hamas ve Gazzeliler ölümüne savaşmaya koyulmuşlardır. Bu da İsrail açısından caydırıcı olmuştur.

Kara Harekâtı ve Riskleri

İsrail’in kara harekâtıyla alakalı kısa ve uzun vadeli iki beklentisi vardır. Kısa vadeli olan, Hamas ve İslâmî Cihad’ın füzelerini etkisiz hale getirmek ve İsrail’e huzur getirmektir! Gazze ile İsrail arasındaki tampon bölgeyi tahkim etmek ve ara bölgedeki; Gazze sınırlarından İsrail içlerine ulaşabilen tünelleri imha etmektir. Uzun vadeli hedefi ise Hamas’ı Gazze’den sökmek ve belki de buraya Muhammed Dahlan’ı yerleştirmektir. Bu tez veya senaryo Mısır tarafından da kabul görmektedir. Bu itibarla Hamas iki cephede birden savaşmaktadır. Mübarek rejimine yakın eski isimlerden Mustafa Faki Filistin’i İsrail’in saldırılarından korumanın en iyi yolunun Filistin’i Muhammed Dahlan’a teslim etmek olduğunu söylemiştir. Bu Mısır askeri cuntasının başı Abdulfettah Sisi ile Abu Dabi Emiri Muhammed Zayed’in de hayalindeki çözüm veya tercihleri arasındadır. Muhammed Dahlan Filistin’in Hafter’i sayılmaktadır. Mahmud Abbas’ın cılız yönetimine de alternatif olacağı düşünülmektedir. Cılız dediysek elbette İsrail’e karşı değil kendi halkına karşı. 

Gazze’ye uzun süreli bir kara harekâtının uzun vadeli sonuçları İsrail’in bölgeye yeniden çakılıp kalması olacaktır. İsrail güvenlik kabinesi hem zaman hem de mekân ve coğrafya açısından sınırlı bir harekât öngörürken evdeki hesap çarşıya uymayabilir. Harekât yayılarak bir bataklığa dönüşebilir. Öngörülemeyen İsrail vahşeti ve kayıplar Filistin’in genelinde yeni bir intifadayı tetikleyebilir. Bu açıdan Netanyahu, kendi şahinlerinin kara harekâtı baskısıyla Hamas’ın güçlü direnişi arasında sıkışmıştır. Orta yol olarak gördüğü Mısır ateşkes formülü de işlememiştir. Yeni bir intifada Hamas’ın zaferi olacağı gibi İsrail’in zayıflamasını beraberinde getirecektir. Hava, deniz ve kara harekâtının sonuçları ne olursa olsun, The Observer gazetesine göre savaşın galibi olmayacaktır. Bununla birlikte Hamas kısmi ve nispi üstünlük sağlayacaktır. Sönen yıldızı yeniden parlayacak ve yalnızlığını giderecektir. Mürsi’nin devrilmesinden sonra gömüldüğü ve mahkûm olduğu yalnızlığı kıracaktır. En azından kitleler nezdinde. Bu da iktidarların kâbusu olacaktır. 

Caydırıcılık Efsanesi Bitmiştir

İsrail’in önemli stratejik uzmanlarından birisi olan Amus Gilad, Hamas füzelerinin bir İsrailliyi bile öldüremediğini ileri sürmüştür. Bu sözleri karanlıkta ıslık çalmaya benziyor. 17 Temmuz tarihinde Gazze tarafından açılan ateşle Askalan civarında bir yerleşimci hayatını kaybetmiştir. Foreign Policy adlı Amerikan dergisi çatışmaların sonuçlarıyla ilgili tahmini değerlendirmesinde şu ifadeyi kullanmıştır: Hamas is strong — and Israel’s current attack on it will likely make it stronger. Hamas güçlüdür ve İsrail saldırıları Hamas’ı daha da güçlendirecektir. Hamas ve İslâmî Cihad 10 yıllık ‘hüdne’ ve mütareke teklif etmesine rağmen İsrail tarafı füze ve silah teknolojisini bu zaman zarfında daha da güçlendireceği gerekçesiyle teklife yanaşmamaktadır.

