Sosyal gelişim, bireyin içerisinde bulunduğu çevreye ve topluma ayak uydurmasıdır. Bu süreç içerisinde birey sosyalleşerek sosyal gelişimini destekler ve ilerletir. Sosyalleşme ise bireyin içerisinde bulunduğu topluma uyum sağlayarak, toplum içerisinde yer alan kültürün değerlerini benimsemesidir. Bireyin sosyalleşme süreci dünyaya gelmesiyle başlar ve kritik dönemi ise çocukluk evresidir. Bu süreç çocuğun yakın ve uzak çevresiyle iletişim ve etkileşim halindeyken taklit etmesiyle gerçekleşir. Çocuk ailesinin ve çevresinin yansıması haline gelir. Bunun yanı sıra sosyalleşme, bireyin bebeklik döneminden bağımsızlığıyla sonuçlanan yetişkinlik dönemine geçişteki öğrenme ve öğretme sürecidir. Sağlıklı şekilde sosyalleşen birey büyük bir başarı elde etmiş olur. Sosyalleşen birey içerisinde yer aldığı toplumun normlarına uygun davranışlar sergiler. Ayrıca kendi istekleri ve toplumun beklentileri arasında da sağlam bir denge kurar. Bu durumdan anlayacağımız üzere sosyalleşmenin sağlıklı bir biçimde gerçekleşmesi için sosyal becerilerin desteklenmesi gerekir. Çocuğa bazı temel davranışları kazanması için ayna olunmalıdır. Erken çocukluk döneminde kazanılması beklenen bazı sosyal beceriler ise şunlardır;
Göz kontağı kurabilme; Çocuğun göz kontağı kurabilmesi, iletişim için güçlü bir başlangıçtır. İletişim halinde olduğu kişi ile sohbet ederken veya selamlaşırken gözüne bakmalıdır.
Konuşabilme; Çocuğun yaşına uygun olarak konuşabilmesinin yanı sıra ses tonunu ayarlayabilmesi, konuşma hızı ve niteliği de önemlidir.
Selamlaşma; Çocuk iletişimi başlatabilmek için sözel veya davranışsal olarak karşısındaki kişi / kişiler ile selamlaşabilmelidir.
Başkalarıyla oyun oynama; Çocuğun oyun içerisinde yer alan kurallara uyması, sırasını bekleyebilmesi ve oyun sırasında çıkan sorunlarda diğerleri ile uzlaşabilmesidir.
Gerektiğinde yardım isteme ve yardım etme; Çocuğun yardıma ihtiyacı olduğunda uygun bir yolla yardım isteyebilmesidir ve başka bireylerin yardıma ihtiyacı olduğunu fark edip empati kurabilmesidir.
Sosyal mesafe; Çocuğun kendisine yakın ve uzak olan kişileri tespit edip onlarla olan fiziksel davranışları duruma göre ayarlayabilmesi ve kendisini koruyabilmesidir.
İnsan doğduğu andan itibaren sosyal bir varlık olduğu için sosyal beceriler erken yaşta kazandırılmaya başlanmalıdır. Yukarıda sayılan maddelerin dışında çocuğun sosyal ve duygusal gelişiminin desteklenmesi için çevresiyle kurduğu kaliteli iletişim ve etkileşimin de önemli bir payı vardır. Erken çocukluk döneminde okul öncesi eğitimin başlamasıyla çocuk ailesi dışında başka bir çevreyle tanışır. İçerisinde yer aldığı bu yeni ortamda akranları ve öğretmeniyle ilişki kurmaya başlar. Bu ilişkinin olumlu bir şekilde sürdürülebilmesi için yeni becerilere ihtiyaç duyar ve bunları içinde bulunduğu bu yeni ortamda edinir. Kazanılan bu sosyal beceriler (iş birliği sağlama, paylaşma, kendisini kontrol edebilme, uyum sağlama, atılgan olabilme, problem çözebilme, empati kurabilme vb.) eğitimle beraber de pekiştirilir. Çocuğun bu döneminde sağlıklı bir şekilde ilerleyen sosyal gelişimi diğer yıllarda edineceği sosyal davranışların temelini oluşturur. Bu yaşlarda çocuk kişiliğinin temelini atmalı, gerekli olan temel bilgi ve becerileri edinmeli, alışkanlıkları kazanmalı ve kendini geliştirmelidir. Erken çocukluk döneminde deneyimlerle edinilen temel beceriler çocuğun ilerleyen