Ara

Eyüp Sultan’da Bir Velî: Sivrihisarlı Şeyh Baba Yûsuf Hazretleri

Eyüp Sultan’da Bir Velî: Sivrihisarlı Şeyh Baba Yûsuf Hazretleri

Bilindiği üzere Eyüp Sultan Câmi-i Şerîfi çevresinde yer alan mezarlıklar, hazireler bir nevi devlet mezarlığı gibidir. Buralarda medfun isimleri incelediğimizde, vaktiyle devletin çeşitli kademelerinde görev almış bürokratlardan, hânedan üyelerinden, hoca efendilerden, sanatkârlardan ve bunların yakınlarından müteşekkil olduğunu görüyoruz. Elbette bazı istisnâlar vardır. Meselâ Derviş Eyyûbî Seyyid Hüseyin Efendi ve Meczûb-ı ilâhî Derviş Hasan Efendi bunlara örnek verilebilir. Özellikle Eyüp Sultan Türbesi ile Bahariye Yolu arasında kalan, şadırvan avlusuna cepheli bölümde, târihte iz bırakmış önemli sîmâlar vardır. Uzay bilimci Ali Kuşçu, Şâire Zübeyde Fitnat Hanım, Hattat Muhsinzâde Abdullah Bey, Abdülhamid Hân’ın halline fetvâ vermeyen Fetva Emîni Hacı Nuri Efendi, Sultan Genç Osman’ın muhterem vâlideleri Mahfiruz Sultan, Seyyid Kasım Gûbarî, Sâliha Sultan, Gâzî Edhem Paşa ve Hacı Abdullah Paşa bunlardan bazılarıdır.

İstanbul’da 15. ve 16. yüzyıllara âit mezar taşlarından pek azı günümüze ulaşmıştır. Çok iyi korunmasına rağmen bu hazirede de durum değişmemiştir. Yeni mezar yeri açıldıkça eskileri yavaş yavaş kaybolmuştur. Hazirede günümüze ulaşan en eski mezar taşlarından birisi de Şeyh Baba Yûsuf’a âittir. 1512 târihlidir. Mezar taşında şöyle yazar: “Merhum Şeyh Baba Yûsuf Efendi’nin merkadi’dir. El-Fâtiha. Sene: 918/1512” Eyüp Sultan Câmii Şadırvan avlusunda, Dömeke Kahramanı Gâzî Edhem Paşa ve Kallavi kavuklu Abdullah Paşa’nın kabirlerinin hemen arka tarafındadır. Dört köşeli şâhidesinin üzerinde, benzerine pek rastlamadığımız, sekiz köşeli üstüvânî bir başlık bulunur. Vaktiyle bu başlığın üzerinde “Bayramî gülü” motifinin varlığından söz edilir. Ancak biz bu ize rastlamadık. Yazı biçimi, metin üslûbu ve mîmârî form açısından 16. yüzyılı yansıtmadığı söylenebilir. Özellikle Sultan II. Mahmud döneminde türbeler kapsamlı bir şekilde elden geçirilirken târihe mâl olmuş bazı sîmâlara âit mezar taşlarının yeniden ihdâs edildiği biliniyor. 16. yüzyılın başlarında vefât eden İdris-i Bitlisî’ye ve Fatih Sultan Mehmed Hân’ın sakası Mustafa Ağa’ya âit sütun tarzı mezar taşları bu cümleden sayılabilir. 