Aralarındaki Çekişme Çetindir

Kur’ân Yahudiler için ‘be’suhum beynehum şedit’ ifadesini kullanır. ‘Aralarındaki çekişme çetindir’ anlamına gelmektedir. Vakıa da bunu doğrulamaktadır. Gazze saldırıları İsrail içinde siyasi birlik olmadığını bir kez daha ortaya çıkarmıştır. Bu ülke yıllardır koalisyonlarla yönetiliyor. Bu da birlik ve beraberlik ruhu içinde olmadıklarını göstermektedir. Nitekim Netanyahu, Dişişleri Bakanı Avigdor Lieberman’ı Brütüs’ü olarak görmektedir. Lieberman’ın gözü Netanyahu’nun koltuğundadır. Kara harekâtını savsakladığından dolayı Lieberman kabine toplantısında Netanyahu’yu paylamıştır. Netanyahu da onu ve Maliye Bakanı Naftali Bennet’i ateşkes çabalarından haberdar etmemiştir. Netanyahu bu isimlerin kendisine komplo kurduklarını düşünmektedir. Gazze saldırıları koalisyon ortaklarının insicamını ve uyumunu da bozmuştur. İsrail bu gidişle bir hükümet kriziyle de karşı karşıya kalabilir.

Buna mukabil Hamas ve müttefikleri gösterdikleri kahramanlıkla Arap âlemindeki yalnızlıklarını en azından halk bazında kıracaklardır. Direnişe bel bağlayan halkın güveni yeniden geri kazanacaktır. 

Utanç Belgesi!

Hamas, Mısır askeri cuntasının hazırlamış olduğu ateşkes teklifi elinin tersiyle itti. Böylece bir taşla en azından iki ve daha ötesinde üç ve belki daha fazla kuş vurmuş oldu. İki kuştan birisi İsrail diğeri Mısır. Üçüncüsü ise Mahmut Abbas ve Tony Blair. Teklif hem esas hem de usul bakımından birçok mahzur taşıyordu. Esas yönüyle baktığımızda, metin Gazze’ye yönelik hem geçiş kapılarından hem de umûmî olarak ambargonun kaldırılmasına yönelik herhangi madde ve atıf içermiyor. Şartsız bir ateşkesi esas alıyor. Hâlbuki Hamas’ı ölümüne direnişe sevk eden birincisi yalnızlığı ikincisi de yaşadığı ekonomik darboğazdır. Yani artık Gazze’yi yönetemeyecek hale gelmesidir. Mısır belgesi bunları dikkate almamıştır. Esasla ilgili ikinci eksik, İsrail’in Şalit’in serbest kalması karşılığında salıverdiği Filistinli esirlerin üç İsrailli gencin öldürülmesine müteakip yeniden derdest edilmeleri meselesidir. Hamas elbette bunların yeniden salıverilmesini istiyor. Bu da göz ardı edilmiştir. Usul ve yöntem açısından da en büyük eksiklik teklifin bir muhatap içermemesidir. Daha doğrusu ateşkes teklifi İsrail tarafından ısmarlanmış ve Mısır hariciyesi ve istihbaratı ile İsrail Müzakere Takımı arasında pişirilmiştir. Hamas’a hiç danışılmamış ve varlığı yok farz edilmiştir. Kendileri çalmışlar kendileri oynamışlar. Hamas’a da icraatı kalmış. Bu hazırlıktan Mahmut Abbas yönetimi de haberdar edilmiş. İsrail Müzakere Takımı Netanyahu’nun temsilcisi İsaac Molho, Yoram Cohen ve Amus Gilad gibi isimlerden oluşmuş ve Lieberman devre dışı bırakılmıştır. Ateşkes metni hazırlanırken Hamas ve İslâmî Cihad gibi Gazze’deki Filistinli örgütler kesinlikle haberdar edilmemişler ve ateşkes teklifi emri vaki şeklinde kendilerine arz edilmiş daha doğrusu Gazze’deki örgütler teklifi gazetelerden veya radyo ve televizyonlar vasıtasıyla öğrenmişler. Hâlbuki 2012 yılında ve benzeri durumlarda bu tarz ateşkes metinleri ve süreçleri beraberce yürütülür ve en azından Mısır istihbaratı Hamas ile sürekli temas halinde olurdu.

