Ara

Hz. Peygamber (sav) ile Hz. Ebûbekir’in (ra) Hicreti

Hz. Peygamber (sav) ile Hz. Ebûbekir’in (ra) Hicreti

Kureyş İleri Gelenlerinin Peygamber'e Suikast Yapmak İçin Toplanmaları

  • Hz. Peygamber (sav) hac mevsiminden sonra Mekke’de Zilhicce, Muharrem, Safer aylarını geçirdikten sonra, Mekke müşrikleri onun Mekke’den çıkıp Medîne’ye gideceğini zannediyorlardı. Medînelilerin bir kısmının müslüman olduklarını da biliyorlardı. Böylece Allâh’ın Medîne’yi İslâm’ın kalesi yapacağından korkuyorlardı. Onun için Hz. Peygamber’i öldürmek, hapsetmek veya sürgün etmek için toplandılar. Enfâl sûresinin: “Kâfirler seni tutup bağlamaları, öldürmeleri, ya da (yurtlarından) çıkarmaları için sana tuzak kuruyorlardı. Onlar tuzak kurarlarken Allah da tuzak kuruyordu. Allah tuzak kuranların en hayırlısıdır.” âyetinin (Enfâl, 30) iniş sebebi budur. Hz. Peygamber de Ebûbekir’in evine gittiği gün, müşriklerin geceleyin kendisine baskın yaparak yatağındayken öldürmeye karar verdiklerini öğrendi. (Taberânî (Urve’den))

Hz. Peygamber'in Hz. Ebûbekir İle Birlikte Hicret İçin Mekke'den Çıkması ve Sevr Mağarasında Saklanmaları

  • Hz. Peygamber ile Ebûbekir gece karanlığında Sevr mağarasına doğru gittiler. Bu mağarayı Allah Teâlâ Kur’ân’da zikretmektedir (Tevbe, 40). Hz. Ali (kv) de Hz. Peygamber’in izini kaybettirmek için Rasûlullâh’ın yatağına yattı. Müşrikler de onu yakalamak için sabaha kadar müzâkere edip durdular. Böylece sabah oldu. Sabah olunca baktılar ki Hz. Ali kapıdan çıkıyor. Hz. Ali’den Peygamber’i sordular. Hz. Ali “Ben bilmiyorum” dedi. Böylece anladılar ki Peygamber Mekke’den çıkmıştır. Her yöne koştular, Peygamber’i aramaya başladılar. Konakların halkına onu yakalamaları ve buna karşılık kendilerine şu kadar mükâfât verileceğine dâir haberler gönderdiler. Rasûlullah ile Ebûbekir’in içinde bulunduğu mağaraya da geldiler. Mağaranın tam tepesine çıktılar. Hz. Peygamber onların seslerini işitti ve Ebûbekir korktu. Ve “Üzüntü ile korku bana hücûm ettiler” dedi. İşte o zaman Hz. Peygamber Ebûbekir’e: “Sakın üzülme, kesinlikle Allah bizimle berâberdir.” buyurdu ve duâ etti. Bunun üzerine Allah onun kalbine güven verdi. Nitekim Kur’ân da buna işâret eder: “Allah onun üzerine sekînesini indirdi. Onu, onların görmediği askerlerle takviye etti. Kâfir olan kimselerin kelimesini en alçak kıldı. Allâh’ın kelimesi de en yücedir. Allah gâliptir, hikmet sâhibidir.” (Tevbe, 40.)

Ebûbekir’in sağmal koyunları vardı. Geceleyin Hz. Peygamber ile Ebûbekir’e süt vermek üzere Sevr dağına gelirler, gündüzleyin de Mekke’ye giderlerdi. Ebûbekir, emîn ve iyi bir müslüman olan âzatlısı Amir b. Füheyre’yi ve Benî Abd b. Adiy’den İbnu’l-Eykat isimli bir kişiyi yolu göstermesi için kirâladı. Bu kişi Kureyş’in anlaşmalısı olup Benî Sehm b. As b. Vâil mahallesinde oturuyordu. Aynı zamanda da müşrikti. Fakat yolu biliyordu. Hz. Peygamber ile Ebûbekir’in mağarada kaldıkları o gecelerde Ebûbekir’in oğlu Abdullah her akşam gelerek, Mekke’de olup bitenleri haber veriyordu. Amir b. Füheyre de her gece onlara davarları getiriyordu. Onlar da ihtiyaçları kadar süt sağar, bāzan da keserek et ihtiyaçlarını karşılarlardı. Amir b. Füheyre sabah olunca davarları alıp diğer çobanların yanına gider, böylece durumu kimseye sezdirmezdi. Nihâyet ortalığın sâkinleşip, kimsenin artık onlardan söz etmediğini öğrenince Amir b. Füheyre ile İbnü’l-Eykat onlara develerini getirdi. (Heysemî VI/51 (Taberânî’den))

