Ara

Hayâta Kur’ân Aydınlığında Bakabilmek

Hayâta Kur’ân Aydınlığında Bakabilmek

Kur’ân-ı Kerîm, inanan insan için hayat kitabı, hayat rehberi, hayat düstûrudur. Kur’ân, hayâta dâir hükümlerle doludur. Emir ve yasaklar hâlinde gelen bütün bu hükümler insanın hep hayrınadır, onun dünyâ ve âhirette kurtuluşuna vesîledir. Kur’ân’ın hükümleri, bu hayâtı anlamlı hâle getirir, o hayâtı yaşayan insana değer kazandırır. Onun için Allah ve Rasûlünün diliyle insanlığa ulaşan Kur’ân’ın çağrısı gerçek hayâtın tâ kendisidir: Ey inananlar! Allah ve Peygamber, sizi, hayat verecek şeye çağırdığı zaman icâbet edin.1 Âyette Allah ve Rasûlünün çağrısı, hayâta çağrı olarak nitelendirilmiştir. Çünkü bu çağrı, insanı dünyâ ve âhirette huzurlu ve mutlu eden bir çağrıdır. Bu çağrıda hayattan kopma yoktur, hayâtı yaşanılmaz kılma da yoktur.

Kur’ân’a inanan mü’min, kâinâta, hayâta Kur’ân ışığında bakar. Bu bakış açısına göre, kâinat Yüce Allah tarafından yaratılmıştır. Yaratılan her şey yerli yerince, mükemmel bir şekilde ve bir gāye için yaratılmıştır:

Biz gökleri, yeri ve ikisinin arasındakileri oyun olsun diye yaratmadık. Eğlenme dileseydik, bunu yapacak olsaydık, şânımıza uygun şekilde yapardık; ama yapmayız.2 

Biz gökleri, yeri ve ikisinin arasında bulunanları oyun olsun diye yaratmadık. Biz onları, ancak ve ancak gerektiği gibi/hak ile yarattık, ama insanların çoğu bilmezler.3 Âyette varlıkların hak ile yaratılması; yerli yerinde, gerektiği gibi, hakkın yolunda kullanılsın, hakîkati bulmaya vesîle olsun diye yaratılmasıdır. Onların yersiz ve gereksiz görülmesi, onları bâtıl yollarda kullanılması, kâinattaki bunca hakîkate çağıran delîle rağmen bâtılda ısrâr edilmesi bu gerçeğe aykırıdır. 

Göğü, yeri ve ikisinin arasında bulunanları boşuna yaratmadık. Bunun boşuna olduğu, inkâr edenlerin sanısıdır. Vay ateşe uğrayacak inkârcıların hâline!4 Demek ki yaratılan varlıkları gāyesiz anlamsız görme, onları tesâdüfün eseri olarak tanımlama, gerçeği göremeyen kâfirlerin mesnetsiz düşünceleridir. Onların böyle sanmaları ise, gerçeği değiştirmez. Güneşe gözü kapatmakla güneş yok olmaz. 

Yaratılan her şey insanın emrine sunulmuş ve insana emânet edilmiştir:

Yerde olanların hepsini; sizin için yaratan O'dur.5

Allâh’ın göklerde olanları da, yerde olanları da buyruğunuz altına verdiğini, nimetlerini açık ve gizli olarak size bolca ihsân ettiğini görmez misiniz?6

Gökleri ve yeri yaratan, yukarıdan indirdiği su ile rızık olarak ürünler yetiştiren, emri gereğince denizde yüzmek üzere gemileri, nehirleri, belli yörüngelerinde yürüyen ay ve güneşi, geceyle gündüzü sizin buyruğunuza veren Allah'tır.7

Geceyi gündüzü, güneşi ayı sizin istifâdenize vermiştir.8

Allâh’ın yerde olanları ve emriyle denizlerde yürüyen gemileri buyruğunuz altına vermiş olduğunu; buyruğu olmaksızın yere düşmemesi için göğü O'nun tuttuğunu görmez misin? Doğrusu Allah insanlara karşı şefkatli ve merhametli olandır.9

Emri gereğince denizde yüzmek üzere gemileri, lütfedip verdiği rızkı aramanız için denizi buyruğunuz altına veren Allah'tır, belki artık şükredersiniz. Göklerde olanları, yerde olanları, hepsini sizin buyruğunuz altına vermiştir. Doğrusu bunlarda, düşünen kimseler için dersler vardır.10

Yeryüzünde rengârenk şeyleri de sizin için yaratmıştır. Bunda, öğüt alan kimseler için ibret vardır. Tâze et yemeniz, takındığınız süsleri edinmeniz ve Allâh’ın bol nimetinden faydalanmanız için denize -ki gemilerin onu yara yara gittiğini görürsün- boyun eğdiren de O'dur. Artık belki şükredersiniz.11

Kudretimizle kendileri için hayvanlar yarattığımızı görmezler mi? Onlara sâhip olmaktadırlar. Onları kendilerinin buyruğuna verdik; bindikleri de etini yedikleri de vardır.12

Doğrusu Biz, sorumluluğu göklere, yere, dağlara sunmuşuzdur da onlar bunu yüklenmekten çekinmişler ve ondan korkup titremişlerdir. Pek zālim ve çok câhil olan insan ise onu yüklenmiştir.13 Hanginizin daha iyi iş işlediğini belirtmek için, ölümü ve hayâtı yaratan O'dur. O, güçlüdür, bağışlayandır.14 

Demek ki her şey en mükemmel şekilde insan için yaratılmış ve onun hizmetine sunulmuştur. Sonuçta insan da tüm her şeyi yaratan Rabbi için vardır, O’na hizmet/kulluk etmelidir. Cinleri ve insanları ancak Bana kulluk etmeleri için yaratmışımdır.15 

