Ara

Îman Ümittir / Elif E. Bayraktar

Îman Ümittir / Elif E. Bayraktar

Ümitvâr olmak halk arasında genellikle “sonuç kötü olacak ama ümitvâr olmakta da fayda var” gibi anlaşılır. “Kadere boyun eğeceğiz” derken bile sonucun kötü olacağını ama tahammül etmek gerektiğini düşünür birçok insan. Oysa Allâh’ın yarattığı, yaratacağı sonuç en güzel olandır; ümit orada hazırdır.

Dünyâ hayâtındaki imtihânın içinde bir hikmet üzere yaratılan her ‘şey’ mükemmeldir, hayırlıdır. İnsan kader dâhilinde, sebepler dâiresinde o sonuca doğru, dünyâsı ve âhireti için en mükemmel olana doğru ilerler. Kadere îman ve tevekkül budur.

İnsanı ümitsizliğe, üzüntü, keder, sıkıntı, stres ve öfkeye kapılmaktan, gelecek kaygısı, korku ve tedirginlik gibi zarar veren etkenlerden uzak tutan îmânıdır.

Îman, insanın sâhip olabileceği en büyük nîmettir. Bu nîmete sâhip olan insan, "... sapasağlam bir kulba yapışmıştır..." (Bakara, 256.)

Bediüzzaman, îmânın tükenmeyen bir ümit kaynağı olduğunu ve ümîdin kendisine yeterli olduğunu şöyle ifâde eder:

… İşte bütün ihtiyarlığımdan ve firak (ayrılık) belâlarından gelen teessürâtıma (üzüntülerime), bana nûr-i îmân tam kâfî (yeterli) geldi; kırılmaz bir ricâ, kopmaz bir ümit, sönmez bir ziyâ, bitmez bir tesellî verdi. Elbette sizlere ihtiyarlıktan gelen karanlık ve gaflet ve teessürât ve teellümâta (elemlere), îmân kâfi (yeterli) ve vâfîdir (elverir)… (26. Lema, s.69)

Zorlu günler geçiriyoruz. Gözle göremediğimiz bir virüs tüm dünyâyı sarıp sarmaladı, büyük acılar yaşattı, yaşatıyor. Ancak zor şartlar insanı aslâ yanıltmamalı. Duânın kaderin anahtarı olduğunu ve duâ edildiğinde Rabbimizin bir hikmetle yarattığı kaderinin hareket etmeye başladığını aslâ unutmamalı.

Peygamberimiz (sav) en zorlu şartlarda dahî yılgınlığa kapılmadan, “Elbette Allah bizimle berâberdir” demedi mi? İşte güven ve hâlisâne teslîmiyetle bu cümleyi söylediğimiz an, duâdaki sır gerçekleşir ve Allâh’ın (cc) kaderi o yönde hareket etmeye başlar.

Geçmişte nasıl ki Allah, elçilerine ve sâlih kullarına yardımını ulaştırdı ve “imkânsız” zannedilenler gerçek oldu ise bu bizim hayâtımız için de geçerli.

“Allah, insana zulmetmez, insanlar kendi nefislerine zulmediyor” buyuruyor Allah. Korku ve tedirginlikle, vesvese ve ümitsizliğe kapılarak, sabırsızlıkla çok zulmediyor insan kendisine. Rûhu da bedenini yıpratıyor o zaman. Tevekkül çok önemli bir hedef olmalı. İnsan, doktorunun verdiği ilacını almadığında hastalandığı gibi tevekkülünü kestiğinde de hastalanır. Zorluk sürekli ise, tevekkül de kesintisiz olmalı; hayâtın her bölümünde olmalı.

Ümitsizlik ve yeis tehlikeli bir hastalık gibidir; Allâh'ın (cc) gücünü takdîr edememekten kaynaklanır. Allâh'ın rahmetini umûd etmek, Rabbimizin her şeye güç yetiren olduğu gerçeğinin şuurunda olmaktır. O’nun, bizim için en hayırlı olanı yaratacağına olan kesin inancımızın göstergesidir. Umut kesmek ise inanan insanın aslâ yaşamaması gereken bir ruh hâlidir.

Nasıl umut kesilir ki? Bizi yaratan, bize soluk aldıran, düşünme yeteneğini veren, görmemizi, işitmemizi, yürümemizi, koşmamızı sağlayan, sağlıklı yaşatan, güldüren, sayısız rızık bahşeden Yüce Allah'tır. O'nun rahmetini umûd etmemek, tüm bu nîmetleri görmezden gelmektir, nankörlüktür. Bir nîmet kaybı sırasında bile Allah'tan umut kesilmemelidir.

Allah, sonsuz kudretiyle kuşkusuz her şeyin en mükemmelini ve en kusursuzunu yaratır. Zorluklardan kurtaracak, karanlıklardan aydınlıklara çıkaracak olan sâdece O'dur. O (cc) her zorluğun ardından kolaylık verecektir.

Dünyâ hayâtı inanan insan için eğitim sürecidir. Zorlukların imtihân için yaratıldığını, göstereceğimiz sabır ve tevekkülün güzelliklerle karşılık bulacağını unutmamalıyız. Allah yarattığı zorluklarla bizi keskinleştiriyor, bizi arındırıyor, neden kötü hissetmeli?

İnanan insanı diğerlerinden ayıran, yaşadığı zorluk zamanlarında sergilediği güzel ahlâktır, zorlu olayların ardındaki hayrı beklemektir. Her imtihan Rabbine olan aşkını, sadâkatini ve ahde vefâsını kanıtlama fırsatıdır.

Dünyâ hayâtını güzelleştiren îmandır. Îman neşe ve huzurdur; gerçek kurtuluşa vesîledir.

Artık îmân edip sâlih amellerde bulunanlara gelince; Rabbleri onları Kendi rahmetine sokar. İşte apaçık olan 'büyük mutluluk ve kurtuluş' budur. (Câsiye, 30.)

Abone Ol

En son haberleri doğrudan gelen kutunuza alın. Asla spam yapmayız!

Sosyal Medya Hesapları

Mesaj Bırak