Ara

Her İmkân Bir İmtihan, Her İmtihan Bir İmkân / Fatma Beyza Zortul

Her İmkân Bir İmtihan, Her İmtihan Bir İmkân / Fatma Beyza Zortul

“İnsanlar, sâdece îmân ettik demeleriyle serbest bırakılacaklarını ve kendilerinin imtihan edilmeyeceklerini mi sanıyorlar?” (Ankebût, 2.)

Bir imtihan yurdundayız, zaman zaman dizlerimizin bağı çözülüp tek bir adım dahi atmaya mecâlimizin olmadığı bir yolda yolcuyuz. Dolup boşalır bir misâfirhanede gitmek için sırasını bekleyen misâfirleriz, zaman zaman sükûnetin zaman zaman da fırtınaların meskeni olan gönüllerin sāhibiyiz. Zamânın dalga dalga hücûmuyla yenmeye çalıştıklarıyız, zamânımızın şeytānî tuzaklarına düşürmeye çağırdıklarıyız… Evet bir imtihan yurdundayız; bu yurttan göçüp gidene değin îmânımızı sebat ve sadâkat ile parlatabilmek fırsatı bize sunularak asıl yurdumuzu kazanmak için imtihân ediliriz. Bizler, imtihanlarımız karşısında takındığımız tavırlardan fazlası değiliz. Bizler imtihanlarımız karşısında îmânımıza duyduğumuz sadâkat kadarız!

"Andolsun ki sizi biraz korku ve açlıkla; mallardan, canlardan ve ürünlerden eksiltmekle sınayacağız. Sabredenleri müjdele!" (Bakara, 155.)

Allah (cc) bāzan bir yara açar iyileştirenin kim olduğunu hatırlatmak için. İnsanın yaradılış gāyelerinden biri gizli bir hazînenin emânetçisi olarak Allâh'ın esmâlarını görmek ve göstermektir. İmtihan bu yönüyle Rahmân’dan bizlere bir iltifattır. Nitekim sonsuz kudret sāhibi olan Cenâb-ı Hakk bāzan açlıkla imtihân eder Rezzâk ismini hatırlatmak için, kimi zaman hastalıkla imtihân eder Şâfî ismini hatırlatmak için. Hulâsa imtihan kula kulluğunu anımsatan bir feryattır. İmtihan kulu Cenâb-ı Hakk'ın rahmet kapısına ulaştıran bir çağrıdır. Kula kulluğunu hatırlatan, onu Rabbinin huzuruna ulaştıran bir feryat, olsa olsa bir imkândır.

“Hanginizin davranışça daha iyi olduğunu deneyerek göstermek için ölümü ve hayâtı yaratan O'dur. O, güçlüdür, çok bağışlayandır.” (Mülk, 67/3)

Bize āit zannettiklerimizle, yokluğunu, yoksunluğunu hissettiklerimizle dâimâ sınanır ve deneniriz. Îmânımızın dayanıklılığını ölçen çeşitli testlerden geçeriz. Nasıl ki mādene ateş verilir ki özündeki cevher ortaya çıksın; aynen öyle de imtihan, özümüzdeki cevheri ortaya çıkaran bir ateştir. O ateş harlandıkça özümüzdeki cevher parlaya parlaya kendini âşikâr edecektir. İnsan Rabbine olan teslîmiyeti ve tevekkülüyle sağlamlaştırdığı îmânını imtihânın harlı ateşiyle parlattığında nihâyet elmas kömürden ayrılmış olacaktır.

Hayâtımız musībetler, hastalıklar, kazālar, belâlar.. ile kuvvet bulur, olgunlaşır, saflaşır. Çile berâberinde tasaffî getirir. Ezâ ve cefâ olgunluğa ulaştıran birer basamak olur. Garîbi olduğumuz şu garib dünyâ gözleri boyamış, yürekleri köreltmiş, hakīkati toz pembe tablolar içerisine hapsetmişken musībetler bizleri silkeleyerek kendimize getirir. Zayıflayan, hiçliğe doğru yol alan hayatlara kuvvet olur. Bu noktada imtihan bir ikaz olur. İmtihan ikaz olmasıyla bile bir imkân olur.

O (cc), bütün mülk āleminin sāhibidir. Yaratan da yaşatan da, alan da veren de O’dur. Bizler her şeyin Allâh'ın idâresinde olduğuna, her şeyin O'ndan geldiğine ve nihâyet her şeyin O'na döndürüleceğine îmân etmiş olanlarız.

“Onlar ki, kendilerine bir musībet geldiği zaman: ‘Biz Allah içiniz ve biz O’na döneceğiz.’ derler.” (Bakara, 156)

Bu tavrın bir gereği olarak sâdece bir ölüm, musībet, hastalık kapımızı çaldığında, sıkıntılar rûhumuzu sıkıştırdığında değil; verdiği sonsuz nīmetler, açtığı hayırlı kapılar, sunduğu imkânlar karşısında da dâimâ sonsuz kudret ve ihsan sāhibi Cenâb-ı Hakk'a sığınmalıyız… Zîrâ imtihan zorluk ve cefâdan ibâret değildir. Nasıl ki açlık, yoksulluk, hastalık, kazā, belâ, ölüm vb. sıkıntılar imtihânın bir parçası ise tokluk, mal, mülk, zenginlik, sağlık, sıhhat, āfiyet vb. sunulan imkânlar ve verilen nīmetler de birer imtihandır. Lâkin bizler varlıkla imtihan edildiğimizi pek sık unuturuz. Halbuki yokluk ve yoksunluk ile imtihan edilmenin ağırlığını hisseden bizler aynı nisbette varlıkla imtihan edilmenin ağırlığını da hissetmeliyiz. Verdiği her türlü imkânı, nīmeti yine O'nun istediği yönde ve şekilde değerlendirmeliyiz. Nitekim varlıkta ve rahatlıkta onu vereni unutmak da bir imtihandır. Varlığın görkemi yokluğun azizliğini bastırmamalıdır.

O’nun alması da bir imtihan vermesi de bir imtihan. O’nun işi ne de güzeldir! Bāzan imtihânı bir imkân, bāzan da imkânı bir imtihan. Allâh'ın ihsân ettikleriyle/imtihân ettikleriyle Allâh'ı unutmak bir kulun en ağır imtihânıdır. Allah muhafaza etsin!

Dünyânın hangi hâli olursa olsun bir imtihan yurdunda olduğumuzu, hüznün de mutluluğun da zâten misâfir olan bizler gibi gelip geçici olduğunu, geriye bu haller karşısında takındığımız tavırların kaldığını unutmamalıyız. O’ndan (cc) gelene karşı yine O’na (cc) teslîm olmalı ve başımıza gelenlere sabırla mukābele edip ebedî saadetteki mükâfâtını düşünerek teskîn olmalıyız.

Hamd Olsun Ālemlerin Rabbi Olan Allâh'a…

 Ağustos 2022, sayfa no: 9-11

Abone Ol

En son haberleri doğrudan gelen kutunuza alın. Asla spam yapmayız!

Sosyal Medya Hesapları

Mesaj Bırak