İnsan, kendi emrine sunulan şeylerden hesâba çekilecektir:

Sonra o gün, size verilmiş olan her nimetten sorguya çekileceksiniz.16

Allah, yaptığından sorumlu değildir, onlar ise sorumlu tutulacaklardır.17 

Kâinatta Yüce Allah hem yaratıcı, hem de yöneticidir. O, aslâ yarattığı hiçbir şeyi başıboş bırakmamıştır. Kâinâtın düzenli, âhenkli, planlı bir şekilde varlığını sürdürmesi, O’nun yönetim ve denetimi altındadır. Dolayısıyla O, kâinâta ve kâinattaki hayâta müdâhildir:

İnsanoğlu kendisinin başıboş bırakılacağını mı sanır?18

And olsun ki sizi, içinizden cihâda çıkanları ve sabredenleri meydana çıkarana ve haberlerinizi açıklayana kadar deneyeceğiz.19

Elif, Lâm, Mîm. And olsun, Biz kendilerinden öncekileri de denemişken, insanlar, «İnandık» deyince denenmeden bırakılacaklarını mı sanırlar? Allah elbette doğruları ortaya koyacak ve elbette yalancıları da ortaya çıkaracaktır.20

Bilin ki yaratma da yönetme de O'nun hakkıdır. Âlemlerin Rabbi olan Allah Yücedir.21 

Kâinatta meydana gelen her bir şey, Hakîm olan Yüce Allâh’ın sayısız hikmetleri doğrultusunda gerçekleşir. Bu hikmetleri bizler, bazan ve kısmen bilebiliriz, çoğu zaman da tam anlamıyla bilemeyebiliriz. Önemli olan, olanlardaki hikmetleri bulmaya çalışmak, o gizli hikmetleri görmeye gayret etmektir.

Savaş, hoşunuza gitmediği halde size farz kılındı. İhtimâl ki hoşlanmadığınız şey sizin iyiliğinizedir ve ihtimâl ki sevdiğiniz bir şey sizin kötülüğünüzedir. Siz bilmezsiniz, Allah bilir.22 

Kâinatta insan kaynaklı her şeyden insanın kendisi öncelikle sorumludur. Hayır-şer her şeyi Yüce Allâh’ın yaratması, insanı sorumluluktan kurtarmaz. Zîrâ insan hak eder, Yüce Allah da halk eder. Yüce Allah insana, kaldırabileceği bir irâde vermiş ve bu irâde kadarıyla onu sorumlu tutmuştur. Yüce Allâh’ın irâdesi karşısında insanın irâdesi cüz’îdir. Ama insanın irâdesi sorumluluğunu berâberinde getirir. Dolayısıyla hiç kimse yapıp ettiklerini Yüce Allah yarattı diyerek kenara çekilemez, sorumluluktan kurtulamaz. 

Yeryüzüne ve sizin başınıza gelen herhangi bir musîbet yoktur ki Biz onu yaratmadan önce o, Kitap'da/Kaderde bulunmasın. Doğrusu bu Allâh’a kolaydır. Bu, kaybettiğinize üzülmemeniz ve Allâh’ın size verdiği nimetlerle şımarmamanız içindir. Allah, kendini beğenip öğünen hiç kimseyi sevmez.23 

Demek ki sâhip olduğumuz, yaşadığımız ve yaşayacağımız her şey Yüce Rabbin ezelî ilminde bellidir, planlanmıştır. Bize düşen hakkımızda yazılanları hak etmek, onlarla tâbi tutulacağımız sınavı kazanmaktır. Yapıp ettiklerimiz hakkımızda yazılanların gerekçesi olacak, bizi bir kısım mâzeretlerin arkasına sığınmaktan kurtaracaktır. Zîrâ kul olarak bize düşen, hayat rehberimizin bize çizdiği rotada yürümemizdir. Biz insana eğri ve doğru iki yolu da gösterdik!24 Dileyen inansın, dileyen inkâr etsin.25 Hiç bir günahkâr başkasının günah yükünü yüklenmez. İnsan ancak çalıştığına erişir. Onun çalışması şüphesiz görülecektir. Sonra ona karşılığı eksiksiz verilecektir.26 Kim zerre kadar iyilik yapmışsa onu görür. Kim de zerre kadar kötülük yapmışsa onu görür.27 Ama tartıları ağır gelen kimse hoş bir hayat içinde olacaktır. Tartıları hafif gelenler ise… Onların yeri bir ateş çukurudur.28 

Dipnotlar:

1 Enfâl 8/24.

2 Enbiyâ 21/16-17.

3 Dühân 44/38-39.

4 Sâd 38/27.

5 Bakara 2/29.

6 Lokmân 31/20.

7 İbrâhîm 14/32-33.

8 Nahl 16/12.

9 Hac 22/65.

10 Câsiye 45/12-13.

11 Nahl 16/13-14.

12 Yâsîn 36/71-72.

13 Ahzâb 33/72.

14 Mülk 67/2.

15 Zâriyât 51/56.

16 Tekâsür 102/8.

17 Enbiyâ 21/23.

18 Kıyâme 75/36.

19 Muhammed 47/31.

20 Ankebût 29/1-3.

21 A’râf 7/54.

22 Bakara 2/216.

23 Hadîd 57/22-23.

24 Beled 90/10

25 Kehf 18/29.

26 Necm 53/38-41.

27 Zilzâl 99/7-8.

28 Kāria 101/7-9.

Ağustos 2025, sayfa no: 8-9-10-11

Abone Ol

En son haberleri doğrudan gelen kutunuza alın. Asla spam yapmayız!

Sosyal Medya Hesapları

Mesaj Bırak