Ara

Güzel Amel / Abdülkâdir Geylânî (rh.a)

Güzel Amel / Abdülkâdir Geylânî (rh.a)

Allâh’a Gönülden Teslîm Olmalı

Ey cemâat! Bu hâliniz nedir? Sizler boş hevesler peşindesiniz. Zamânınızı boş yere harcıyorsunuz. Allah yolunda sabrediniz; dünyâ ve âhirette bunun hayırla karşılığını görürsünüz. Eğer gerçek mânâda İslâm’ı yaşamak istiyorsan, teslîmiyet göstermelisin. Eğer Allâh’a (cc) yakın olmak istersen, kendini O’nun takdîrine ve fiiline bırak.

Davranışlarda Kitap ve Sünnete Uymalı

Allah (cc) amelsiz kuru sözü kabûl etmez. İhlâssız ameli de kabûl etmez. Kitap ve Sünnet’e uymayan hiçbir davranışı Allah kabûl etmez. Allah (cc) kalplerde olanı bilendir. Eğer kurtuluşa ermek istiyorsan günahlarına tövbe et, tövbende de samîmî ol. Halkla şirke düşmekten tövbe et. Bütün amellerini Allâh’ın rızâsını kazanmak için yap. Ben seni tamâmen hatâ içerisinde görüyorum. Çünkü sen nefis, hevâ, dünyâ, şehvetler ve lezzetlere dalmışsın. Bir sivrisinek seni tecrîd edebiliyor, bir lokma seni kızdırabiliyor. Nefsin için râzı olur, nefsin için kızarsın. Sen nefsinin kölesisin, senin yuların onun elindedir. Sen nerede, Allâh’a (cc) kullukta sebât etmiş ve O’nun fiillerinden hoşnûd olmuş samîmî kullar nerede?

Allâh’ım! Bizleri kendine çevir, bizleri kapında durdur. Bizleri Senin rızânı kazanmak için Senin yolunda, Seninle berâber eyle. Bizleri Sana hizmet etmekten hoşlandır. Almamızın da vermemizin de senin rızân için olmasını sağla. İçimizi Senin dışındakilerden temizle. Bizleri yasakladığın fiillerde görme. Dışımızı isyanda, içimizi şirkte bırakma. Bizi nefislerimizin elinden kurtararak Kendine al. Bizleri Senden başkasına muhtâc etme, bizi Kendinle zenginleştir. Bizi gaflet uykusundan uyandır. Bize tâat ve münâcaat elbisesini giydir. Kalplerimize ve sırlarımıza sana yakınlık lezzeti tattır. Yer ile gök arasını ayırdığın gibi, günah ile bizim aramızı da ayırt et. Gözdeki ak ile siyahlığı birbirine yakınlaştırdığın gibi bizi de Sana itâat etmeye yaklaştır. Sana isyanda Yûsuf (as) ile Züleyha’nın arasını açtığın gibi, hoşlanmadığın şeylerle bizlerin arasını aç.

Hakk ile Ünsiyet Kurmak

Rasûlullah (s.a.v)’e doğru ve sağlam bir şekilde tâbî olmak istiyorsan; ölümü çokça zikret. Zîrâ bu çokça zikretmek nefis, hevâ, şeytan ve dünyâdan uzaklaşmana yardımcı olur. Ölümden ibret almayan kişi hiçbir yolla nasîhat almaz. Bu konuda Hz. Peygamber (sav) şöyle buyurdu: “Ölüm kişiye vâiz olarak yeter.” (Beyhakî, Amr b. Yasir kanalıyla rivâyet etti)

Nefsinin ve arzularının doğrultusunda yeme, zîrâ bu kalbini Rabbine karşı örten bir perdedir. Mü'min ne nefsi için, ne de nefsiyle yer. Nefsi için de giymez. Nefsi için de faydalanmaz. Bilakis Allâh’a (cc) kulluk edebilmek için güçlü olmak zorunda olduğu için yer. Zâhir ayaklarını O’nun huzûrunda durduracak şeyleri yer. O hevâsının öngördüğü ölçüde değil, şerîatın öngördüğü ölçüde yer ve içer.

Ey insanlar! Sizler büyük işler için yaratıldınız. Fakat bundan haberiniz bile yok.

Allah (cc) şöyle buyuruyor: “Sizi sâdece boş yere yarattığımızı ve sizin hakîkaten huzûrumuza geri getirilmeyeceğinizi mi sandınız?” (Mü'minûn, 23/115)

Allâh'a karşı ne de az hayâlısınız! O'ndan ne de az korkuyorsunuz! O'nu görmeyi ne kadar da az önemsiyorsunuz! Bu konuda Rasûlullah (sav) şöyle buyuruyor: “O'nu görüyormuşçasına O'ndan kork, şâyet sen O'nu görmüyorsan da şüphesiz ki O seni görüyor.”

İhlastan Yoksun Bir Amelin Hiçbir Faydası Olmaz

Allah dostlarından biri -rahmetullâhi aleyh- şöyle der: Halk ile olan ilişkilerinde Hakk’a uy, Hakk ile olan ilişkilerinde ise halka uyma. Kırılan kırılır, düzelen düzelir. Senin şeytânın, hevâî arzuların, kötü tabîatın ve kötü arkadaşların senin düşmanlarındır. Bunlardan sakın ki seni kötülüklere, helâka sürüklemesinler. İlim öğren ki düşmanla mücâdele etmenin ve onların şerlerinden korunmanın yolunu bul. Daha sonra da Rabb’ine nasıl kul olacağını idrâk edersin. Çünkü câhil kişinin ibâdeti kabûl edilmez. Allah Rasûlü (sav) bu konuda şöyle buyurmuştur: “Allâh’a (cc) câhilce ibâdet edenin bozduğu, düzelttiğinden daha çoktur.” (Aclûnî, Keşfu’l-Hafâ 2/233 No:2528)

Câhilin ibâdeti hiçbir şeyi düzeltmez. İlim kendisiyle amel edilmedikçe, amel de içerisinde ihlâs bulunmadıkça sâhibine bir fayda vermez. İhlâs ve samîmiyetten yoksun hiçbir amelin, sâhibine bir faydası yoktur ve yapan kişiden de kabûl olunmaz. İlim öğrenip o ilimle amel etmezsen, ilim kıyâmet gününde senin aleyhine delîl olur.

“Rabbimiz! Bize dünyâda da, âhirette de iyilik ver! Bizi cehennem azâbından koru!” (Bakara, 2/201)

Kaynak: El-Fethu’r-Rabbânî

Ekim 2023, sayfa no: 14-15

Abone Ol

En son haberleri doğrudan gelen kutunuza alın. Asla spam yapmayız!

Sosyal Medya Hesapları

Mesaj Bırak