Ara

Hz. Fâtıma Binti Esed (R.Anhâ)

Hz. Fâtıma Binti Esed (R.Anhâ)
“O, benim annemdi. Kendi çocukları aç dururken önce benim karnımı doyururdu. Kendi çocuklarının üstleri başları tozlu topraklı dururken, o önce benim saçımı, başımı tarar ve gül yağlarıyla yağlardı. O benim annemdi.” Hz. Muhammed (sav) İyi ve yumuşak tabiatlı, şerefli, yetim ve fakirlere yardımda bulunan fedakâr bir hanımefendi olan Fâtıma Binti Esed (r.anhâ), Peygamberimiz’in (sav) amcası Ebu Tâlib’in hanımı; Hz. Ali ve kardeşleri; Tâlib, Âkîl, Cafer ve kız kardeşleri Ümmü Hâni Cümâne’nin de anneleridir. Hz. Peygamber (sav) İslâmiyet’i açıktan açığa tebliğ edeceği zaman ilk önce davete akrabasından başlamıştı. Akrabaları arasında birçok insan Müslüman olmuştu, Fâtıma binti Esed’de bu ilk Müslümanlar arasında idi. Fâtıma Binti Esed’den önce ve sonra olmak üzere bütün çocukları da İslâm’la şereflenmiştir. Ailesinden sadece eşi Ebû Tâlib Müslüman olmamıştır, fakat Ebû Tâlib hanımına ve çocuklarına engel de olmamıştır hatta onları desteklemiştir. Ebû Tâlib’in vefatından sonra da Hz. Fâtıma Binti Esed, Rasûlullah’a (sav) uyarak Medine’ye hicret etmiştir. Fâtıma Binti Esed’in Efendimiz’in (sav) yanındaki yeri çok büyüktü. Çünkü O, Peygamberimizin validesi Hz. Âmine vefat ettikten sonra Efendimizi yetiştirip bakımını üstlenmiş, O’na bir anne şefkatiyle bakmış, kendi çocuklarından ayırmamış hatta kendi çocuklarından daha fazla ihtimam göstermiştir. Bu sebepten Peygamberimiz (sav) Fâtıma binti Esed için: “annemden sonra annem” diye bahseder. Hz. Fâtıma Binti Esed (r.anhâ) hicretin dördüncü yılında Medine’de vefat etmiştir. O‘nun vefatında Efendimiz (sav): “Bugün annem vefat etti” buyurmuştur. Kefenlenmesi için Efendimiz (sav) kendi gömleğini vermiş, cenaze namazını da Peygamberimiz kıldırmıştır. Peygamber Efendimiz (sav), bu mübârek hanımefendinin kabrine iner ve bir müddet kabrin içinde uzanır. Kabirden çıktıktan sonra gözleri yaşlarla dolar. Müslümanlar: “Yâ Rasûlallah, biz senin buna yapmış olduğun şeyi, başkasına yaptığını görmemiştik?” derler. Efendimiz ise şu cevabı verir: “Ebû Tâlib’den sonra bu kadıncağız kadar bana iyiliği dokunan bir başka kimse olmamıştır. Ona, Cennet elbiselerinden giydirilsin diye gömleğimi kefen olarak giydirdim! Kabir hayatı, kendisine mülayim ve kolay gelsin diye de kabirde yanına uzandım.” buyurmuşlardır. Efendimiz (sav) Hz. Fâtıma’nın defin işlemi tamamlandıktan sonra: “Cebrail (a.s): “Bu kadın Cennetliklerdendir” diye bana haber verdi. Ayrıca, Yüce Allah (c.c) meleklerinden yetmiş binine bu kadının cenaze namazını kılmalarını emretti. Melekler de, onun cenaze namazını kıldılar.” buyurmuştur. Hz. Peygamber (sav), hem yengesi hem de mânevî validesi Hz. Fâtıma’nın vefatından büyük teessür duyarak şu duayı etmiştir: “Allah, sana merhamet etsin ve hayırla mükâfatlandırsın. Allah sana rahmet etsin, ey annem! Sen, benim annemden sonra annem idin! Kendin aç durur, beni doyururdun! Kendin giymez, beni giydirirdin! En iyi nimetlerden nefsini alıkoyar, bana tattırırdın! Bunu da ancak, Allah rızâsını ve âhiret yurdunu umarak yapardın. Allah ki, diriltendir, öldürendir; Hayy ve Kayyumdur O. Allah’ım! Annem Fâtıma binti Esed'i af ve mağrifet et. Ona hüccet ve delilini anlat! Kabrini genişlet! Ben Rasûlü’nün ve benden önceki Peygamberlerinin hakkı için, duamı kabul buyur, ey merhametlilerin en merhametlisi olan Yüce Allah!”   KAYNAKLAR Hacı M. Cemal Öğüt, Gül’ün Gül’ü Fâtımâtü’z-Zehra, Mavi Yayıncılık, İstanbul, 2006. Mevlanâ Niyaz, Kadın Sahabiler, trc. Ali Genceli, Toker Yayınları, İstanbul, 1971. Nurgül Dere, Hanım Sahabîler, Kayıhan Yayınları, İstanbul, 2012. Nurgül Dere

Abone Ol

En son haberleri doğrudan gelen kutunuza alın. Asla spam yapmayız!

Sosyal Medya Hesapları

Mesaj Bırak