Ara

İslâm ve Îman Ödünç Olmaz / Abdülkâdir Geylânî (rh.a)

İslâm ve Îman Ödünç Olmaz / Abdülkâdir Geylânî (rh.a)

Sendeki İslâm ve îman ödünç olmasın. Senin Allah’tan korkun, orucun, namazın ve seher vakitlerindeki uykusuzluğun ancak bu sâyede artar.

Saçmasapan sözlerle ve dedikodularla mallarınızı ziyâna uğratmayın. Sebepsiz yere sık sık komşularla, dostlarla ve tanıdıklarla bir araya gelerek oturmayın, bunlar boş heveslerdir. Zîrâ yalan ve gıybet ekseriyetle iki kişi bir araya geldiğinde yapılır. Günahlar da ancak iki kişi bir arada olduğunda yapılır. Sizden hiçbiriniz kendisi ve âilesinin zarûrî ihtiyaçlarının dışında bir şey için sokağa çıkmasın. Zîrâ hiçbir sebep olmadan boş yere dışarı çıktığın zaman, karşılaştığın kişilerle muhakkak dedikodu yaparsın ve günâha girersin. Söze önce başlama; aksine toplum içerisindeki bütün konuşmaların cevap niteliğinde olsun. Birisi sana bir soru sorduğunda bu soruya vereceğin cevap, hem sana hem de o kişiye bir fayda sağlasın.

Allah Dostlarına Benzemeye Çalışın

Ey cemâat! Allah dostlarının izlerini tâkip ediniz. Bütün gayretiniz yemek, içmek, giyinmek, evlenmek ve dünyâlık toplamak olmasın. Allah dostlarının düşünceleri ibâdet ederek, âdetleri terk etmektir. Hakk’ın kapısını talep ediniz ve çadırınızı oraya kurunuz. Âfetler sebebiyle Hakk’ın kapısından kaçmayınız. Zîrâ Allah (cc) çeşitli belâlarla, musîbetlerle, hastalıklarla ve açlıklarla sizi uyarır ki O’nu arayasınız ve O’nun kapısından ayrılmayasınız. Hakk’ın kendisinden ne istediğini bilmeyen, şeytan çarpmış gibi şaşkın dolaşan kimselerden olmayınız. O’na kulluk ediniz, kulluğunuzda da samîmî olunuz. Allah (cc) nasıl buyuruyor, O’nun şu sözünü işitmediniz mi?:

‘Ben cinleri ve insanları, ancak bana kulluk etsinler diye yarattım.’ (Zâriyât, 51/56)

 

Sizler bu gerçekleri bildiğiniz halde, niçin O’na olan ibâdeti terk ediyorsunuz? Niçin O’na giden yolda şeytan çarpmış kimseler gibi şaşkın haldesiniz? Allâh’a ibâdet etmeyen insan, niçin yaratıldığını bilmiyor demektir. Oysa ki hakîkat ayağı üzere bulunan insanlar, Allâh’a kulluk için yaratıldıklarını, öleceklerini ve sonra da diriltileceklerini bilirler. Onlar bu hal üzere kulluklarını gerçekleştirirler.

Allâh’ım! Sana ve senin seçkin kullarına karşı güzel edeple davranmayı bizlere nasîb et. Sebeplere bağlanma ve dayanma hastalığına bizleri müptelâ kılma. Bizleri Seni birlemede, Sana tevekkül etmede ve Senden başkasından istememe konusunda sâbit kıl. Hâcetlerimizi Sana yöneltmemizde bizlere yardım et. Bizleri konuştuklarımızla ve amellerimizle imtihân etme ve bizleri bunlardan dolayı cezâlandırma. Bize, cezâlandırmamakla ve müsâmahakâr davranmakla, kereminle muâmele et.

 

Mü’min Mü’minin Aynasıdır

Aynaya baktığında kılık kıyâfetine, saçına ve sarığına çekidüzen verdiğin gibi; dînî şekline çekidüzen verecek, sana ayna gibi vazîfe yapacak Allah dostlarını araştır. Akıllı ol. “Benim öğretici kılavuza ihtiyâcım yoktur” diyorsun. Bu hevesin nedir? Oysa ki Hz. Peygamber (s.a.v) bu hususta şöyle buyurmuştur:

‘Mü’min mü’minin aynasıdır.’ (Keşfu’l-Hafâ No: 2686)

Mü’minin îmânı sağlam olursa; o bütün halka ayna olur. İnsanlar onu gördüklerinde ve ona yakın olduklarında, onun sohbet aynasında dinlerinin yüzünü görürler. Bu boş hevesler nedir? Allah’tan (cc) her saat devamlı yiyeceklerinizi, içeceklerinizi, giyeceklerinizi, evleneceğiniz eşlerinizi ve rızıklarınızı istiyorsunuz; oysa ki bunlar ne artar ne de eksilir. Sizlerle birlikte duâsı müstecâb olan kişiler de duâ etseler, rızık yine de ne zerre miktârı artar, ne de zerre miktârı eksilir. Bu rızık ezelde bitirilmiş bir şeydir. Sizler size emrolunanları yapmak, yasak olanlardan da kaçınmakla meşgûl olunuz. Sizler size gelmesi garanti olan şeylerle meşgûl olmayınız. Taksîmatlar belirlenen vakitlerde acısıyla tatlısıyla, sevdiğiniz ve sevmediğiniz şeylerle mutlakâ önünüze gelir.

“Rabbimiz! Bize dünyâda da, âhirette de iyilik ver! Bizi cehennem azâbından koru!” (Bakara, 2/201)

 

Kaynak: El-Fethu’r-Rabbânî’den

Abone Ol

En son haberleri doğrudan gelen kutunuza alın. Asla spam yapmayız!

Sosyal Medya Hesapları

Mesaj Bırak