Ara

Gençliğimiz, Geleceğimiz Ve Kültürümüz

Gençliğimiz, Geleceğimiz Ve Kültürümüz

Gençlik, kâinattaki her şeyin kıvamında ve tadında olduğu bahar mevsimi gibi bizim de güç ve kuvvetimizin, yerinde olduğu bir dönemdir. Türkçemizde “delikanlı” tabiri ile ifadelendirilen bu dönem; aynı zamanda hayatımızda “gözü kara” olarak riskli kararlar aldığımız çağımızdır. Hayatımızdaki bu dönemin önemini yaşlılarımızın iç geçirerek “ah! Gençlik” diye hayıflanmaları bize daha iyi anlatmaktadır. O halde bizim de hayatımızın yarınlarında ah çekmemek için günümüzün “ilmi ve teknolojik gelişmelerini geçmişimizin zengin kültür mirası üzerine bina ederek” hayatımızın enerji dolu bu evresini verimli kullanmamız gerekmektedir.   Öyleyse, arzulanan ve özlemi çekilen gençlik; geçmişinin sağlam temellerine sırtını dayayarak, geleceğe adım atarken; Yaratanına layık kul ve onun yarattığı kullarına ve diğer varlıklara faydalı olmayı amaçlayan kimsedir. Peygamber (sas) Efendimiz gençlik enerjisini yaratılış gayesi uğrunda kullanan gençleri adil bir devlet başkanıyla aynı kefede değerlendirerek şöyle buyurmuştur: “Gençliğini Allâh’a ibâdetle geçiren delikanlı, hiçbir gölgenin olmadığı bir günde arşın gölgesinde gölgelenecektir”(1)  

