Ara

Hasîrîzâde Şeyh Ahmed Muhtar Efendi ve Şiirleri -3

Hasîrîzâde Şeyh Ahmed Muhtar Efendi ve Şiirleri -3

İbnülemin Mahmud Kemal İnal’ın “Tevhîde ve nuût-ı Nebeviyye'ye müteallik eş’ârı ve bāzı mebânî üzerinde târihleri vardır” dediği Şeyh Ahmed Muhtar Efendi’nin şiirleri üzerinde yaptığımız araştırmalar sonucu, kendisinin farklı nazım şekillerinden gazel, na’t ve târih nevinde aruz ölçüsü ile yazdığı on şiirini tesbît ettik. Bu şiirlerden biri Farsça diğerleri ise tamâmen Türkçe kaleme alınmıştır. Yazı dizimizin ikinci makālesinde Şeyh Ahmed Muhtar Efendi’nin iki Türkçe şiirine yer vermiştik. Üçüncü makālemizde ise üç tânesi Türkçe ve bir tânesi Farsça yazılmış şiirleri üzerinde durulacaktır. 

Şeyh Ahmed Muhtar Efendi’nin ilâhî aşktan bahsettiği beş beyitlik üçüncü gazeli şöyledir:

Gazel

‘Âşık-ı dîdâr-ı Hakk subh u mesâ giryân olur
Şem-‘i ‘aşka per yakar pervâ-neveş püryân olur 

Cism ü cânın terkedüp tîh-i ‘ademde nâ-pedîd
Kurtulur ahkâm-ı ‘unsurdan se-râ-pâ cân olur 

Hark edüp keştî-i cismin bahr-i ‘aşka gark olur
Ka’r-ı deryâda muhassal gevher u mercân olur 

Dergeh-i Hak’da irâdet bahş olup bî-hud kalur
İde vasl-ı yâre İsmâ’îl gibi kurbân olur 

Ger fezâ-yı câna Muhtar eylesen bir kez sefer
Anda bî-keyf ü kem esrâr-ı Hudâ seyrân olur1 

“Hak dîdârının âşığı olan gece gündüz ağlar, aşk ateşine kanatlarını yakar, pervâsızca kebap olur. Yokluk çölünde cismini canını terkedip belirsiz kalır, hükümlerin aslından kurtulur baştan ayağa can olur. Cisminin gemisini yakarak aşk denizine gark olur ve denizin karanlıklarında cevher ve mercan olur. Hak dergâhında kendisine irâde ihsân edilerek başsız kalır, yârin vaslı için İsmâil gibi kurbân olur. Eğer can fezâsına Muhtar bir kez sefer eylerse, orada kemmiyyetsiz ve keyfiyyetsiz Allâh’ın sırları seyrân olur.”

Şeyh Ahmed Muhtar Efendi’nin ömrün önemi ve nasıl değerlendirilmesi gerektiği ile ilgili diğer on beyitlik dördüncü gazeli şöyledir:

Gazel

Cenâh-ı hırkaya çek başını âsûde hâtır ol
Gözün yum mâsivâ'llahtan huzûr-ı Hakk’a hâzır ol

Perîşan etme ‘akl ü fikrini rûhunla ülfet et
Safâ-yı bezm-i vahdet matlab ise kalbe nâzır ol

Cihân yok iken oldu yine yok olmak mukarrerdir
İlişdirme bu hâr u hâse etrâfını gafîr ol

Geçürme ‘ömrünü edgâsü ahlâm ile hâb içre
Gece bîdâr ve gündüz zâr seher vaktinde zâkir ol

Garîb isen bu gurbet ilde sakın taşrada yatma
Açıktır hankâhı Hakk Te’âlâ'ya misâfir ol

Zamânın fevtine me’yûs olup kalma betâlette
Miyân-beste olup git Kâbetullâh’a mücâvir ol 

Sıfât u Zât mir’ât-ı Muhammed’den görünmüştür
Varıp yüz sür mübârek Ravza-i pâkini zâir ol

Felek şems u kamer encüm cibâl eşcâr deryâlar
Bular cevlân ederler Hakk yolunda sen de dâir ol

Dıli nûr-ı muhabbet ile tenvîr et müheyyâ kıl
Eder sultân-ı ‘aşk bir gün tecellî bekle sâbır ol

Bu nazmı Hazreti Muhtâr-ı Mektûbîye2 takdîm et
Ânın nutkunda var bir feyz-i kudsî sözde mâhir ol3