yaşlardaki yaşamı için büyük bir avantaj oluşturacaktır. Bu nedenle çocuğun çevresi sosyal gelişimini destekleyecek şekilde düzenlenmelidir. Bu düzenlemelerden sonra çocuğun oyundan zevk alması, duruma göre kendi kararlarını verebilmesi ve çevresine uyum sağlamasıyla sosyal becerileri edindiğini gözlemleyebiliriz. Bunun yanı sıraerken çocukluk dönemindeki bir çocuğun sosyal becerileri yaşıtlarıyla olan iletişimi ve etkileşimi göz önünde bulundurularak da değerlendirilebilir. Çocuğun sosyal becerileri değerlendirilirken öğretmenin görüşleri de göz önüne alınmalıdır. Okul, yaşam alanları ve oyun parkları değerlendirmede kullanılan diğer kaynakları oluşturur. Okul öncesi dönemde edinilmesi gereken bu becerileri Curtis 3 başlık altında toplamıştır. Bunlar;
Dostluk Kurma Becerileri: Çocuğun erken çocukluk döneminde olumlu ve olumsuz sosyal davranışları ayırt edip olumlu olanı tercih etmesi beklenir. Ayrıca bir gruba dahil olabilmek için o grubun kurallarına uyma davranışı göstermelidir. Çocukların grup içerisinde anlaşılabilmek için sevdikleri ve sevmedikleri şeyleri açıklamaları önemlidir.
İş birliği Yapma ve Gruptaki Çatışmaları Çözümleme Becerisi: Dostluk kurma becerisini edinen çocuk daha sonra grup içerisindekilerin davranışlarını etkileyebilir. Etkileyebilmek için arkadaşlarını dinleme, fikirlerini sorma ve karar verme gibi sosyal davranışlara ihtiyacı vardır. Sosyal davranışları edinen çocuk, liderlik etmeyi ve gerektiğinde lideri izlemeyi bilir.
Empatik Beceriler: Empati kurma sosyal becerileri destekleyen ve geliştiren bir özelliktir. Erken çocukluk dönemindeki çocuklar soyut bir kavram olduğu için anlamayabilirler fakat çevrelerindeki yetişkinlerin davranışlarını gözlemleyerek ve deneyimleyerek empatiyi ve empatik becerileri öğrenebilirler.
Erken çocukluk döneminde çocuğun sosyal becerilerini edinebilmesinin en faydalı yolu bu becerileri deneyimleyebilmesidir. Yaratıcı drama çocuğa bu deneyimleyebilme fırsatını sunar. Peki neden? Drama kelime anlamıyla ‘bir şey yapma’ ya da ‘yapılan bir şey’ anlamına gelir. Bir diğer anlamıyla da ‘oynamak’ olarak bilinir. Drama tekniği kişiler arasında doğrudan iletişim sağlar. Yaratıcı drama kişiye kendisini ve karşısındakini anlama/tanıma fırsatı sunar. Ayrıca kişinin kendisine saygı duymasına, kendi potansiyelini keşfedip geliştirmesine duyarlılık kazanmasına zemin hazırlar. İçerisinde doğaçlama, yaratma vb. gibi etkinlikleri barındırır. ‘-mış’ gibi yapabilmektir. Yaratıcı drama bireye, birey özelliğini yitirmeden ortaklaşa bir yaşantı sağlar. Ancak bu ortak yaşantıda öykünme değil, rollere, durumlara, sorunlara ve deneyimlere uzaktan bakma vardır. Bu uzak açıdan bakış, özdeşlemenin tersine bireye eleştirel olma özelliğini kazandırır. Ayrıca yaratıcı drama grupla yapılan bir etkinliktir. Bu etkinlikler fikirlerin paylaşılmasına ve problemlerin çözülmesine olanak sağlar. Bunun yanı sıra çocuk yaratıcı drama ile birlikte sosyal becerilerinin kazanımını yaparak ve yaşayarak tecrübe etme fırsatı yakalar. Sosyal beceriler, yaratıcı drama ile desteklenerek öğrenimi kolaylaştırırken ayrıca eğlenceli hale getirilir. Etkinlikler içerisinde drama teknikleri kullanılarak doğaçlayan, rol oynayan çocuk bir nevi sosyal yaşamın provasını yapma şansı elde etmiş olur.
Ekim 2024, sayfa no: 19-20-21
Abone Ol
En son haberleri doğrudan gelen kutunuza alın. Asla spam yapmayız!
Mesaj Bırak