Bu defa Hamas ve Gazzeli ortakları tamamen süreçte bypass edilmişler ve dolayısıyla ateşkes teklifi muhatapsız doğmuştur. İsrailli bir bakan bu durumu şöyle ifade ediyor: Ateşkes teklifinden birkaç saat sonra bu ateşkes anlaşmasını kendi kendimize yaptığımızı keşfetmiş olduk! Çünkü ortada bir muhatap yok. Mısır rejimi tanımadığı ve ötesinde Mürsi’nin müttefiki; terörist bir örgüt olarak gördüğü Hamas’ı muhatap almak istememiştir. Bu, uluslararası diğer oyuncuların da işine geliyor. İsrail ve Mahmut Abbas da Hamas’ın muhatap alınmasına çok meraklı değiller. Mısır rejimi Hamas’a İsrail kadar hasım. 1995 yılından beri Mısır’ın en güçlü adamlarından birisi olan ölen İstihbarat Başkanı Ömer Süleyman, 25 Ocak Devrimini Gazze devrimi olarak nitelendirmiştir. Güya Mübarek’i yerinden eden 25 Ocak devrimini Gazzeliler organize etmişler. Bugünkü Mısır rejiminin bakışı da aynı. 

Mısır rejimi Hamas ve diğer Filistinli grupların tepkisini de dikkate almamıştı. Bundan dolayı şapa oturdu. Hamas’ın ateşkes teklifini reddetmesi Mısır rejimini aşağılayan mesajlar eşliğinde gerçekleşti. Hamas temsilcileri zımni olarak Gazze’ye karşı Mısır-İsrail ortaklığını vurguladılar. Hamas temsilcilerinden Üsame Hamdan tünellere ihtiyaçları olmadığını zira Mürsi döneminde yeteri kadar stok yaptıklarını söyledi. Bu yeni Mısır rejiminin ambargosuna bir gönderme idi. Yine Hamas ateşkesi kabul karşılığında talep ettiği on şarttan birisi de Refah Sınır Kapısının kontrolünün tarafsız ülkelerden bir mekanizmaya devredilmesi olmuştur. Yani Mısır’ın bypass edilmesi. Bu da Mısır’a yönelik güvensizlik mesajlarından bir başkası idi. Hamas on maddelik şartında Gazze’nin denizden ve bir liman üzerinden ambargoyu aşmasını gündeme getiriyor. Bu Hamas’ın ateşkes şartı olduğu gibi Türkiye’nin de ilişkileri normalleştirme şartıdır. Emrullah İşler barışın anahtarının ambargonun kalkması olduğunu söylemiştir. İsrail Hamas’ın red cevabından sonra yanlışını anladı. Bununla birlikte hem Mısırlı rejim yanlısı yorumcular hem de Lieberman gibi İsrailli siyasetçiler ateşkesi reddetmesi için Hamas’ı Türkiye ve Katar’ın kışkırttığını ve telkin altında tuttuğunu ileri sürdüler. Said Ellavendi ve Sami Seyfülyezel gibi Mısırlı bazı yorumcular Mısır’ın hazırladığı ateşkes planının elinde patlamasını Türkiye ve Katar’ın telkinlerine bağladılar. Bununla birlikte, Hamas sözcüleri doğrudan veya dolaylı olarak Türkiye ve Katar’ın yapıcı rolüne atıfta bulundular. Açıkça ve zımni olarak iki ülkenin ateşkes sürecinde etkin olmasını istediler. Buna mukabil, şecaat arz ederken sirkatini söyleyen Kıpti gibi Sisi taraftarları İsrail’in Mısır’ın haricinde bir tarafın ateşkes planını kabul etmeyeceğini ileri sürdüler. Yani reddedilen emri vakii ve dayatmanın devamından umutlarını henüz kesmemişler. Bununla birlikte, Hamas temsilcilerinden ve Mısırla temastan sorumlu Gazi Hamd taleplerini karşılaması ve ateşkes metninde buna göre yeni düzenleme ve tadilatlar yapılması haline teklifi değerlendirebileceklerini söylemiştir. Sonuç itibarıyla, Hamas’ın Sisi’nin ateşkes planını reddetmesi Mısır’a büyük bir diplomatik şamar olmuştur. Mısır’ın bölgesel ağırlığını sarsmıştır.

Ağustos 2014

Abone Ol

En son haberleri doğrudan gelen kutunuza alın. Asla spam yapmayız!

Sosyal Medya Hesapları

Mesaj Bırak