Şeyh Baba Yûsuf, genel kanâatlere göre bugün Eskişehir’e bağlı olan Sivrihisar ilçesinde doğmuştur. Kimi kaynaklarda Seferihisar ve Karahisarlı olduğu da zikredilir. Ancak inşâ ettirdiği 898 /1493 târihli, Sivrihisar, Tekke Sokağındaki “Kurşunlu/Baba Yûsuf Câmii”nin varlığı bu tezleri zayıf göstermektedir. Ahmet Kartal, “Şeyh Baba Yûsuf Sivrihisârî ve Eserleri” isimli makālesinde, A. Bican Atmaca ve Tahsin Özalp’e atıfla Şeyh Baba Yûsuf’un evlatlarının da Kurşunlu/Baba Yûsuf Câmi-i Şerîfi yanında yer alan türbede medfun oldukları bilgisini verir.1 Şeyh Baba Yûsuf’un ismi kimi kaynaklarda, “Yûsuf Baba”, “Baba Yûsuf”, “Baba Yûsuf Sivrihisârî”, “Sivrihisarlı Şeyh Baba Yûsuf”, “Şeyh Haliloğlu Sivrihisarlı Baba Yûsuf” olarak da geçer. Şeyh Baba Yûsuf’un ilk tahsîlini babası Şeyh Baba Halil’den aldıktan sonra, Sivrihisar medreselerinin en ünlülerinden olan Selçuk Medresesi’nde öğrenimini tamamlayarak icâzet aldığı kaynaklarda yer alır. Fıkıh, tefsir, hadis, siyer ve akâid gibi İslâmî ilimlerle tasavvufa dâir geniş bilgi sahibi olduğu kaydedilir. Daha sonraları ise muhtelif yerlerde vâizlik yaptığı biliniyor. Ahmet Kartal, adı geçen makālesinde iyi bir müderris olan Şeyh Baba Yûsuf’un hattatlığına ve şâirliğine de dikkat çeker.2 Kendisine atfedilen Farsça tefsirli Kur’ân-ı Kerîm mushafı hat yönünden beğenilmektedir. Ahmet Sevgi, bir makālesinde onun şiirlerinde “Şeyhoğlu” mahlasını kullandığını zikreder.3

Rivâyetlere göre Tarîk-i Bayramiye’den4 olup Akşemseddin Hazretleri’nin de halîfesidir.5 Kimi kaynaklarda zikredilen Hacı Bayram-ı Velî’nin halîfesi olduğuna dâir bilgiler tartışmalıdır. Zîrâ Hacı Bayram-ı Velî’nin vefat târihi olan 1430 târihinde, Şeyh Baba Yûsuf’un ya henüz doğmamış veya çocuk yaşta olabileceği düşünülüyor. Eyüp Sultan eski müftülerinden Recep Akakuş, Şeyh Baba Yûsuf'un Bayramî tarîkatının ileri gelenlerinden ve Eyüp Sultan Hazretleri'nin de türbedârı olduğunu zikreder.6 Evliya Çelebi Seyahatnamesi'nde Şeyh Baba Yûsuf’u Sultan II. Bâyezîd zamânındaki şeyhler arasında saymıştır. Bu bilgiler ışığında, Şeyh Baba Yûsuf'un Akşemseddin Hazretleri’nin halîfelerinden olduğu görüşü kuvvet kazanmaktadır.7 Bilindiği üzere Akşemseddin Hazretleri, Hacı Bayram-ı Velî Hazretleri'nin halîfelerindendir.

Kimi kaynaklardan ve şifâhî bilgilerden öğrendiğimize göre Şeyh Baba Yûsuf, İstanbul’un fethinde bulunmuş,8 Eyüp Sultan Câmi-i Şerîfi’nin ilk imamlarından ve Eyüp Sultan Türbesi’nin de ilk Türbedarlarındandır.9 Ayvansarâyî Hüseyin Efendi, Mecmua-i Tevârih isimli eserinde Şeyh Baba Yûsuf hakkında şu bilgileri verir: “İstanbul fethinde mevcud ve mu’ammerînden bir şehy-i mes’ud idi. (…) İstanbul’a geldikte 918 (1512) târihinde rıhlet ve ibtida türbedârı olduğu Hazret-i Ebi Eyyub Ensârî Radiyallâhu’l-Bârî türbesi kapısı hâricinde şehrâha nâzır pencere dâhilinde defn olundukta…”10 Bu bilgi de Şeyh Baba Yûsuf’un Eyüp Sultan’ın ilk türbedarlığını teyit eder mâhiyettedir. Ayvansarâyî, Hadikatü’l-Cevami isimli eserinde de Şeyh Baba Yûsuf’un kabri ile ilgili bilgi verir.11 Ancak buradaki bilgiler mevcut tabloya farklı bir katkı sağlamaz.

