Elmalılı, çocukluğundan itibâren iyi bir eğitim görmüş, genç yaşta aldığı ilmiye icâzeti ve ardından kazandığı ruûs imtihânı ile müderrislik pâyesini hak etmiştir. Elmalılı, âlim, şâir ve ediblerle yakın ilişkilerde bulunmuş, ilim, sanat, edebiyat ve şiir mütehassıslarının toplantılarının müdâvimi olmuştur.
Elmalılı, Arapça ve Türkçe dillerinde şiir yazabilecek derecede bu dillere hâkim bir âlimdir. Nitekim Dîvançe’sinde yer alan Arapça yazdığı şiirleri bu konudaki kudretini gözler önüne sermektedir. Farsça’daki hünerini ise, Mesnevî’nin başından tercüme ettiği 366 beyit ile isbât etmektedir.2 Elmalılı, klasik Türk şiirinin her alanında ve önemli formlarından biri olan ebced hesâbı ile târih düşürme sanatında da mâhir biridir. Onun Dîvançe’sinde, Türkçe manzûmelerden 3 mesnevî, 1 tercî-i bend, 52 gazel, 53 kıt’a, 15 rubâî, 2 serbest müstezât, 4 şarkı, 3 müfred ve 1 mâni olmak üzere toplam 134 şiir bulunmaktadır. Yine tespit edilebilen 10 adet Arapça şiirinin nazım şekilleri; 4 kasîde (üçü mersiye), 1 kıt’a, 2’si târih olmak üzere 5 gazeldir.3
Elmalılı, edebî birikimlerini başarılı bir şekilde yansıttığı meşhur tefsîri Hak Dini Kur’an Dili’nde yüz altmış küsûr Arapça ve kırka yakın Türkçe mısrâ, beyit veya bende, ayrıca sekiz Farsça şiire yer vermiş, edebî zevkini ve hünerini göstermiş ve eserini şiirlerle bezemiştir. Kendi şiirlerinden az da olsa yer verdiği tefsîrindeki şiirlerin pek çoğu, kendinden önceki asırlarda yaşamış meşhûr şâirlere āittir. O, sâdece Türkçe şiirlerin iktibâsı ile yetinmemiş, aynı zamanda Arapça ve Farsça şiirlerden bāzılarını da manzûm olarak Türkçe’ye çevirmiştir.
Elmalılı’nın tefsîrinde istişhâdda bulunduğu birçok Arapça ve Farsça şiir gibi, Osmanlı döneminde yetişen şâirlerin de şiirlerini incelediği, hüsn-i hat yazılarında tâlik hattı ile yazmış olduğu birçok şiirlerden de anlaşılmaktadır. Ayrıca, yaşadığı dönemde Mehmet Âkif, Eşref Güzelyazıcı, Yaşar Şâdî vb. gibi birçok şâirle görüşen, mektuplaşan ve aynı mecmualarda makāleler yazan Elmalılı, yaşadığı dönemin her tür edebî yazılarını da yakından tâkip etmektedir. Nitekim Cenab Şehâbeddin’e yazdığı reddiye tarzı şiir ve yazılar bunu isbât etmektedir. Ayrıca Elmalılı’nın Ömer Hayyam’ın şiirlerini okuduğu, Dîvançe’sinde yer alan on ikinci rubâisini, “Ömer Hayyam’ı okuduktan sonra” diye yazdığı nottan anlaşılmaktadır. Zemahşerî’nin Arapça bir gazelini nazım olarak başarılı bir şekilde Türkçe’ye tercüme etmiş, Nâci ve Hicrî’nin, Muhyiddîn Arabî lisânından yazdıkları gazellere, İmam Âzam lisânından bir nazîre şiir de yazmıştır.
Elmalılı aynı zamanda mutasavvıf bir âlimdir. O, Küçük Ayasofya Medresesi’nde dayısının yanında kaldığı dönemde, medrese odalarından birinde kalan ilmiye icâzetli Şeyh Mehmed Kâmil Efendi ile tanışmış ve kendisine intisâb etmiştir. Kuşadalı’nın kolundan Yakub Han halîfesi Ayvacıklı Şeyh Hacı Mehmed Kâmil Efendi’den, Halvetiyye Tarîkatı’nın Şâbâniyye usûlü üzere seyr ü sülûk görmüş, kemâl ve irfânına hayret ettiği şeyhinin iltifâtına ve hayır duâlarına nâil olmuştur. Âhir ömründe Hacı Ali Paşa’nın kendisi için yaptırdığı evde yaşayan Mehmed Kâmil Efendi, doksana yakın bir yaşta 1912 yılında vefât etmiş, Sultan Mehmed Reşad’ın irâdesiyle, Küçük Ayasofya Câmii’ne bitişik türbede defnedilmiştir.
