Ara

Genetik Çalışmalar, Bilim ve Îmân

Genetik Çalışmalar, Bilim ve Îmân
Birileri diyormuş ki, genetik müdahale sûretiyle insan ömrünün uzatılması mümkünmüş. Ancak insan ömrünün uzatılması onun îmânını sarsarmış, çünkü uzun yaşama, insana öte dünyanın varlığını unuttururmuş. Bir de genetik müdahale sûretiyle ömür ebedîleştirilirseymiş ortada ne tanrı inancı, ne öte dünya inancı, ne din, ne îmân, bir şey kalmazmış! Îmân, eğer insan ömrüne endeksli bir vakıa olarak karşımıza çıkartılırsa ve ömrün uzunluğuyla îmân arasında bir ters orantının varbulunduğu varsayımı esas alınırsa, diyecek bir şey kalmıyor. Böylece uzun yaşayanın îmânı azalıyor ve ebedîlik halinde de îmân sıfıra müncer oluyor demek imkân dâhiline giriyor. Ancak acaba îmân bir dış fenomenle bağlantılı olarak mı oluşuyor? “Kitap”ın, gözümüzü evrene çevirmemiz, orada olan bitenleri görmeye çalışmamız hususundaki tavsiyesi îmânın esasını mı oluşturuyor? Yoksa bu tavsiyeye riayet edildiği takdirde zaten mevcut bulunan bir îmân güç mü kazanmış, pekişmiş mi oluyor? Bu güçle birlikte taklidî îmânın tahkikî îmâna dönüşmesinin önünün açılması mı sağlanmak isteniyor? Denildiği gibi, îmânın esası dış fenomenle bağlantılı olsaydı ve gerekçesini doğrudan bu dış fenomene borçlu bulunsaydı, aynı dış fenomen aynı zamanda bütün insanların îmân etmesinde belirleyici amil olurdu. Öyle ki, o fenomenin yerinden oynatılmasıyla îmânın da yerinden oynatılmasını beklemek gerekirdi. Ayrıca deniliyormuş ki, insanın “yaratıcı faaliyeti” de belli bir genle ilgiliymiş. Eğer o gene müdahale edilirse, insanın “yaratıcı faaliyeti” ortadan kalkarmış! İnsanın “yaratıcı faaliyeti” elbette yalnızca sanatla ilintili değildir. İnsanî faaliyetin her çeşidi, insanî ibda faaliyetiyle ilgilidir: sanat, ilim, ahlâk vb bunların tümü, insanın dış dünyada hazır bulduğu şeyler değildir. Bunların kaynağına ister vahiy olarak bakılsın, ister seküler gözle bunlar insanın kendiliğinden ortaya koyduğu faaliyet alanı cümlesinden sayılsın, her iki durumda da, doğada hazır bulunmayan faaliyet alanlarıyla karşı karşıya durduğumuz aşikârdır. Eğer denildiği gibi, insanın geniyle oynamak sûretiyle onun ibdâ’ etme yeteneği ortadan kaldırılabilecekse, bu aynı zamanda insanın insan olma durumunun ortadan kaldırılmasıyla aynı anlamı taşımış olacaktır. Sanat ve bilim faaliyeti ortaya koyamayan, ahlâk kurallarıyla ilişkisi kalmamış bulunan bir insanın, yalnızca bir canlı varlık olarak hayvandan farkı kalmamış olur. İnsanın nihaî amacı hayvanlaşma olmadıkça, söz konusu müdahale türünden bir çalışmaya baş koymasının anlamı da bulunamaz. Bazı insanların durmadan insanı hayvan derekesine düşürmek istemesi zaten ancak bu bağlamda bir anlama kavuşturulabilir. Darwin insanın kökenini hayvana bağlamaya çalışıyordu, şimdiki gen uzmanlarıysa onu hayvana dönüştürmeye uğraşıyor, eğer ortada söylenenler doğruysa elbet... Rasim Özdenören

Abone Ol

En son haberleri doğrudan gelen kutunuza alın. Asla spam yapmayız!

Sosyal Medya Hesapları

Mesaj Bırak