Ara

Hac: Tevhîd ve Birlik1

Hac: Tevhîd ve Birlik1

Hac suresinde tevhîd ayetleri: Kur’ân-ı Kerîm’de hac mevsiminden bahseden ve ismi ‘Hac’ olan bir sure bulunmaktadır. Bu surenin tamamında tevhid ilkesinden bahsedilmektedir. Allah Teâlâ’nın dışında şeylere kulluk eden veya O’ndan başka fayda veya zararı olmayan kimselere/şeylere dua eden kimseleri kınama vardır. Aslında böyle kimselerin Allah Teâlâ’dan başkasına kulluk veya dua etmelerinin zararı faydasından onlara daha yakındır. Allah Teâlâ bu surede yaratılmışlarının tamamının Allah Teâlâ’ya boyun eğdiğini/secde ettiğini açıklamaktadır:"Görmedin mi ki şüphesiz, göklerde ve yerde olanlar, güneş, ay, yıldızlar, ağaçlar, hayvanlar ve insanların birçoğu Allah’a secde etmektedir. Birçoğunun üzerine de azap hak olmuştur. Allah, kimi alçaltırsa ona saygınlık kazandıracak hiçbir kimse yoktur. Şüphesiz Allah, dilediğini yapar."2 Her şey, Allah Teâlâ’ya secde eder, O’nu tesbih eder ve O’nun emirlerini yerine getirir. Sadece azabı hak eden insan ve cin inkârcıları/kâfirleri bunun dışındadır. Onlar, Allah Teâlâ’ya ibadet etmek ve O’na boyun eğmekten/secde etmekten imtina ederler. Allah Teâlâ, Hz. İbrahim’i oraya yerleştirip Allah Resulü Mescid-i Haram’ı inşa ettiğinde ona şöyle seslenmiştir: ‘Hani biz İbrahim’e, Kâbe’nin yerini, “Bana hiçbir şeyi ortak koşma; evimi, tavaf edenler, namaz kılanlar, rükû ve secde edenler için temizle” diye belirlemiştik.’3 Bu ayetten Beytullah’ın tevhîd ve şirkle mücadele merkezi olduğu anlaşılmaktadır. Allah Teâlâ kullarına hac görevlerini yerine getirmelerini, bölgenin yasaklarına riayet etmelerini, putların pisliklerini tamamen temizlemelerini ve yalan sözü terk etmelerini emretmiştir. Allah Teâlâ şöyle buyurmuştur: "Allah’a yönelen, O’na ortak koşmayan kimseler (olun). Kim Allah’a ortak koşarsa, sanki gökten düşmüş de kendisini kuşlar kapışıyor veya rüzgâr onu uzak bir yere sürüklüyor gibidir."4 Bu ayet uzun uzadıya Allah Teâlâ’nın ulûhiyeti ve birliği enine boyuna anlatıldıktan, O’nun dışında tapınılan şeylerin/kimselerin bâtıl olduğu anlatıldıktan sonra zikredilmiştir. Allah Teâlâ, surenin sonunda bunu şöyle örneklendirmiştir: ‘Ey insanlar! Size bir örnek verildi. Şimdi ona iyi kulak verin. Sizin Allah’tan başka taptıklarınız bir sinek dahi yaratamazlar, hepsi bunun için toplansalar bile. Eğer sinek onlardan bir şey kapsa, bunu ondan kurtaramazlar.  İsteyen de aciz, istenen de. Allah’ın kadrini gereği gibi bilemediler. Şüphesiz Allah kuvvetlidir, mutlak güç sahibidir.’5 Tevhid Akidesi Ağacında Haccın Yeri Hac, Allah Teâlâ’nın tek olarak kendisine ibadet edilmesini gerçekleştirmek, şirk ve müşriklerden korunmak için konulmuş alametlerden bir tanesidir. Hacı, peygambere, veliye, Kâbe’ye, kabre veya taşa dua etmez. O, sadece Allah Teâlâ’ya dua eder ve şöyle söyler: "Allah’ım! Davetine icabet ediyorum. Emrine boyun eğiyorum. Bütün varlığımla sana teslim oldum. Senin hiçbir ortağın yoktur. Tekrar tekrar davetine icabet ediyorum. Şüphesiz hamd sana mahsustur. Nimet senindir mülk de senin... Senin hiçbir ortağın yoktur." Hacı, Kâbe’yi tavaf ederken Allah Teâlâ’ya itaat etmesinin bir alameti olarak tavafını yapar. Hacerü’l-Esved’i öperken Hz. Peygamber’in (sav) onu öptüğü gibi öper. Hz. Ömer’in (r.a) şu sözünü hemen aklına getirir:"Biliyorum ki sen bir taşsın, ne bir faydan ne de zararın vardır. Ben Resulullah (sav) seni öperken görmeseydim, asla öpmezdim."6 Şeytan taşlamada Allah Teâlâ’yı zikri gerçekleştirmek için taş attığını hisseder. Hz. Aişe’den (r.anha) nakledilen şu hadis-i şerifte bu hakikat dile getirilmiştir:"Beytullah’ı tavaf etmek, Safa ve Merve arasında sa’y etmek ve şeytan taşlamak, Allah'ı zikretmek için emredilmiştir." Tarihi hakikatler göstermektedir ki Kâbe ve Hacerü’l-Esved kurulduğu günden itibaren tevhidin merkezi olmuştur. İnsanlar, birtakım ağaç, taş ve putlara (Lat, Menat ve Uzza gibi) tapmışlar ama Kâbe’ye ve Hacerü’l-Esved’e asla tapınmamışlardır. Bu hac sürecinde putlara tapınma izlerinin kendilerinde göründüğü kimselere açık ve kalıcı bir cevap/kanıttır. Fatih Çınar Dipnotlar: 1 Bu yazı Selman b. Fehd el-Avde’nin Resâilu ile’l-Hacîc adlı eserinin (Baskı Yeri ve Yılı Yok) s.39-44. sayfaları arasında yayımlanmıştır. 2 Hac, 18. 3 Hac, 26. 4 Hac, 31. 5 Hac, 73-74. 6 Buhari, Hac 50, 57, 60; Müslim Hac, 248, 120; Muvatta, Hac 36; Tirmizî, Hac 37; Ebu Davud, Menasik 47; Nesâî, Hac 147; İbn Mace, Menasik, 27.

Abone Ol

En son haberleri doğrudan gelen kutunuza alın. Asla spam yapmayız!

Sosyal Medya Hesapları

Mesaj Bırak