Ara

Hacı Hasan Efendimiz (k.s)'i Anarken

Hacı Hasan Efendimiz (k.s)'i Anarken
Tanışma şerefine erenler, Üstadımız Hacı Hasan Efendimiz'i (k.s) anlatmanın ne kadar zor olduğunu bilirler. Gönüller Sultanı Sami Ramazanoğlu (k.s) Efendimiz'in de ifadesiyle O, 'anadan doğma veli' idi. Kalb gözleri açık, muhabbet sevdalıları, kararmış çağın güzel ahlak abideleri olan bu evliyalar, 'Zübdetül Hakâyık' adlı eserde Hz. Peygamberimiz (s.a.v)'den rivayetle şöyle anlatılır: 'Onlardan birisinin teşbihi, kıyamet gününde bütün dünya dağlarını tasadduk edip de gelen bir kimsenin ecrinden daha fazladır. İstersen daha sayayım. Eba Zer.' 'Evet Ya Rasülullah' dedim. Mefhar-i Mevcûdat Efendimiz (s.a.v) saymaya devam etti: 'Onlardan birine bir kere nazar etmen, Allah indinde Beytullah'a nazar etmenden daha sevimlidir. Ona nazar eden Allah'a nazar etmiş gibidir. Onun sevindirdiği kimsedir. Onu it'am eden Allah'ı it'am etmiş gibidir. Eğer istersen ziyade edeyim ya Eba Zer?' 'Evet Ya Rasülullah.' 'Onların yanına günahlardan ısrar ede ede hantallaşmış bir topluluk oturunca Allah onlara nazar-ı rahmet ile nazar edip günahlarına hürmet etmeden kalkmazlar.' 'Ya Eba Zer, onların gülmeleri ibadettir, şakalaşmaları teşbihtir, uykuları sadakadır. Allah onlara hergün yetmiş kere nazar eder. Ben bunlara müştakım Ya Eba Zer!' Resulüllah (s.a.v) bitkin bir şekilde saçlarını düzeltti, sonra başını kaldırdı, ağlıyordu. Gözyaşları gözlerinden inci taneleri gibi dökülüyordu. Bir daha 'Aaah!' dedi, 'Onlara müştakım, onlara kavuşmak istiyorum.' buyurdu. Sonra Nebi sallallahu aleyhi vesellem Efendimiz: 'Allah'ım onları muhafaza et, muhaliflerine karşı onlara yardım et. Kıyamette gözümü onlarla nurlandır.' buyurdu. Yeryüzünde saklanamayacak gerçekler vardır. Ne kadar itiraz etseniz de, ne kadar yokmuş gibi, önemsiz şeylermiş gibi göstermeye çalışsanız da onlar hep var olagelmişlerdir. İşte Allah'ın dostları da böyledir. Hadis-i şeriflerin sıhhat derecesine itiraz edebilirsiniz, ama bu onların vaki olmadığına delalet etmez. Şüphelerden arınmış bir kalp her insana nasip olmaz. 'Dikkat edin, Allah'ın o velileri ki, onlara korku yoktur. Onlar mahzun da olmayacaklardır.' Yunus Suresi 62. ayet-i kerimesi ile işaret edilen gönül dostlarını, Ramazanoğlu Mahmud Sami Efendimiz, 'Semerat'ül Fuâd' isimli eserinde şöyle anlatır: 'Bir gülistan bahçesinde gerçi yüz bin gül biter. Bu gülistandan haber vermeye tekbir gül yeter.' Hacı Hasan Efendimiz'e, Ramazanoğlu Mahmud Sami Efendimiz'in 1979 yılında İstanbul'da. 1980'de Medine'de kendilerine kutsal vekaleti vermelerinin ardından, sadık bir dost, yakaza halinde (uyku ile uyanıklık arası) bir seher vakti şahid olduğu o nadide anları şöyle anlatır: 'Halka halinde nurlarından yüzlerini göremediğim toplululuğun ortasında Hacı Hasan Efendi (k.s) oturuyorlardı. Bir müddet sonra daha ziyade bir zat, ellerinde bulunan tarifini yapamayacağım Tac-ı Şerif ve Hırka-i Saadeti Üstadımız'a giydirip, 'Mübarek olsun Hasan Efendi' dedi. Az sonra bir de baktık ki nuru odayı kaplayan Peygamberimiz (s.a.v) teşrif buyurdu. Hepimiz ayağa kalktık. Dua buyurdular, 'amin' dedim. Güzeller güzeli Peygamber (s.a.v), 'Kudsi vazifeniz hayırlı olsun, size de, tabi olanlarınıza da müjdeler olsun Hasan Efendi' buyurdular. Bütün bunlar üzerine neler söylenebilir, bilemiyorum. 'Lâyık değildim ama Cenâb-ı Hak lütfetti.' diyen Üstadımız üzerindeki emanetin pek çok belirtisi görülmeye başladığında bizler sohbetlerine tahammül edemiyor devamlı ağlıyorduk. Konuşmasalar bile etrafındakiler gayr-i ihtiyari kendilerinden geçiyordu. Şairin, 'Bitmez güzelin vasfı, ağaçlar kalem olsa' dediği gibi, o insanların gönlünde sevda ateşi tutuşmayıp, muhabbet deryasında yanmayanların anlayabilmesi çok zor gözüküyor. Önemli bir vasiyet Hacı Hasan Efendimiz'in notlarının arasında geçen, bir vasiyeti naklediyoruz. 