Ara

Güzel Ahlâk Sahibi Olmalı / Abdülkâdir Geylânî (k.s)

Güzel Ahlâk Sahibi Olmalı / Abdülkâdir Geylânî (k.s)

Ey cemâat! Bu dünyâda ahlâkınızı güzelleştiriniz. Şâyet güzel ahlâk sāhibi olursanız dîninizi, zāhir ve bâtınınızı düzeltmiş olursunuz. İşte o zaman Hakk’ın huzūrunda durabilirsiniz. İşte o zaman gözlerinizdeki perdeler, ağızlarınızdaki kilit, kulaklarınızdaki sağırlıklar kalkar. Güzel ahlâk size helâl lokma yedirir. Size gücünüz üzerinde güç katar, gücünüz arttıkça artar, basīretiniz arttıkça artar. Ömrünüz bereketlendikçe bereketlenir. Varlığınız devamlı olur, rızkınız artar, çalışmanız meşkûr olur, güzel ahlâkınız övülür. Allah (cc) tarafından sabırlı bir kişi olarak tanımlandıktan sonra şükür sāhibi bir kişi olarak bilinirsiniz. Daha önceki kötü ahlâkınız, iyi ahlâkla değiştirilir.

‘Bir topluluk, kendilerinde bulunanları değiştirmedikçe, Allah (cc) onları değiştirmez.’ (Ra’d, 11)

 

Bir topluluk, kötü ahlâkını Allâh’ın emirlerine uyarak, ilme sarılarak, takdîrine rızā göstererek değiştirir ve güzelleştirir. Onlar ellerini, ayaklarını ve kötü uzuvlarını her türlü kötülüklerden keserler, men ederler.

İnsanoğlu kötü tabiatını, kötü huylarını değiştirmek için bu dünyâda çalışmaya muhtaçtır. Hayvânî sıfatlardan kurtulup insânî ahlâk ile bezenmek için; nefsiyle, şeytānıyla, hevâ ve hevesiyle mücâdele etmek zorundadır.

‘Seni topraktan, sonra nutfe (sperm)den yaratan, daha sonra seni bir adam biçimine sokan Allâh’ı inkâr mı ettin?’ (Kehf, 18/37)

 

Allâh’ın sana verdiği bunca nīmetlerin karşılığı, O’nu inkâr etmek midir? Yaptığın bir çirkinliği insanların görmesinden utanıyorsun da seni her zaman gören Allah’tan neden utanmıyorsun?

Ey görünüşte velîlik iddiasında bulunan! Ey Hakk’a açıktan isyân eden kişi! Allah (cc) senin gizli ve en gizli şeylerini bildiği halde O’ndan neden hayâ etmiyorsun?

Sen ey fakirliğini gösterip zenginliğini gizleyen kişi! Dünyâlık menfaatler için dînini satmaktan hayâ etmez misin?

 ‘Nīmet olarak size ulaşan ne varsa, Allah’tandır. Sonra size bir zarar dokunduğu zaman da yalnız O’na yalvarırsınız.’ (Nahl, 16/53)

Bir kudsî hadis’te Cenâb-ı Hakk şöyle buyurur:

‘Ey dünyâ! Benim velî kullarıma karşı başlangıçta acı ol ki seni sevmesinler, ömürlerinin sonlarında da onlara hizmet et ki seninle meşgūl olmasınlar.’

 

Meryem oğlu Īsâ (as)’ın yanında kıyâmetten bahsedildiği zaman o, tıpkı çocuğunu yitirmiş annenin çocuğunu ararken çıkardığı feryat gibi feryatla inlerdi ve şöyle derdi:

“Kıyâmetten bahsedildiği zaman insanın hiçbir ürperti duymadan, hiçbir şey olmamış gibi sessiz ve sâkin durması mümkün değildir. İnsan dünyâda uzun süre kaldığı için hüzünlenir. Zîrâ o insanın gerçekte kendisini Yaratandan yüz çevirip ihtiyaçlarını halktan istemesi; arzularının, nefsinin, kötü tabiatının ve şeytānının kendisine gālip gelip onun, Rahmân olan Allâh’a karşı perdelenmesindendir. Her kim bu dünyâda kendini emniyette hissederse; şüphesiz ki o kişi büyük bir câhillik yapmıştır.”

Abdulkādir Geylânî Hazretlerine:

  • “Allah (cc), ezgili şekilde yapılan duāyı kabûl etmez.” hadîs-i şerîfi ne mānâya gelmektedir? diye soruldu. O da cevâben şöyle dedi:
  • Allah (cc) yapmacık duāyı, gönülden değil de sâdece dilden, süslü lafızlarla yapılan duāyı kabûl etmez.

Velînin Alâmetleri Şunlardır:

  • Allah’tan başka her şeyden müstağnî olması, O’ndan başka hiç birşeye ihtiyaç duymamasıdır.
  • Her şeyden sıyrılarak sâdece Allah (cc) ile kanâat etmektir.
  • Her şeyde sâdece Allâh’a yönelmektir.

Nefsin velîlik iddiasında diretirse, bu saydığımız özellikleri ona açıkla. Şâyet onlara aldırış etmez ve bu hasletleri taşımazsa ona ‘Sen velî değilsin’ de.

(Cemâatten biri şöyle bir soru sordu:)

“Yiyilen ve içilen şeylere haram karışırsa bununla nasıl sağlıklı oruç tutulur? Nasıl sıhhatli namaz kılınabilir?”

Abdulkādir Geylânî Hazretleri bu soruyu şöyle cevapladı:

“Helâl bellidir, haram bellidir”. Dînimiz bütün bu şeyleri, harâm olsun helâl olsun hepsini açıklamıştır. Şüpheli olan şeyler karşısında tevakkuf etmeyi “çekimser” kalmayı sana açıklamıştır. Kalbinin kanâat getirmediği şeyler haramdır. Kalbinin kanâat getirdiği ve “evet” dediği şeyler ise helâldir. Şâyet kalbin susar da “evet” veya “hayır” demezse o şey de şüphelidir. Alışkanlıkları bırakır ve sabırlı da olursan buna kanâat denir. Sen bilirsin ki, nice ibâdetler, nice oruçlar, nice namazlar var ki Allâh’ın katında onların hiçbir kıymeti yoktur ve onlara ītibar da edilmez. Allâh’ın senden isteği sâdece zāhirî ibâdetleri yapman değildir. O’nun senden asıl isteği O’nun takdîrine ve başkalarına karşı kalbini temiz tutmandır. O’nun takdîrine karşı gelmemen ve O’ndan başkasını sevmemendir. O’ndan başkasının sevgisini kalbinden çıkarmandır.

Ey Rabbimiz! Dünyâda da âhirette de bize iyilik ver ve bizi cehennem azâbından koru! (Bakara, 2/201)

 

Kaynak: El-Fethu’r-Rabbânî

 Nisan 2022, sayfa no: 14-15

Abone Ol

En son haberleri doğrudan gelen kutunuza alın. Asla spam yapmayız!

Sosyal Medya Hesapları

Mesaj Bırak