Arşivlerden derlenen bu döneme âit yazılı belgelere ulaşamadık. Sicil-i Osmanî’de Sultan II. Bâyezîd Velî dönemine âit bazı bilgiler vardır. Buradaki bilgilere göre de Şeyh Baba Yûsuf, Sivrihisarlı olup Bayramiye tarîkatındandır. Beyazıd Câmii ibadete açıldığında huzur-u hümâyunda vaaz eylemiş, devâmında mâbedin Cuma ve kürsü vâizliğini üstlenmiştir. Eyüplü Meşhurlar isimli eserde Sicil-i Osmanî’ye atıfla, Sultan II. Bâyezîd Velî Hazretleri ile hac yolculuğuna hazırlanan Şeyh Baba Yûsuf arasında geçen bir konuşmadan bahsedilir. Buna göre: “Padişah bir miktar altın çıkarıp ’Bu benim elim emeğiyle hâsıl olmuş bir helâl maldır. Bunu Ravza-i Mutahhara’daki kandillerin tezyînine sarf eyleyesin, Bâyezîd nam günahkâr ve âsî ve suçlu selâm söyledi ve kandillerin ziyneti için gönderdiği helâl malı kabûl buyurmak bâbında yalvardı diyesin’ diye ifâde buyurdular…”12 Halim Baki Kunter, Şeyh Baba Yûsuf'un Sultan II. Bâyezîd’in hocası olduğunu da ifâde eder. Sicil-i Osmanî’deki bilgiler bu görüşü destekler mâhiyettedir. 

Şeyh Baba Yûsuf’un doğum târihi belli değildir. Ahmet Kartal, adı geçen makālesinde, Şeyh Baba Yûsuf'un doğum târihinin kesin olarak bilinmemekle berâber, “Mevhûb-ı Mahbûb” isimli eserindeki: “Fet(i)h idüp gelüp İslâmbolı ol / Emân u emnile şehr oldı ma’mûr” beyitinden Şeyh Baba Yûsuf’un İstanbul’un fethini görebilme ihtimâlinden söz eder.13 Buna göre Baba Yûsuf ‘un doğum târihi 15. Yüzyılın ikinci çeyreği olarak düşünülebilir. Bâyezîd Câmi-i Şerîfi 1506 yılında, Eyüp Sultan Câmi-i Şerîfi ise1458 yılında tamamlanmıştır. Şeyh Baba Yûsuf, Bâyezîd Câmi-i Şerîfi'nin açılışından yaklaşık altı yıl sonra 1512 yılında vefât ettiğine göre bu sıralar 85-90 yaşlarında olmalı. Eyüp Sultan Câmi-i Şerîfi, Şeyh Baba Yûsuf‘un vefât târihinden yaklaşık 54 yıl önce inşâ edilmiştir. Şeyh Baba Yûsuf‘un 85-90 yaşlarında vefât ettiğini kabûl edersek, Eyüp Sultan Câmi-i Şerîfi’nin inşâ edildiği târihlerde 30-35 yaşlarında olmalı. Fatih Sultan Mehmed’in hocası Akşemseddin Hazretleri’nin de halîfesi olması münâsebetiyle Şeyh Baba Yûsuf‘un Eyüp Sultan Câmi-i Şerîfi’nin ilk imamlarından ve ilk türbedarlarından olması mümkün gözükmektedir. Mâlûm olduğu üzere Eyüp Sultan Hazretleri'nin kabr-i şerîfleri, Akşemseddin Hazretleri’nin manevî keşifleri sonucu tespit edilmiş, Fatih Sultan Mehmet Hân’ın irâdeleriyle de buraya bir türbe ihdâs edilmiştir. En iyisini Allah bilir.

