Ara

Habeşistan’a Hicret Teşebbüsü

Mahmut Sâmi Ramazanoğlu (ks) Kureyş’in mezâlimi müslümanların fakir ve biçâre olanlarına münhasır değildi. Hz. Ebû Bekir de taarruza uğradığından diğer müslümanlar gibi Habeşistan’a hicret etmeği düşündü. 0 nüfûz ve mevki sahibiydi. O’nu hicrete sevkeden başlıca sebep ise “müşriklerin kendisini yüksek sesle Kur’ân-ı Kerîm okumaktan men’etmeleri” idi. Çünkü O’nu Kur’ân okur iken işitenler mutlaka dinliyorlardı. Kur’ân’ın uyandırıcı mânâsı ve Hz. Ebû Bekir’in rûhnüvâz sadâsı gayr-i müslimlerin ruhlarını sararak müslümanlığa yöneltiyordu. Kureyş ise İslâm’ın intişarına mâni olmak için her çâreye başvuruyordu. Bunun için Hz. Ebû Bekir’i de âşikâre Kur’ân okumaktan menettiler.   Bu ona pek ağır geldi. Müsâade-i Nebevî üzerine Habeşistan’a hicret için Mekke’den çıkmış iken “Berkü’l-gımad” denilen, Mekke’den beş konak mesafede olan yerde “Kâre” kabilesinin reisi İbnüddağne’ye rast gelmişti. 0, ona “nereye gideceğini” sordu. Hz. Ebû Bekir -radıyallahu anh-da:   - Kureyş benim içinde doğduğum ve büyüdüğüm şehirde serbestçe ikametime mâni oluyorlar. Onun için terk-i diyâr ediyorum. Huzûr ve sukûn içinde Allâh’a - celle celâluhu- ibadet edebilecek bir yere gitmek istiyorum.” demiş, İbnüddağne de:   -‘Sen hürmete şayan olan râbıtalara hürmet eder, sözün doğrusunu söyler, yoksullara yardım eder, felâketzedeleri kurtarır, misâfirlere mihmân-nüvazlık gösterir bir âdemsin.” diyerek Mekke’nin Ebû Bekir -radıyallahu anh- gibi pek değerli bir şahıstan mahrûm kalmasına gönlü razı olmamış, onu geri çevirerek Mekke’ye götürmüştü.   İbnüddağne, Kureyş rüesâsına Ebû Bekir’in fezâilini anlatmış; onlarda alenen namaz kılmamak, Kur’ân okumamak şartı ile Mekke’de kalabileceğini söylemişlerdi. Bu sûretle Ebû Bekir -radıyallahu anh- da yalnız evindeki mescidinde ibâdete ve Kur’ân’ı okumağa devam etmiş. Müşrikler buna da itiraz ederek Ebû Bekir’in Kur’ân okuması ile gençler ve kadınlar üzerine te’sir ettiğini ve bu sûretle onları âbâ ve ecdâdının dininden çevirdiğini söylemişlerdi.   Ebû Bekir -radıyallahu anh-, yumuşak kalbli, hassas yürekli bir zat idi. Kur’ân okur iken gözlerinden yaşlar boşanırdı. Onun bu huşû halini görenler de hudûa dalarak yürekleri yumuşardı.   Müşriklerin yine mümânaati üzerine İbnüddağne, “Bu şerâit dâhilinde Ebû Bekri himaye etmeyeceğini” söylemiş Hz. Ebû Bekir -radıyallahu anh- de ona: Himâyesine muhtaç olmadığını, çünkü Cenâb-ı Allah’ın himâyesinin kâfi geldiğini” söylemişti.”   Hazreti Ebû Bekir Sıddîk (ra) kitabından alınmıştır.

Abone Ol

En son haberleri doğrudan gelen kutunuza alın. Asla spam yapmayız!

Sosyal Medya Hesapları

Mesaj Bırak