“Hırkanın altına sok başını gönlün huzurlu olsun, Allah’tan başkasından gözün yum Hakk’ın huzûruna hazır ol. Aklını, fikrini dağıtma, rûhunla kaynaş, vahdet meclisinin safâsını istiyorsan kalbine dön. Dünyâ yok idi yine yok olacağı kararlaştırılmıştır, çerçöpe sağını solunu iliştirme affet geç. Ömrünü anlamsız hayâller ile uykuda geçirme, gece uykusuz, gündüz duāda, seher vaktinde zikirde ol. Dünyâda garip isen gurbette isen taşrada yatma, Hakk Teâlâ’nın dergâhı açıktır misâfir ol. Zaman geçti gitti diye üzülüp oturma, belini bağla git Allâh’ın Kitâbı’na komşu ol. Sıfat ve Zât Muhammed’in aynasından görünmüştür, var yüz sür mübârek pâk Ravzasına ziyâret eden ol. Uzay, güneş, ay, yıldızlar, dağlar, ağaçlar, denizlerin hepsi Allah yolunda hareket ederler sen de dönüp dolaşan ol. Gönlü muhabbet nûruyla nurlandır, hazır hâle getir, bekle, bir gün aşk sultānı tecellî eder sabırlı ol. Bu şiiri Giritli Muhtar Efendi’ye takdîm et, onun sözlerinde kudsî bir feyiz var, mahâretli ol.”

Şeyh Ahmed Muhtar Efendi’nin günümüz Türkçesi ile dervişlik üzerine yazdığı dokuz kıtalık beşinci şiiri ise şöyledir:

Dervişlik yalan değil
Dünyâda kalan değil
Var ise bucağında
Hiç kimse bulan değil

Tatlı sözü seversin
Güler yüze gülersin
Nush u pend edenlere4
Bir kulak çalan değil 

Huyuna bak huyuna
Selin akan suyuna
Yokuş yukarı çıkan
Hoş nefes alan değil

Merkeb izindeki su
Değil kābil-i vuzû5
Tahâret ister amma
Deryâya dalan değil 

Yûnus’a benzer sözün
Câmûsa benzer özün
Câmus amma yer içer
Kağnıya gelen değil 

Biz şeyhliğe gücendik
Dervişliğe özendik
Fakîr olan bu yolda
Hiç mahrûm kalan değil 

Derviş Muhtar vah sana
Uydun nefsinden yana
Bu yolda nefse uyan
Dermânın bulan değil6 

Şeyh Ahmed Muhtar Efendi’nin Farsça kaleme aldığı iki beyitlik şiiri şöyledir:

Na’t

طورست تجلئ حق را محل موقت      مخصوص شد بذات حضرت كلیم

طور محمدست كه نامش عرفات        تا روز حشر بابت عطای كریم

Tûr est tecellî-yi Hak râ mahall-i muvakkat
Mahsûs şud be zât-ı Hazreti Kelîm

Tûr-i Muhammed est ki nâmeş Arafât
Tâ rûz-i haşr bâbet-i atâ-yı Kerîm7 

“Hakk'ın geçici olarak tecellî ettiği yer olan Tûr Dağı, Hazret-i Kelîm Mûsâ'ya âit olmuştur. Adı Arafat olan Muhammed'in Tûr'u ise mahşer gününe kadar Kerîm olan Allâh'ın bağışı olarak yerinde duracaktır.”8

Dipnotlar:

1 İbnülemin Mahmud Kemal İnal, Son Asır Türk Şairleri, Milli Eğitim Basımevi, İstanbul, 1969, s.984.
2 O zaman makâm-ı Seraskerî mektupçuluğunda bulunan Giridli Muhtar Efendi.
3 İbnülemin Mahmud Kemal İnal, Son Asır Türk Şairleri, Milli Eğitim Basımevi, İstanbul, 1969, s.984-985.
4 Nasihat ve öğüt verenlere
5 Abdest almak mümkün değil
6 İbnülemin Mahmud Kemal İnal, Son Asır Türk Şairleri, Milli Eğitim Basımevi, İstanbul, 1969, s.985.
7 İbnülemin Mahmud Kemal İnal, Son Asır Türk Şairleri, Milli Eğitim Basımevi, İstanbul, 1969, s.983.
8 Beyitleri Farsça’dan Türkçe’ye tercüme eden Prof. Dr. Mehmet Kanar hocama teşekkür ederim.

Mart 2024, sayfa no: 60-61-62

Abone Ol

En son haberleri doğrudan gelen kutunuza alın. Asla spam yapmayız!

Sosyal Medya Hesapları

Mesaj Bırak