Ara

Gerçek Mü’min Bütün Hallerinde İyi Niyetlidir / Abdülkâdir Geylânî (rh.a)

Gerçek Mü’min Bütün Hallerinde İyi Niyetlidir / Abdülkâdir Geylânî (rh.a)

Ey evlâdım! Senin işin temelsiz, senin duvarlarının çökmesi şüphesiz ki kaçınılmaz. Senin temelin bid’atler, dalâletler, riyâ ve münâfıklıktan ibârettir. Bu durumda senin binân nasıl sâbit kalabilir? Sen hevâ ve hevesle, kötü tabiatla yiyor, içiyor, evleniyor ve mal biriktiriyorsun; bütün bunları yaparken de iyi bir niyet taşımıyorsun.

Gerçek mü’min ise; bütün hâlinde ve yaşantısında iyi niyet sâhibidir. Mü’minin yemesi, içmesi, giyinmesi ve evlenmesi ancak Allâh’ın emriyledir. Mü’min dünyâda da böyledir, âhirette de böyledir. Allah (cc) mü’mine dünyâda şerîat vâsıtasıyla emreder, âhirette ise vâsıtasız hükmeder.

Mü’min bu dünyâyı ve bu dünyânın fânîliğinin sür’atle gerçekleştiğini görür ve bu dünyâda zâhid olur, Allâh’ın ezelde taksîm ettiği rızkın kendisine geleceğini hatırlar.

‘Kim Allah’tan korkarsa, Allah ona bir çıkış yolu ihsân eder. Ve ona beklemediği yerden rızık verir. Kim Allâh’a güvenirse O, ona yeter. Şüphesiz ki Allah, emrini yerine getirendir. Allah (c.c) herşey için bir ölçü koymuştur.’ (Talak, 65/2-3)

 

Bu âyet-i kerîme sebeplere dayanma kapısını kapamıştır. Zenginlerin, mülk ve saltanat sâhiplerinin kapılarına dayanma kapısını kapamıştır. Bu âyet-i kerîme tevekkül kapısını açmıştır. Her kim takvâ sâhibi olursa Allah ona bir genişlik verir ve insanlara karşı daraldığında ona bir çıkış kapısı göstererek onu mükâfatlandırır.

Ey münâfıklar! Sizler sâdece dillerinizle yetindiniz. Tevekkül sâdece dillerinizde; kalpleriniz ise insanları Hakk’a ortak koşmaktadır. Kalbim Allah rızâsı için sizlere karşı öfke ile doludur.

Ey Rabbim! Takdîrâtında Sana kızmaktan ve Seninle çekişmekten bizleri koru. Rahmetinle, bizlerle günahların arasına perde koy. Âmîn!

 

Güzel Edeb Sâhibi Olmalı

Allah (cc)’a karşı güzel edep sâhibi olmak gerekir. Edebinizi güzelleştiriniz, dünyânızdan yüz çevirerek âhirete yöneliniz. Kâfirler gibi bütün varlığınızla dünyâya yönelmeyiniz.

Îmânın varlığı, yakîn ile amel, tevhîdin kuvveti, tevekkül ve Allâh’a güvenme ancak musîbet ve felâket anlarında ortaya çıkar. Îman, dâvânın yegâne belgesidir.

Gerçek mü’minler, Allah’tan gönülleriyle korkan kimselerdir. Gerçek mü’minler başkasından değil sâdece Allah’tan umarlar. Onlar ihtiyaçlarını sâdece Allâh’a sunarlar. Onlar başka kapıya değil sâdece Hakk’ın kapısına rücû ederler.

Şâyet siz Allâh’ın kitâbına, Rasûlünün sünnetine uymuş olsaydınız; hayret edilecek şeylerle karşılaşırdınız. Sâlih zâtlar, kendilerine Allâh’ın lütfundan verilinceye kadar Hakk’ın murâd ettiği şeye sabretmeye devâm ederler. Sabredilmeyen fakirlik ve musîbet birer cezâdır. Sabredilen fakirlik ve musîbet ise birer nîmettir. Mü’min içerisine düştüğü belâdan, sabretmesi sûretiyle Rabbine yakınlaşma ve O’na münâcât etmesi gibi nîmetlerle çıkar.

Bu zaman âhir zamandır. Nifak çarşısı kurulmuş, ben ise bu çarşıda Peygamberimizin, sahabenin ve tâbiûnun yaşadıkları dîni ayağa kaldırmaya çalışıyorum. Evet, bu dönem âhir zamandır, insanların ekserîsinin ilâhı dinar ve dirhem olmuştur. Bu insanlar Hz. Mûsâ (as)’ın, kalplerine buzağının sevgisi içirilen milleti gibi olmuşlar. Bu zamânın insanının buzağısı da paradır.

Nîmet Başkasından Değil Allah’tandır

Ey cemâat! Nîmetlerinden dolayı Rabbiniz Allâh’a şükredin, Allâh’ın verdiği nîmetleri başkasına izâfe etmeyin. Allâh’ın (cc) şöyle buyurduğunu görmediniz mi?

“Nîmet olarak size ulaşan ne varsa Allah’tandır. Sonra size bir zarar dokunduğu zaman da yalnız O’na yalvarırsınız.” (Nahl, 16/53)

 

Yazıklar olsun sana! Sen tembelin birisin. Şüphesiz ki senin eline hiçbir şey geçmez. Hakk yolunda çalış, O’nun (cc) kaderine güvenerek tembel tembel oturma. Sen Allâh’ın şöyle buyurduğunu işitmedin mi?: “Ama bizim uğrumuzda cihâd edenleri elbette kendi yollarımıza eriştireceğiz. Hiç şüphe yok ki Allah iyi davrananlarla berâberdir.” (Ankebût, 29/69)

 

Sen başla, başkası gelir ve senin işlerini tamamlar. Herşey Allâh’ın elindedir, sen O’ndan başkasından bir şey isteme. Sen Allâh’ın şöyle buyurduğunu işitmedin mi?: “Her şeyin hazîneleri yalnız Bizim yanımızdadır. Biz onu ancak belli bir ölçüyle indiririz.” (Hicr, 15/21)

 

Bu âyet-i kerîmeden sonra konuşacak bir söz kalmadı. Ey dinar ve dirhem peşinde koşan! Onları sakın insanlardan isteme, onları şirk lisânı ile ve sebeplere dayanarak isteme.

Allâh’ım! Ey bütün mahlûkatı yaratan! Ey sebepleri yaratan! Bizi yaratıklarla şirke düşmekten kurtar!

Ey Rabbimiz! Dünyâda da âhirette de bize iyilik ver ve bizi cehennem azâbından koru! (Bakara 2/201)

 

Kaynak: El-Fethu’r-Rabbânî 

Abone Ol

En son haberleri doğrudan gelen kutunuza alın. Asla spam yapmayız!

Sosyal Medya Hesapları

Mesaj Bırak