DEĞERLİ GENÇLER,

Gençlik; hayatımızın geleceğini etkileyen bir dönem olduğu için gelecek ideali olan herkesin hedef tahtasında sizler varsınız. Çünkü gençlik olmadan geleceğin inşası mümkün değildir. İşte bunun farkında olan kimseler yarınımız olan gençlerimizi kendi emelleri doğrultusunda kullanmayı hedeflemektedirler. Özelikle son dönemlerde toplumu bölmeye ve kana bulamaya çalışan terörün, uyuşturucu, fuhuş, helal olmayan yollardan zengin olma arzusu ve şöhret gibi araçları kullanan zararlı oluşumların, satanizm ve ateizm gibi batıl inanç ve ahireti unutturup hayatı sadece dünyadan ibaret gören zararlı düşünce akımlarının zehirli tuzakları gençliğimiz içindir.   Bunlar; büyük-küçük tanımayan, anne-baba, komşu hakkı, kul hakkı bilmeyen, içinde yaşadığı gezegeni hoyratça kullanan ve kendisinin dışındaki canlıların- bitki ve hayvanlar dâhil- yaşam haklarına saygı göstermeyen, zerre kadar hayrın ve şerrin hesabının sorgulanacağı günü düşünmeyen bir gençlik arzulamaktadırlar.   Öyleyse bu tuzaklara düşmemek için, yarınımızın ve asıl gideceğimiz ebedi hayatımızın aydınlık ve güzel olması için yarına yönelik idealimizin ve modelimizin güzel olması gerekir. Geçmişimiz, sayamayacağımız kadar örnek alacağımız kahraman gençlerle doludur.   Kur’an, inançlarını dönemin zalim sultanına haykırıp hayatın her türlü şatafatını reddeden “Ashabı Kehfi”, asil, güzel, makam ve mansıp sahibi züleyhanın zina isteğini hapse atılmayı göze alarak reddeden iffet ve haya numunesi Yusuf (as) ı, Hocasına hizmet ve itaatte Musa (as) ın genci olarak Yuşa (as)ı, içinde yaşadığı toplumun yanlış ve batıl inancını değiştirmek ve onlara tevhid yani Allahın birliği mesajını vermek için ateşe atılmayı göze alan İbrahim(as)ı, Allah emrettiği için kurban olmayı kabullenen ve babasının isteğini şartsız kabul eden teslimiyetin ser levhası İsmail(as)ı, örnek genç şahsiyetler olarak önümüze koymaktadır.   Peygamber (s.a.s) efendimizin de Suffe ashabı başta olmak üzere yetiştirdiği ; Mekkede lüx yaşamını elinin tersiyle reddederek peygamberimizin rahlei tedrisatını tercih edip Yirmili yaşlarda Medine’yi Kuranla fetheden Uhud şehidi Msab b. Umeyr, Kuran ve tefsirde çığır açıp ekol oluşturan Abdullah b. Abbas ve Abdullah b.Mesud, Fıkhi meselelerde peygamberimizin kendisiyle övündüğü Muaz b. Cemel, İlim, idare ve askeri alanlardaki başarılarıyla Hayber’in Fatihi Hz. Ali, edep ve hayada meleklerin bile kendisinden haya ettiği hz. Osman, ilim için gece gündüz peygamberimize hizmet eden, açlıklara direnen Ebu Hureyre, ilayı kelimetullah için gusletme fırsatı bulamadan zifafı terk eden Gasilul Melaike diye adlandırılan hz. Hanzala (R. Anhüm) gibi saymakla bitiremeyeceğimiz gençler dünya durdukça bizim gençliğimiz için numune olmaya devam edeceklerdir.   Gençlerimizin dönüp geriye baktıkları zaman idol olarak kabul edecekleri genç kahramanlarla dolu bir tarihimiz var. Bunlar dururken ne olduğu belli olmayan ve bize dayatılan sahte kahramanları örnek almamak aklımızı kullanmamızın gereğidir.   Gençlik, bu dönemin enerjisini en verimli bir şekilde dünya ve ahirete faydalı bir şekilde kullanmaktır. Haramlardan uzak Allahı razı etmenin peşinde koşmaktır. Yoksa bize yıllarca empoze edilmeye çalışıldığı gibi her türlü günahların meşru görülerek işlendiği bir dönem değildir.Bunu için sevgili peygamberimiz(as):“ yaşlıların olgunluğunu ve yaşam tarzını tercih eden gençleri en hayırlı genç olarak”(3) haber vermektedir   Bize düşen, gençliğimizi yarınlarımızı göğüsleyecek, varoluş gayemize göre yaşayan, Kur’an’ın rehberliğinde ve Peygamberimizin (s.a.s) önderliğinde, Allah’ın rızasına uygun hayat tarzını benimseyen; Çağın beklentilerine cevap verecek donanıma sahip, dürüst, kişilikli, vakur, alçak gönüllü ve karakter sahibi kişiler olarak yetiştirmektir.   Unutmayalım ki gençliğimiz geleceğimizdir. Geleceğin idealini taşıyan gençleri olmayan bir topluluk yok olmaya mahkûmdur. Gençlerimizin enerjilerini beyhude, dünya ve ahretimize faydası olmayan her türlü tuzak ve zararlı eylemden uzak tutalım. Onları tehlikelere karşı uyaralım! Geçmişte olduğu gibi bugünümüzde ve yarınlarımızda da asrın Fatihlerine, Yavuzlarına ve Mimar Sinanlarına ihtiyacımız vardır.   Geleceğimize güzel bir miras bırakmak istiyorsak Efendimizin şu mesajına masadak olalım: “Hiçbir baba, çocuğuna güzel ahlak ve edepten daha güzel bir miras bırakmış olamaz” (4)  

1-Buhari, Zekât,16; Müslim, Zekât,91 2-Kehf, 18/14 3- Camius Sağir,1/4071 4- Tirmizi, Birr 33    

Nisan 2017

Abone Ol

En son haberleri doğrudan gelen kutunuza alın. Asla spam yapmayız!

Sosyal Medya Hesapları

Mesaj Bırak