Babası Hz. Zekeriyyâ (as) gibi İsrâiloğulları’na gönderilen son peygamberlerden olan Hz. Yahyâ (as)’ın ismi, önceden geçtiği gibi doğrudan Allah Teâlâ tarafından verilmiştir. Ona bu ismin verilmesinin sebebi hakkında çeşitli görüşler aktarılmıştır. Çok yaşlı bir baba ile hem kısır ve hem de yaşlı bir anneden doğması, kâlbinin îman ve nübüvvetle ihyâ edilmesi, hiçbir kötülüğe düşmeyecek derecede itâatkârlıkla ihyâ edilmesi vb. özellikleri bu sebeplerin başında gelmektedir. Yine şehit düşecek oluşu, şehitlerin Allah katında rızıklandırılan diriler olmaları da bu sebepler arasında zikredilir.1 İnciller ise onu John the Babtist/Vaftizci Yahyâ olarak isimlendirirler.2
İncillerde de hakkında bilgi bulunan Hz. Yahyâ (as), teyzezâdesi Hz. Îsâ (as)’dan altı ay büyüktür. Kur’ân-ı Kerîm’de bildirildiği gibi, babası ve annesi çok yaşlı ve üstelik annesi kısır bir kadın olduğu hâlde Allah Teâlâ’nın emriyle o da Hz. Îsâ (as) gibi mûcizevî bir şekilde doğmuştur. Onun bu şekilde dünyâya gelişinin Kur’ân-ı Kerîm’de anlatılması, hristiyanların Hz. Îsâ (as)’ı Allâh’ın oğlu kabûl ederek işledikleri büyük hatâyı anlamalarını sağlamak husûsunda açık bir uyarıdır.3 Çünkü bu iki peygamberin dünyâya gelişleri tabîî doğum kânunlarının dışındadır ve bu yönden aralarında önemli bir fark yoktur.
Kur’ân-ı Kerîm’de doğumundan önce peygamber olacağı müjdelenen Hz. Yahyâ (as)’a daha çocukken, iffet, hikmet, kâlp yumuşaklığı, sâfiyet ve efendilik verildiği, dolayısıyla onun Allah’tan korkan, anasına ve babasına itaatkâr olan bir oğul olduğu belirtilmiştir. Yine Hz. Îsâ (as)’ın peygamberliğini tasdik edeceği bildirilmiş, kendisine, Tevrat’a sahip çıkması ve onun hükümlerine uyması ve halkı ona çağırması emredilmiştir:
“Zekeriyyâ mâbedde namaz kılarken melekler ona seslendiler: Allah sana kendi emriyle vücud bulan Îsâ’yı tasdik eden, seyyid (=efendi), hasûr (=iffetli) ve sâlihlerden bir peygamber olan Yahyâ’yı müjdeler.”4
“Ey Yahyâ! Kitab/Tevrat’a kuvvetle sarıl, deyip daha çocukken ona hikmet, katımızdan kâlp yumuşaklığı ve sâfiyet verdik. O, Allah’tan sakınan, anasına ve babasına karşı iyi davranan bir kimse idi, başkaldıran bir zorba değildi. Doğduğu günde, öleceği günde ve dirileceği günde ona selâm olsun.”5
Kur’ân-ı Kerîm’de Hz. Yahyâ (as) ile ilgili başka bilgi verilmez. Diğer kaynaklar da Hz. Yahyâ (as)’ı seyyid, fakih, âlim, Rabbine çok itâatkâr, güzel yaratılışlı, hiç öfkelenmeyen, hased duymayan ve şehvetten uzak bir kul olarak tanıtırlar.6 Bu konuda bâzı hadisler de nakledilmiştir:
Peygamberimiz (sav) şöyle buyurmuştur:
“Âdem evlâdından hiçbir kimse yoktur ki, bir hatâ yapmış veya bir hatâ işlemeye niyetlenmiş olmasın. Ancak Yahyâ bunun dışındadır.”7
İncillerde ise, onun ruhta kuvvetlenerek büyüdüğü, halka görüneceği güne kadar çöllerde kaldığı, gençlik yıllarını Ölüdeniz’in batısındaki bir yerde geçirdiği, M.S. 26 yılında Yahudiye çölünde tebliğe başladığı, halkı tevbe ederek vaftiz olmaya çağırdığı, günahlarını itirâf eden Yeruşalim, Yahudiye, Erden halkını ve bu arada Hz. Îsâ (as)’ı Erden ırmağında vaftiz ettiği anlatılmaktadır.8 Ayrıca onun, kendisinin Mesih veya İlya/İlyas olmadığını açıklayarak ve "Gerçi ben sizi su ile vaftiz ediyorum; fakat benden kudretlisi geliyor ki onun çarıklarının tasmasını çözmeye lâyık değilim; O ise Rûhülkudüs’le ve ateşle vaftiz edecektir."9diyerek Hz. Îsâ (as)’ı müjdelediği belirtilmektedir.