Hz. Ebûbekir’in Hicret İçin Hazırlanması

  • Esmâ şöyle anlatıyor: Hz. Peygamber Mekke’de bize her gün iki defa geliyordu. Fakat hicret gününde tam öğle vakti geldi ve ben de “Ey baba! Bak, Hz. Peygamber geliyor.” dedim. Babam: “Anam babam Rasûlullâh’a fedâ olsun. Onu bu saatte buraya getirten mutlakā önemli bir şeydir.” dedi. Hz. Peygamber babama: “Biliyor musun, Allah bana Mekke’den çıkma izni verdi.” dedi. Babam: “Ey Allâh’ın Rasûlü! Arkadaş olacak mıyım?” diye sorunca Hz. Peygamber: “Evet, olacaksın!” dedi. Babam: “Benim iki devem vardır. Falan zamandan beri onları besliyor, bu günü bekliyordum. Onlardan birisini al.” dedi. Hz. Peygamber: “Onu ancak parasıyla alırım.” dedi. Babam: “Anam babam sana fedâ olsun, istersen parasıyla al.” dedi. Onlara bir azık sofrası hazırladık. Sonra ben sırtımdaki kemerimi parçaladım, onun bir parçasıyla sofrayı bağladım. Onlar çıktılar ve Sevr dağındaki mağarada durdular. Mağaraya vardıklarında babam, Peygamber’den önce mağaraya girdi, her deliğe parmağını koyarak orada Peygamber’e zarar verecek bir haşerat olup olmadığını kontrol etti. Kureyş de Peygamber ile Ebûbekir’i kaybettikleri için onları aramaya koyuldular. Peygamber’i getirene yüz deve ödül vaad ettiler. Mekke dağlarında ikisini aramaya başladılar. Bulundukları Sevr dağına geldiler. Ebûbekir, mağaranın tam karşısında duran bir kişiyi işâret ederek: “Ey Allâh’ın Rasûlü! Bu kişi buraya bakıyor.” dedi. Hz. Peygamber: “Hayır, melekler bizi kanatlarıyla gizliyorlar.” buyurdu. Böylece mağarada üç gün kaldılar. (Taberânî)

Hz. Peygamber’in Mağaradan Çıkıp Medîne’ye Hareket Etmesi

Sonra iki arkadaş mağaradan çıktılar, sâhil yoluyla Medîne’ye doğru gittiler. Ebûbekir, başlangıçta Peygamber’in önünde gidiyordu. Arkadan bir tehlike gelir korkusu hissettiğinde de arkasına geçiyordu. Bütün yolculuk müddetince böyle hareket etmiştir. Ebûbekir halkın tanıdığı bir kişiydi. Onlara halktan birisi rastladığında Ebûbekir’e: “Seninle birlikte olan kişi kimdir?” diye sorarlardı. O da “Benim kılavuzumdur, bana yol gösterir.” derdi. Ebûbekir bu sözüyle din kılavuzluğunu kasdediyor, soranlar ise yol kılavuzu anlıyorlardı. Nihâyet Kudeyd denilen köye vardılar. Onları gören bir adam, Benî Müdlic kabîlesine gidip: “Sâhile doğru giden iki kişi gördüm. Sanırım ki, onlar Kureyş’in aradığı adamlardı.”dedi. Süraka b. Mâlik ona: “Gördüğün o iki süvâri, onları aramak için gönderdiğimiz süvârilerdendir.” dedikten sonra câriyesini çağırıp, gizlice atını hazırlamasını emretti ve binip onları tâkîbe çıktı. (Heysemî VI/54)

Kaynak: Hayâtü’s-Sahâbe (Cilt-1 - M. Yûsuf Kandehlevî)

Abone Ol

En son haberleri doğrudan gelen kutunuza alın. Asla spam yapmayız!

Sosyal Medya Hesapları

Mesaj Bırak