Ara

Ertelemek Aldanıştır / Elif E. Bayraktar

Ertelemek Aldanıştır / Elif E. Bayraktar

“Yanlışlarını sonra düzeltmeye karar veren kişi, şimdi düzeltmemeye karar vermiş demektir.” (Benjamin Franklin)

İnsan nefsinde tembellik, üşenme, âcil görmeme gibi pek çok sebepten dolayı erteleme eğilimi vardır. Gündelik yaşamda pek çok insan bâzı işlerini son âna kadar ertelemeye çalışır. Bunlar genellikle zararı göze alınabilecek türden ertelemeler. Ancak şeytânın telkîni olan “Kur'ân ahlâkını yaşama” konusundaki erteleme, geri dönüşü mümkün olmayan bir gaflet durumu.

Bu, şeytânın insanlara verdiği telkinlerden biri. Hayat en çok da kulluğu, ibâdeti, geciktirmeden kazanılan güzel ahlâk özelliklerini erteleyecek kadar uzun değil. Ertelemek, insanın apaçık düşmanı şeytânın en sinsi oyunlarından biri.

İnsan, sonsuz hayâtını etkileyecek olan bu konuda, ileride telâfî edeceği zamânı olabileceğini düşünür. Bir saat, bir hafta, bir ay, gelecek sene ya da yaşlandığında dînin gereklerini yapabileceğinden kendince emindir; o nedenle dîni yaşamayı, ibâdetlerini rahatlıkla erteler.

Halbuki insanın ne kadar yaşayacağı ve ne zaman öleceği belli değil. “Bunu ileride yaparım” diye düşünen insan için belki de ‘ilerisi’ diye bir süre kalmamış olabilir.

Peygamberimiz (sav) bu konuda, “Tevbeyi geciktirmek aldanıştır, yapılacakları ertelemek ise şaşkınlıktır. (Günah işlemek amacıyla) Allâh'a karşı bahane aramak, helâk olmaya sebep olur. Günah işlemekte ısrâr etmek, kendini Allâh'ın tuzağından güvende bilmenin sonucudur.” buyuruyor.

“Oysa Allâh'ın tuzağından güvende mi idiler? Allâh'ın bir tuzak kurmasından, hüsrâna uğrayan bir topluluktan başkası (akılsızca) güvende olmaz.” (A'raf, 99.)

İnsan, şeytânın telkîniyle “bunu sonra yaparım” derken, yarın kendisini nelerin beklediğinden haberi yoktur; dahası yarını görebileceğinin dahi garantisi yoktur. Âyette bildirildiği gibi:

“Hiçbir şey hakkında: “Ben bunu yarın mutlaka yapacağım” deme. Ancak: “Allah dilerse” (inşâ’Allah yapacağım de)...” (Kehf, 23-24.)

Allâh'ın samîmî îmanla beni şereflendirdiği senelerde, hissettiğim şevk ve heyecanla yakınlarımla sık sık konuşuyor, kendimce tebliğ yapmaya çalışıyordum. Ayrı şehirlerde yaşadığımız çocukluk arkadaşımla da iletişimdeydim. O her konuşmamızdan sonra, anlattıklarımı zâten bildiğini ve Allâh'a yönelmek için emekli olmayı beklediğini söylüyordu. Birkaç sene önce şiddetli baş ağrısı sebebiyle gittiği hastanede üç ay kesintisiz tedâvî görmek zorunda kaldı. Son ayını yoğun bakımda geçirdi ve sonunda vefât etti. Allah rahmetiyle sarsın, günahlarını bağışlasın. İnşâ’Allah vefâtından önce Rabbine yönelmiş ve O’nunla sağlam bir bağlantı kurmuştur.

Unutmasak ve hayâtımızın her ânını şu gerçeğe göre değerlendirebilsek; hepimiz kendi ellerimizin önden gönderdikleri ile karşılık göreceğiz. İnsan, “Gerçekten sizin çabalarınız (çelişkili, parça parça) darmadağınıktır.” (Leyl, 4.) âyetinde kastedilen boş emeller peşinde koşmakla değil, sonsuz âhiretini kazanmak için çaba göstermekle sorumlu. Rabbinin dilemesiyle rahmetini ve cennetini kazanabilecek iken üşengeçlik, tembellik ve ertelemeler nedeniyle hem dünyâda hem de sonsuz âhirette yaşanacak mutluluğu kaybedebileceğini unutmamalı. İyilik ve hayır getirecek işleri ertelememeli. Hayra vesîle olacak her iş insanı olgunlaştırır, îmanda derinleştirir.

“…Allah, kendi eceli gelmiş bulunan hiçbir kimseyi kesinlikle ertelemez…” (Münâfikûn, 11.) buyuruyor Kur'ân. Kaderde belirlenmiş süreyi uzatmamız ya da yavaşlatmamız mümkün değil. Bu yüzden zaman çok kıymetli; geçirmek değil kazanmak için. Her sâniye çok değerli; çünkü tekrârı yok. Her yeni gün, yaşanacak yeni bir yirmi dört saat değil, Allâh'ın hoşnutluğunu kazanabilmemiz için bize tanınan yeni bir fırsat.

 

“Sonra yaparım” sözü, inanan insana yakışmaz. Ertelemeden, zamânında yapılan bir ibâdet, bir iyilik, geciktirmeden kazanılan güzel bir ahlâk özelliği çok önemli bir kazanç. Sonu sonsuz azapta bitecek olan yoluna sürüklemek isteyen apaçık düşmanın bu oyununa karşı çok dikkatli olunmalı. Vaktim yok demeyip, bugün başlamalı…

“İnsana o gün, önceden takdîm ettikleri ve erteledikleri şeylerle haber verilir.” (Kıyâmet, 13.)

Mayıs 2023, sayfa no: 6-7-8

Abone Ol

En son haberleri doğrudan gelen kutunuza alın. Asla spam yapmayız!

Sosyal Medya Hesapları

Mesaj Bırak