Hayatımız boyunca aldığımız kararlar arasında, belki de en önemlisi doğru eş seçimidir. Bu seçim, yalnızca bir ömür boyu sürecek bir beraberliğin değil, aynı zamanda kişisel mutluluğumuzun, hayat kalitemizin ve iç huzurumuzun da temelini oluşturur. Yanımızda kimin olacağı, zorluklarla nasıl başa çıkacağımızı, hayata nasıl bakacağımızı ve hatta kim olacağımızı belirler. İşte bu nedenle, doğru eş seçimi sadece kalbin değil, aklın da titizlikle devreye girmesi gereken bir süreçtir.
Evlilikle ilgili en büyük yanılgılarımızdan bir tanesi de evleneceğim ve mutlu olacağım düşüncesidir. Burada kişi hayatından memnun olmadığında mutsuz olduğunda bir çıkar yol arar ve mutluluk arayışına girer. Mutluluğu çeşitli yerlerde, insanlarda arar aynı evlilikte aradığı gibi. Bazen evliliği içinde olduğu mutsuzluktan kaçış olarak görür. Fakat mutluluğu dışarıda değil içeride yine kendimizde bulmalıyız. Mutluluk dışarıda bir nesneye, bir insana, bir duruma bağlamadan kalbimizin derinliklerinde keşfetmemiz gereken bir duygu. Bildiğimiz üzere hayat sadece mutluluktan ibaret değil, aynı evlilikler gibi. Evlilik içerisinde evet mutluluk olacak ama çözülemeyen problemler de olacak. Evet, kahkahalar olacak ama hüzünlü zamanlar da olacak. Tıpkı mevsimler gibi... Bazen çiçek açıp bazen solabiliriz fakat hepsinin üstesinden beraber eşimizle beraber geleceğiz.
Doğru eş seçimi başlığı altında araştırmalar yapıyor, sorular soruyor, videolar izliyoruz. Özellikle hayatımızın önemli bir döneminde evlilik gündemi olduğunda sosyal çevremizde de eş seçimi çok popüler bir konu olabiliyor ve ardı arkası kesilmeyen özellikler sıralanmaya başlıyor. Eşim şöyle görünsün, şu mesleği olsun, şu özelliği olsun... Fakat karşı tarafa odaklanmış ileriye bakarken kendimize de bakmamız gerektiğini gözden kaçırıyoruz. Freud’un şöyle bir sözü var: “Birini işaret ederek suçlarken işaret parmağınız onu, diğer üç parmağınız ise sizi gösterir.” Doğru eş seçimi yapmak istiyorsak ilk olarak okları kendimize çevirmeli ve “ben evlenilecek doğru kişi miyim?” diye kendimize sormalıyız. Bir başkasının bahçesine bakmadan, eleştirmeden, yargılamadan önce kendi bahçemize bakmalıyız. Ben karşımda nasıl bir bahçe görmek istiyorum? Peki benim bahçem nasıl? Evlenmek istediğiniz insanda aradığınız özellikler sizde de olmalı ki siz de bir diğerinin evlenmek isteyeceği kişi olabilin. Bu bakış açısıyla doğru eş seçimine baktığımızda yolculuğun ilk sağlam adımını atmış oluruz.
Doğru eş seçimi yolculuğumuzun ikinci adımı ise kendini bilmektir. Yani kendini gerçekten tanımak. “Kendini bilmek neden bu kadar önemli?” diye sorduğunuzu duyar gibiyim. Bizler ilk adımda da bahsettiğim gibi bir başkasını görme eğilimindeyiz ve çoğu zaman dışarıya odaklandığımızda kendimizi es geçiyoruz. Çoğu zaman içinde bulunduğumuz sosyal çevre, aile ortamı, izlediğimiz film ve dizilerden etkilenerek zihnimizde bir ideal eş modeli oluşturuyoruz. Bazen bu bir karakter olabiliyorken bazen de fiziksel görünüş olabiliyor. Sonra bu zihnimizdeki ideal eş adayına öyle çok odaklanıyoruz ki tam da onun gibi biri karşımıza çıkmadan kimseye şans vermiyor ve kendimizi kapatıyoruz. Ya da fiziksel özellikleri istediğimiz gibi olsa dahi farklı bir konuda istediğimizi bulamıyoruz. Elbette eş adayınız istediğiniz ve beğendiğiniz kişi olmalı bunun aksini iddia etmiyorum. Fakat ideal olana takılı kalmadan, daha gerçekçi beklentiler ile hareket etmeliyiz. Çünkü hiç kimse mükemmel ve dört dörtlük değil. Bizi kusurlarımızla da sevecek ve yine kusurlarıyla da sevebileceğimiz birisine ihtiyaç duyuyoruz. Seçecek olduğunuz eş size iyi gelen bir mizaçta olmalı. Size uyum sağlayabilen, sizin hayallerinizi destekleyen kişi olmalı. Bazen eş seçiminde aslında bize çok da iyi gelmeyen mizaçta kişileri seçeriz, kimi zaman bu bizde olmayan bir özelliği tamamlama iç güdüsüdür, bazen bir travmayı iyileştirme girişimidir. Fakat önemli nokta şu ki sonucunda şikayet eden taraf olmamalıyız. Evlilik yolculuğu, eşinizi üçüncü kişilere şikayet ettiğiniz, ondan yakındığınız bir yer değildir ve olmamalıdır. Bu şekilde ilişkinizdeki tutku ve yakınlık duygusuna oldukça zarar verirsiniz. Önce kendimize ben neler yapmayı seviyorum? Nasıl bir hayat istiyorum? Nerede yaşamak isterim? Neler yapmak bana iyi gelmez? Eş seçimi yolculuğumuzun hemen öncesinde kendimizi keşif yolculuğuna da çıkıp önce en baştan kendimizi keşfetmeliyiz. Burada bulduğumuz her bir bilgiyi çantamıza koyup onları kendimize yol arkadaşı yaparak ilerlemeliyiz. Kendimizle ilgili bu bilgileri titizlikle ve konusu açıldıkça eş adayımıza söyleyerek onu da haberdar etmeliyiz. Böylece karşımızdaki kişi de bizimle olmak isteyip istemediğine karar verecektir. Unutmayın sizinle olmak isteyen bir yolunu bulur olmak istemeyen ise bahaneler üretir.
