Ara

Hz. Ebûbekir (ra) Habeşistan’a Hicret Etmek Üzere Yola Çıktığında İbn Dûğûnne ile Aralarında Geçen Olay

Hz. Ebûbekir (ra) Habeşistan’a Hicret Etmek Üzere Yola Çıktığında İbn Dûğûnne ile Aralarında Geçen Olay

Hz. Aişe şöyle anlatıyor:

Ben anne ve babamı tanıdığımdan beri müslüman olarak gördüm. Hz. Peygamber (sav) de her gün bize uğrardı. Bu arada müşriklerin baskısı da son haddine varmıştı. Nihâyet babam Habeşistan’a hicret etmek üzere yola çıktı, Berke’l-Ğumad’a vardı. Orada İbn Dûğûnne ile karşılaştı. İbn Dûğûnne babama: 

  • “Ey Ebûbekir, nereye gidiyorsun?” diye sordu. Babam:
  • “Kavmim beni Mekke’den çıkardı. Ben de yeryüzünde seyahat ederek Allâh’a ibâdet etmek istiyorum.” deyince İbn Dûğûnne:
  • “Ey Ebûbekir! Senin gibi bir insan ne yurdundan çıkar, ne de çıkartılır. Çünkü sen yoksul insanlara yardım eder, akrabâlık bağlarını gözetir ve ağır yüklere göğüs gerersin. Misâfirlere ikramda bulunur, felâkete uğrayanların yardımına koşarsın. Ben seni himâyeme alıyorum. Geri dön ve Rabb’ine memleketinde ibâdet et.” dedi. 

Böylece Hz. Ebûbekir geri döndü ve İbn Dûğûnne ile berâber Mekke'ye geldi. İbn Dûğûnne bir akşam Kureyş'in eşrâfı ile berâber Kâbe’yi tavâf ederken onlara: 

  • “Ebûbekir memleketinden kovulacak adam değildir. Fakirlere yardım eder, akrabâlık bağlarını gözetir, ağır yükleri göğüsler, misâfire ikramda bulunur, felâkete uğrayanların yardımına koşar. Böyle bir adamı nasıl yurdundan çıkartırsınız?” dedi. Kureyş de İbn Dûğûnne’nin himâyesini kabûl ettiler. Fakat ona:
  • “Ebûbekir’e söyle Rabb’ine evinde ibâdet etsin, orada namaz kılsın, istediğini okusun. Bunları açıktan yaparak bizi rahatsız etmesin. Çünkü biz onun, kadınlarımızı ve çocuklarımızı saptırmasından korkuyoruz.” dediler.

İbn Dûğûnne bunu Hz. Ebûbekir’e söyledi. Ebûbekir (ra) bir müddet evinde Allâh’a ibâdet etti, namazını açıkta kılmıyordu. Ancak evinde Kur’ân okuyordu. Sonra Ebûbekir evinin avlusuna bir mescid yapmaya karar verdi. Artık orada namaz kılmaya ve Kur’ân okumaya başladı. Ebûbekir çok içli bir insan olduğu için, Kur’ân okurken ağlardı. Onun bu durumu kadınların ve çocukların dikkatini çekti. Kalabalıklar hâlinde gelip onu dinlemeye başladılar. Müşriklerin ileri gelenleri bu durumdan endîşeye düştüler ve İbn Dûğûnne’ye haber gönderip onu çağırdılar. Ona:

  • “Biz Ebûbekir için evinde ibâdet etmek şartıyla sana teminat vermiştik. Fakat o sınırı aştı. Evinin avlusuna mescid yaparak orada açıktan Kur’ân okumaya, namaz kılmaya başladı. Onun bu durumu kadın ve çocuklarımızı yoldan çıkarıyor. Onu bundan alıkoy. Eğer sâdece evinde ibâdet edecekse, bunu yapsın. Fakat böyle yapmayıp açıktan ibâdet etmeye devâm edecekse, himâyeni ondan geri al. Çünkü biz sana verdiğimiz sözden dönmek istemiyoruz. Ancak Ebûbekir’in açıktan ibâdet etmesine de müsâade etmeyiz.” dediler.

İbn Dûğûnne, babama gelerek:

  • “Seninle nasıl anlaştığımızı biliyorsun. Ya anlaşmamıza uyarsın, yâhud da ahdimi bana geri verirsin. Çünkü ben Arapların, ahid verdiğim bir kişiden, ahdimi geri aldığımı duymalarını istemiyorum.” dedi. Babam da ona:
  • “Ahdini sana geri veriyorum. Ben Rabb’imin himâyesine râzıyım.” dedi.

(Buhârî, Hz.Aişe’den)

Hayâtü’s-Sahâbe (Cilt-1 - M. Yûsuf Kandehlevî)

Abone Ol

En son haberleri doğrudan gelen kutunuza alın. Asla spam yapmayız!

Sosyal Medya Hesapları

Mesaj Bırak