Şehâdeti
Hz.Yahyâ (as)’ın peygamberliği çok kısa sürmüş; O, Hz. Îsâ (as)’ın göğe kaldırılmasından yaklaşık 2,5 yıl önce, M.S. 27 yılının sonunda veya 28 yılının başlarında şehîd edilmiştir. Onun öldürülmesinin sebebi hakkında farklı bilgiler nakledilmiştir. Matta İncilinde, kardeşinin karısıyla evlenmek isteyen Kral Hirodes’e karşı çıkıp bunun haram olduğunu söylemesi yüzünden zindana atıldığı, Hirodes’in daha sonra da evlenmek istediği bu kadının kızına tutulduğu ve ona ne isterse yapacağına söz verdiği, anası tarafından kışkırtılan bu kızın da Hz. Yahyâ (as)’ın başını istediği ve bu arzusunun yerine getirildiği anlatılmaktadır.10 İslâmî kaynaklarda da buna yakın rivâyetler mevcuttur. Bu rivâyetlerde, açık giyimi yüzünden eleştirdiği kraliçenin kurduğu tuzak sonucu veya kardeşinin kızıyla evlenmek isteyen krala bunun haram olduğunu söyleyerek direnmesi yüzünden öldürüldüğü zikredilmektedir. Onun Kudüs’te değil Şam’da öldürüldüğü de söylenmiştir.11
Dipnotlar:
[1]. Sa’lebî, 374.
2. Matta, 3/11,14; Markos,1/6; Luka, 1/3.
3. Mevdûdî, Tefhim, I, 255.
4. Âl-i Imrân sûresi, 3/39.
5. Meryem sûresi,19/12-14. Daha çocukluğunda kendisine hikmet verilmesiyle ilgili olarak şöyle bir haber nakledilmiştir: Yaşıtı çocuklar kendisini oyun oynamaya çağırdıklarında, Hz. Yahya (a.s.), onlara şöyle demiştir: “Ben oyun için yaratılmadım.” Bâzı âlimlere göre ise, bu ifâde ile ona küçük yaşta peygamberlik verildiği kastedilmiştir (Bkz. Sa'lebî, 377).
6. Bkz. Sa’lebî, 375; İbn Kesir, Kasasu’l-enbiyâ, II, 640.
7. Ahmed b. Hanbel, Müsned, I, 254; İbn Kesir, Kasasu’l-enbiyâ, II, 634
8. Bkz. Luka, I/80; 3/2-21; Matta, 3/1-2; 3/4-16; Markos,1/4-9; Yuhanna, 1/6-34.
9. Luka, 3/16.
10. Matta, 14/3-12.
11. Sa'lebî, 379-380.
Abone Ol
En son haberleri doğrudan gelen kutunuza alın. Asla spam yapmayız!
Mesaj Bırak