Üçüncü adım ise karşımdaki kişi benim için doğru kişi mi? Bu adımda en çok yaptığımız hata ise en büyük beklentiler yerine geldiğinde o kişinin doğru kişi olduğunu düşünüp daha fazlasını öğrenmeyi bırakmamız oluyor. Örneğin ailesi aileme uygun, dini görüşlerimiz ve hayat görüşlerimiz aynı, kötü bir alışkanlığı yok, hassasiyetlerimiz tam da olması gerektiği gibi e daha ne olsun diyerek daha fazlasını konuşmaktan geri duruyoruz. Fakat zaten sizin en önemli kriterleriniz bunlarsa bunlara sahip olmayan birini seçmeyeceksiniz. Yani karşınızdaki kişi bu kırmızı çizgileri geçemezse seçenekleriniz arasında dahi olmayacak. Dolayısıyla bunlardan daha fazlasını konuşmaya ihtiyacımız var. Örneğin şimdi yazacağım beş soruyu bu aşamada konuşabilirsiniz:
- Hayaller ve hedefler noktasında ortak bir paylaşım alanı bulabiliyor musunuz?
- Ailelerinizle aranızdaki mesafe nasıl olacak? Ve ne sıklıkla görüşmeyi planlıyorsunuz?
- Çocuk sahibi olma konusundaki düşünceleriniz neler? Ve çocuğun eğitimi konusunda nasıl bir gelecek planlıyorsunuz?
- Evde kim hangi işleri yapacak? Bu iş bölümünü nasıl sağlayacaksınız?
- İlişkide bütçe birliği nasıl sağlanacak? Nasıl yönetilecek? İleriye dönük ekonomik planlarınız neler?
Evlilik öncesinde bu üç aşamayı tamamladıktan sonra ise gözlem yapmamız gereken aşama bizi karşılamaktadır. Eş adayım aile üyeleri ile nasıl bir ilişkiye sahip, sosyal çevresi nasıl, günlük rutini nedir, boş vakitlerini ne yaparak geçirir, diğer insanlara davranışları nasıl? Elbet tanışma sürecinde kendini maskeleyen birçok kişi olsa da sizler bu süreçte gözünüzü dört açmalısınız. Çünkü tanışma sürecinde gördüğünüz kişi tam da evleneceğiniz kişi. Kimse bir başkası için tamamen değişmez, değişemez bu mümkün değil. Elbette romantik ilişki bizim mizacımızı yumuşatabilir bu ilişki inşa oldukça olacaktır ve ne kadar olur ya da olur mu bunu bilmiyoruz. Dolayısıyla mümkün olduğunda karşı tarafı olduğu hali ile kabul edebilecek kıvamda olmalıyız. Nevzat Tarhan diyor ki: “Evlenmeden önce gözünüzü dört açın evlendikten sonra iki.” Evlenmeden önce gözümüzü dört açalım ki evlendikten sonra bunun pişmanlığını duymayalım.
Evlenmeden önce en çok önerdiğim çalışmalardan birisi de eş adayınızı hayatınıza entegre olmuş şekilde hayal etmek. Örneğin bir bayram günü o kişiyi ailenizle aynı ortamda uyum içinde görebiliyor musunuz? Eş adayınız sosyal çevrenizdeki kişilerle güzel anlaşır mı? En derin hayalinizi gerçekleştirmek istediğinizde arkanızda durabilir mi? Ve en önemlisi onunla eviniz içinde tüm odalara girip çıkabiliyor musunuz? Yani eviniz her yerinde onu hayal edebiliyor musunuz? Unutmayın, evleneceğimiz kişi size bir ömür eşlik edecek, size arkadaş olacak kişi.
Doğru eş seçimi, hayatımızın her alanında derin etkiler bırakır ve uzun vadeli mutluluğun en önemli unsurlarından biri olarak karşımıza çıkar. Hayatımız boyunca karşılaşacağımız sevinçler, üzüntüler, zorluklar ve başarılar, yanımızdaki kişiyle nasıl başa çıkacağımızı şekillendirir. İyi bir eş, bu yolculukta yalnızca sevgi ve sadakatle değil, aynı zamanda anlayış ve sabırla yanımızda durur. Doğru eş, hayatımızın en sağlam direği, en büyük motivasyon kaynağıdır. Bu nedenle, eş seçimi sadece bir aşkın değil, bir ömür boyu sürecek dostluğun ve ortaklığın temelidir. Doğru kişiyle yapılan bir evlilik, hem kişisel gelişimimize hem de hayatın zorluklarına karşı direncimize büyük katkı sağlar. Sonuç olarak, doğru bir eşle atılan sağlam bir temel, yaşamın her alanında başarı ve mutluluğun kapılarını aralar.
Eylül 2024, sayfa no: 10-11-12
Abone Ol
En son haberleri doğrudan gelen kutunuza alın. Asla spam yapmayız!
Mesaj Bırak