Rivâyetlere göre Şeyh Baba Yûsuf'un bir “Divan”ı, “Risâletü’n-Nûriye” ve Mesnevi nazım şekliyle yazılmış “Mevhûb-ı Mahbûb” isimli eseri ve Farsça tefsirli iki cilt Kur’ân-ı Kerîm’i vardır. Ahmet Kartal adı geçen makālesinde, Ahmet Bican Atmaca’ya atfen verdiği bilgilere göre bahse konu Kur’ân-ı Kerîm’in 1. Cildi Şeyh Baba Yûsuf tarafından yaptırılan, Sivrihisar, Kurşunlu/Baba Yûsuf Câmii’nde muhafaza edilmektedir.14 Ayrıca “Mir’âtü’l-Âşikîn ve Mişkâtü’s-Sâdikîn” isimli eseri şerh etmiştir.15 Şeyh Baba Yûsuf’un eserleri incelendiğinde Kur’ân-ı Kerîm'e ve Sünnet-i Seniyye’ye sıkı sıkıya bağlı, samîmî bir müslüman olduğu görülür. Şiirlerinde kimi bozuk düşünceleri ve sapkın ekolleri zemmederek onları sırât-ı müstakîme, ehl-i sünnet'in temiz ve berrak yoluna dâvet eder. Bu minvâlde kaleme aldığı manzûmelerden birisi şöyledir:

Elâ ey tâlib-i râh-ı hidâyet
Dilersen ki ine Hakdan inâyet

Olasın rahmet-i Rahmân'a vâsıl
Yüzün ak ola hem işün de hâsıl

Yirün Firdevs ola matlûb-ı a’lâ
Cemâl-i Hak ola Celle Ta’âlâ

Ne yola gitdise sultân-ı levlâk
Gidelüm biz dahı cellâk u câlâk

Kadem ırmayalum şer'-i Nebîden
Baîd olmayalum merdân-ı dînden

Kabûl eylen ânı ne dirse Kur'ân
Netîce dîn ola İslâm u îmân16

Şeyh Baba Yûsuf Hazretleri geniş halk kitleleri tarafından pek bilinmese de örnek yaşantısıyla, kültürümüze kazandırdığı kıymetli eserleriyle Anadolu irfânının kurucu isimleri arasında yer almış, medeniyet târihimizde iz bırakmış müstesnâ bir şahsiyettir. Allâhu Teâlâ onun mübârek şahsında cümle geçmişlerimize rahmet eyleye…

Dipnotlar:
1 Kartal, Ahmet, “Şeyh Baba Yûsuf Sivrihisârî ve Eserleri”, Bilig, 7, s.138, 1998.
2 Kartal, a.g.m. s.140. 
3 Sevgi, Ahmet, “Şeyhoğlunun ‘Kitab-ı Mahbubiye’ Adlı Eseri Üzerine Bir İnceleme” www.isamveri.org. Erişim Târihi: 03.12.2018
4 Haskan, Mehmet Nermi, Eyüp Sultan Târihi, c.2., s. 631, Eyüp Sultan Bel. Yay. İst. 2009.
5 Eyüplü Meşhurlar, Editör: Seyfettin Ünlü, Neşre Haz. A. Şükrü Çoruk, c.2. s.56. Eyüp Sultan Bel. Yay. 2015.
6 Akakuş, Recep, Eyüp Sultan ve Mukaddes Emanetler, s.242., İstanbul, 1973.
7 Kartal, a.g.m. s.139.
8 Köseoğlu, Mehmed Akif, “İstanbul’da Bayramî Şeyhlerinin Postnişîn Olduğu Tekkeler ve Günümüzdeki Durumları” Uluslararası Hacı Bayram-ı Veli Sempozyumu Bildiriler Kitabı, s.431, Ankara, 2016.
9 Güven, Erman, “Eyüp Sultan Türbesi Haziresinin Önemine Dâir Bir İnceleme” Eyüp Sultan Sempozyumu (V.), s.237, İstanbul, 2002.
10 Ayvansarâyî Hüseyin Efendi, Mecmua-i Tevarih, s.86., Haz. Fahri Ç. Derin - Vahid Çabuk, Edebiyat Fak. Basımevi, İst. 1985.
11 Ayvansarâyî Hüseyin Efendi, Hadikatü’l-Cevami, s.247.
12 Eyüplü Meşhurlar, s.56.
13 Kartal, a.g.m., s.138.
14 Kartal, a.g.m., s.142.
15 Kartal, a.g.m., s.141-143.
16 Kartal, a.g.m., s.140. 

Kasım 2023, sayfa no: 44-45-46-47

Abone Ol

En son haberleri doğrudan gelen kutunuza alın. Asla spam yapmayız!

Sosyal Medya Hesapları

Mesaj Bırak