'Din kardeşlerime, oğullarıma, ehli beyitime, akraba-i teallükatıma ve acizine nasihatimden istifade edenlere: 1- Hakkım helal olsun sizlere, sizler de bizlere hakkınızı helal edin. 2- Bu dünyanın vefasını sürdüm diyen varsa parmağını kaldırsın. Sefasını sürdüğüm gün, bir günü geçmedi. 3- Allah'ın emrine itaattan çok faydalandım, ferahım da bu oldu. 4- Nefsâni arzularımdan dünyevi çok zahmet çektim. Ahirete de bu düşünceyle gidiyorum. Gaffarüzzünüb affetsin. Settarüluyub setretsin. 5- Cümlenize tekrar tekrar vasiyetim; Allah'ımızın emrine ittiba, nehyettiklerinden ictinab etmenizi istirham ederim. 6- Elbette bizi toprak bekliyor. Bu yazılarımı okurken derin derin düşünün. Biraz evvel sizin içinizdeyken bu yazıları kendim yazıyordum. Şimdi ise ne elim kaldı ne de dilim. Halık-ı Zülcelal'ın huzuruna yüzü kara gidiyorum. Adline değil, lütfuna iltica ediyorum. 7- Aziz okuyanlarım. Geçen gün içinizde gezerken şimdi en çok şu okunan yazılarım kaldı. Sizleri Allah'ımıza ısmarladık. 8- Gözlerimin nuru okuyanlarım; aynen biz de sizler gibi ölenlerin vasiyetlerini okuduk, dinledik. Lakin gaflet perdesini yırtamadık. İbret alıp uyanamadık. Ah! Ah! şimdi işi anladık. İş, yuvadan uçtu, tedarik ve telafi imkanı kalmadı. Gözlerinizi açın ölüm var. 9- Canlarım, ciğerlerim, mü'minîn, mü'minatlar, şu nasihatime dikkat buyurun: Cenâb-ı Allah'tan daima korkun. Allah'ın emanetini, kulların emanetini, yerine getirin. Her işte hiyaneti terkedin. Emri bil ma'ruf ve nehyi anil münker yapın. Yani iyiliği emredin, kötülükten nehyedin. 10- Cem'i ahlakı hamidenin anne ve babası tevazu, hilm ve sehâvettir. Bütün ahlak-ı zemimenin anne babası da dünya muhabbeti ve şehevat-ı nefsaniyyedir. 11- Küslerle barışın, zulmedenleri affedin. Vermeyenlere verin. Kötülük edenlere iyilik edin. Sabırlı olun, kanaatli olun. Benim gibi çok yemeyin, çok uyumayın, çok söz söylemeyin, salihlerle konuşun, fasıklardan kaçın. 12- Yoldaşlarım, kardeşlerim, sizlere hakkıyla hizmet, hakkıyla kölelik edemedim. Sizin insanlığınız çok, pek çok üstümde, hakkınızı helal edin. Kölenin ücreti olmaz ya, siz yine de Allah için imanıma dua edin. Arkamdan yasinler, hatm-i şerifler gönderin. Sizleri aziz ve celil olan Allah'a emanet ediyorum. Dualarımızı eksik etmeyelim. Sami Ramazanoğlu (k.s) Efendimiz'in irtihalinin ardından serdedilen dualar hakkında Üstadımız H. Hasan (k.s) Efendimiz, 'Bu duaların faydasını asıl sizler göreceksiniz.' buyurmuşlardı. Bizler de onların şefaatlerine erişmek için tavsiye ettiği hususlara riayet edelim. Verât eden bir zata okunan Kur'an-ı Kerim'in sevabı bağışlandığında, vefat eden şahsın bundan istifade edeceği alimler tarafından kabul edilmiştir. Bizler, şefaatlerine nail olabilmek amacıyla üstadımız, "Hacı Hasan Efendimizi ahiret yürüyüşlerinin seneyi devriyelerinde, bölgemizde çeşitli programlarla görevimizi ifâ edeceğiz. Yoğun hava muhalefeti ve izdiham dolayısıyla programlarımızın çeşitli bölgelere dağıtılması münasip görülmüştür." Diğer günlerde olduğu gibi bilhassa Ocak ayı süresince hatimlerle, dualarla vazifemizi yerine getirmeye çalışalım.Efendimiz Hazretlerinin yürek deryasında taşıdığı kutlu sevdasıyla, Hakka yürüdüğü günlerin yakın bir anında kendisinin kaleme aldığı şiiri de naklederek sözlerimize son verelim. Rabbimiz dünya ve ahirette himmetlerinden mahrum etmesin.

