Ara

Günümüz Problemlerine Nebevî Çâre / Prof. Dr. Mehmet Bulut

Günümüz Problemlerine Nebevî Çâre / Prof. Dr. Mehmet Bulut

Hz. Muhammed Mustafa (sav) Allah Teâlâ'nın gönderdiği son peygamberdir. O’na indirdiği Kur'ân, son ilâhî kitaptır. Artık bir daha peygamber gelmeyecek ve kitap inmeyecektir. Ancak Kıyâmete kadar yâni dünyâ hayâtının tümüyle sona ermesine kadar gelecek bütün insanların her türlü rûhî, mânevî ihtiyaçlarını Allâh'ın kitâbı Kur'ân ve Peygamberimizin sünneti mükemmel olarak karşılayacaktır.

Kur'ân nâzil olalı 14 asır gibi bize göre büyük bir zaman dilimi geçmiştir. Buna rağmen Allâh'ın Hz. Peygamber'e indirdiği son kitap Kur'ân bugün, indiği ilk şekliyle elimizdedir. Zîrâ O, ilâhî koruma altındadır. Yüce Rabbimiz; “Kur'ân'ı kesinlikle biz indirdik; elbette onu yine biz koruyacağız.” (Hicr, 15/9) buyurur. Hz. Peygamber'in yaptıklarını; söylediklerini; huzûrunda yapılan bir hareketi veya söylenen bir sözü sükûtla karşılamalarını çok iyi biliyoruz. Çünkü bunlar insanlığa ışık tutan hususlardır. İnsanlar Hz. Peygamber'in her konudaki görüşlerini, düşüncelerini iyi öğrenmeliler ki ona göre hareket etsinler ve hayatlarına çekidüzen versinler.

O halde bütün mesele, Kur'ân'ı iyi öğrenmek, Hz. Peygamber'i iyi tanımaktır. Dolayısıyla bunları hayat düstûru edinmek ve böylece dünyâda huzurlu ve mutlu bir hayat yaşamak, öldükten sonra cenneti hak edecek şeyler yaparak bu dünyâdan ayrılmaktır. Bir insan Allâh'ın verdiği akıl ve irâdeyi Allâh'a îman ve itâat yönünde kullanmaz, kendi kendisine ebedî azâbı hak edecek şeyler yaparak bu dünyâdan göçerse, öbür âlemde kim onun elinden tutar, hak ettiği cezâyı çekmesine kim engel olabilir?

İnsanın huzurlu ve mutlu bir hayat yaşaması Allâh'a (cc) karşı kulluk görevlerini iyi yapmasına ve Allâh'ın kullarına iyi davranmasına bağlıdır. İnsan, biri ruh, diğeri beden olmak üzere iki farklı unsurdan meydana gelmiş bir varlıktır. İnsan sâdece bir bedenden ibâret, ruhsuz bir varlık değildir. Ruh bedenle birleşince hayat oluşur, ruh bedeni terk edince ölüm gerçekleşir. Bedenimizin canlılığını devâm ettirmesi birtakım maddî gıdâların alınmasına bağlıdır. Yâni yemeden içmeden yaşanmaz. Rûhumuzun da gıdâya ihtiyâcı vardır. O da; Yüce Yaratıcı'ya îman, ibâdet, duâ ve sığınmadır. Rûhî ihtiyaçların karşılanmaması insanda derin üzüntülere, sıkıntılara, depresyona ve rûhî bunalımlara sebep olur. Maddî ihtiyaçları karşılanmış pek çok insanın rûhî ihtiyaçlarının karşılanmaması durumunda ne denli ruhsal bunalımlara sürüklendiği her zaman müşâhede edilen bir husustur. Gerçi bu durumda olan kişilerin hepsi bunun farkında olmayabilir. Bu, tarafsız bir gözlemcinin tesbit edebileceği bir şeydir.

Îmandan, ibâdetten yoksun kimselerde meydana gelen ruhsal bunalımlar, böyle kişilerden oluşan toplumu da ister istemez olumsuz yönde etkileyecektir. Çünkü Allah ve âhiret inancı insanların kötülük yapmalarına engel olur. Yaptıklarının karşılığını mutlaka göreceğini düşünen ve böyle inanan insan hep insanlığın yararına olan şeyler yapar, zararına olan şeylerden uzak durur. Dolayısıyla böyle insanlardan oluşan toplumda huzur olur, mutluluk olur.

Yüce Allah Hz. Peygamber'i (sav) âlemlere rahmet olarak göndermiştir (Bkz. Enbiyâ', 21/107). Huzur arayan, mutluluk arayan kişiler, Kur'ân'ı ve Hz. Peygamber'i iyi öğrenmeli ve İslâm'ın getirdiği ölümsüz, mükemmel prensipleri hayatlarına uygulamalıdırlar. Hz. Peygamber (sav) mânen insanların ulaşamayacağı bir yüce zirveye sâhip kâmil bir insandır. Bütün güzellikler onda mevcuttur. Bütün çirkinlikler ondan uzaktır.

Kıyâmete kadar her devirdeki müslümanların, dolayısıyla zamânımızdaki müslümanların da her türlü psikolojik, sosyolojik problemlerinin çözümü, çâresi İslâm dîninin güzel öğrenilmesi ve yaşanmasıdır. Yüce Rabbimizin âlemlere rahmet olarak gönderdiği büyük insan Hz. Peygamber'i (sav) iyi okumak, iyi anlamak ve O’nun yaşantısını hayâtımıza uygulamak her türlü problemlerin yegâne çâresidir. Her türlü güzellik O’nda (as), her türlü çâre O’nu iyi anlamakta ve hayâta uygulamaktadır.

Yüce Rabbimiz Peygamberimiz’i iyi anlamayı ve onu kendimize örnek almayı nasîb etsin. Âmîn...

Haziran 2018, sayfa no: 48-49

Abone Ol

En son haberleri doğrudan gelen kutunuza alın. Asla spam yapmayız!

Sosyal Medya Hesapları

Mesaj Bırak