Defterlere vasiyetim yazılsın,

Pederin yanına kabrim kazılsın,

İhvanım etrafıma düzülsün,

Kardeşler duadan unutman bizi.

Ruh çıkınca kefenimiz biçilir,

Sevenlerin gözyaşları saçılır,

Kara yerden bize bir ev açılır,

Kazanlar duadan unutman bizi.

Şu vücudum gayet temiz yuyulsun,

İmanla cansız ata binilsin,

Hafızlarla hatm-i şerif inilsin,

Huffazlar duadan unutman bizi.

Devir yapıp, ıskatımız verilsin,
Uzak yakın ihvanlarım derilsin,

Cenazeden sonra ahvalimiz sorulsun,

Cemaat duadan unutman bizi.

Cesedimi tutup ele alanlar,
Helal etsin ahret hakkın duranlar,

Kabrimin başında hazır olanlar,

Cümleniz duadan unutman bizi.

İmanla bir kavuşsam yârime,
Veda ettim ihvanıma, evladıma, karıma,

Ali Ramazan’ı koydum kendi yerime,

İhvanlar duadan unutman bizi.

Ömrünü Kalemdâr boşa geçirdin,

Fırsat kuşlarını elden uçurdun,

Geldi ölüm şerbetini içirdin,

Eşden duadan unutman bizi.

Ben dünyadan göçüyorum,

Hakkınızı helal edin,
Ecel camın içiyorum,

Helal edin hakkınızı.

Âhir yastığında başım,

Gözlerimden akar yaşım,

Dostlarım, eşim, yoldaşım,

Edin helal hakkınızı.

Süzülürken elâ gözüm,

Duyulmaz olunca sözüm,

Evlatlarım, oğlum, kızım,

Helal edin hakkınızı.

Ölümüm elin nesine,

Sözüm dostların hasına,

Hafızlar başlasın Yâsin’e,

Edin helal hakkınız.

Öleceğimi bilenler,

Başıma gelip dolanlar,

Âcizden dersin alanlar,

Edin helal hakkınızı.

Pişmanım son yaşımda,

Son soluk çıkar döşümde,

Hazretim otur başımda,

Edin helal hakkınızı.

İbret alan bana baksın,

Dostlarım ciğerin yaksın,

Canım iman ile çıksın,

Edin helal hakkınızı.

Hocalar yuysun tenimi,

Gayet hafif al canımı,

Allah’a döndüm yönümü,

Edin helal hakkınızı.

Ortaya ten açılır,

Kefenim hemen biçilir,

Elbet dünyadan göçülür,

Edin helal hakkınızı.

Ölüm büke belimizi,

Kıpratmaya dilimizi,

Gördünüz ya halimizi,

Edin helal hakkınızı.

Her yerde salâ verilsin,

Bizi sevenler dirilsin,

Iskat, vasiyet verilsin,

Helal edin hakkınızı.

Salacama sarılanlar,

Uzak yakın derilenler,

Hizmetinde yorulanlar,

Helal edin hakkınızı

 

Abone Ol

En son haberleri doğrudan gelen kutunuza alın. Asla spam yapmayız!

Sosyal Medya Hesapları

Mesaj Bırak