Başta ‘Hak Dini Kur’ân Dili’ adlı tefsîri olmak üzere, eserlerinde tasavvufî neşvesi ve tasavvufî eserlerden alıntıları ile de temâyüz eden Elmalılı, döneminin mutasavvıfları ile sık sık görüşmüş, onların eserleriyle yakından ilgilenmiştir. Ziyâret ettiği ve kendisinden istifâde ettiği mutasavvıflardan birisi de Kelâmî Dergâhı Postnişîni Muhammed Es’ad Erbilî hazretleridir. Ana dili Türkçe olan Muhammed Es’ad Erbilî, Arapça, Farsça ve Kürtçe’ye ana dili gibi hâkim bir âlim mutasavvıftır. Eserleri arasında dîvânı da bulunan Muhammed Es’ad Erbilî, tasavvufî halk edebiyatından ziyâde dîvân edebiyatını benimsemiş ve aruz vezninde şiirler yazmıştır. Muhammed Es’ad Erbilî’nin dîvânını incelediği anlaşılan Elmalılı, onun yedi beyitlik bir gazeline üçer beyit ekleyerek nefis bir tahmis yazmıştır. Tahmîs’in ilk üç dizeleri Elmalılı’ya āittir. Elmalılı’nın Dîvançe’sindeki tahmîs ile Muhammed Es’ad Erbilî’nin dîvânında “Zevât-ı Muhtereme Tarafından Gazaliyât-ı Fakîrâneme Yapılmış Olan Tahmîs-i Nefîsedir” başlığı altında verilen tahmîsin bāzı beyitleri ve kelimeleri farklıdır.4 Bu tahmislerden anlaşılacağı üzere Elmalılı, Muhammed Es’ad Erbilî’nin gazeline başka beyit ve kelimelerle de tahmis yapmıştır. Elmalılı’nın tahmîsi şöyledir:
Erbilli Şeyḫ Es'ad Efendi Ḥażretlerinin Bir Gazelini Taḫmîs-i 'Âcizânem
1
Fâ'ilâtün / fâ'ilâtün / fâ'ilâtün / fâ'ilün
Lâḥa lî ṭayfun serâ fî'l-kevni min tilḳâ bedir
Aşk-ı ez ceybem girift ü goft yâ hâẕâ edir
Ṣormam artıḳ pîre sâḳî ġâye-yi ma'nâ nedir
Leblerin söyler civânım ġonca-yi ra'nâ nedir
Gözleriñ eyler işâret nergis-i şehlâ nedir
Ay gibi parlak yüzlü sevgiliden kâinat bana hayâl gibi göründü
Aşk kalbimi tamâmen kapladı ve dedi ki: Bu böyle midir?
Pîre sormam artık, sâkînin mânâsının gāyesi nedir
Civanım! Dudakların pek güzel goncayı anlatır/hatırlatır
Gözlerin, nergis çiçeği elânın ne olduğuna işâret eder
2
Nükhet-i5 ḥüsnüñle âbâd oldu biñ me’vâ-yı bûm
Mużṭarib zülfünde lâkin Mıṣr u Hindistân u Rûm
Ṣalmasan düşmezdi6 Hind ü Çin’e erbâb-ı rusûm
Aṣlını ta'rîf için ḳîl u meḳāle yok lüzûm
Kâkülüñ teşrîḥ ederken 'anber-i sârâ nedir
Senin güzel kokunla bin baykuşun yuvası âbâd oldu
Lâkin zülfünde Mısır, Hindistan ve Rum muzdarip
Zülfünü salmasan resim meraklıları Hindistan’a ve Çin’e gitmezdi
Aslını târif etmek için boş sözlere gerek yok
Kâkülünü şerh ederken hâlis anber kokusu nedir/yetersiz kalır
3
Şöyle bir raḳṣ eyleseñ versen de bezme inżıbâṭ
Ṣoñra sersen ḥacle-yi devlette bir zengîn bisâṭ7
Dest-i iḥsânın uzatsañ ḳalbe versen inbisâṭ8
Sâ'id-i sîmîndir ancaḳ mâye-yi şevḳ u neşâṭ
Mey nedir mînâ nedir sâġar nedir ṣahbâ nedir
Şöyle bir raks etsen meclise bir düzen versen
Sonra devlet-hâneye gösterişli bir halı sersen
İhsan elini uzatsan kalbi ferahlatsan/genişletsen
Neşe ve sevincin mayası ancak senin gümüş kolundur
İçki nedir şişe nedir kadeh nedir şarap nedir
4
Ṭayf-i müstes̱nâ ki peyvest olduġum gündeñ beri
Ḳayd-ı ruḫsârınla serbest olduġum gündeñ beri
Sâḳî-i gülfâme hem-dest olduġum gündeñ beri
Bâde-yi 'aşkınla sermest olduġum gündeñ beri
Bilmenem 'âlem nedir dünyâ nedir 'uḳbâ nedir
Müstesnâ hayâline ulaştığım günden beri
Yüzüne bağlanmakla esîr olduğum günden beri
Gül renkli sâkî ile el ele olduğum günden beri
Aşk şarabınla sarhoş olduğum günden beri
Âlem nedir dünyâ nedir ukbâ nedir bilmem
5
Bir zamân tevḥîd için teks̱îr-i evṣâf eyledim
Sanki ḥâcât-ı dil-i nâ-şâdı is'âf eyledim
Gördüm eṭvâr-ı şu’ûn-ı ḥâli inṣâf eyledim
Fikr-i sevdâ-yı cihândan sînemi ṣâf eyledim
Ġam nedir şâdî nedir 'ıllet nedir sevdâ nedir
Bir zaman tevhîd için çok vasıflar saydım/anlattım
Sanki dertli gönlün ihtiyâcını gidermeye çalıştım
Hallerin değişkenliğini gördüm bundan vazgeçtim
Gönlümü cihan sevdâsı fikrinden temizledim
Gam nedir sevinç nedir dert nedir sevdâ nedir bilmem
6
Ḫâkden gehvâremi yapdıñ kefenden hâlemi9
Böyle tehyîc eylediñ seyyâremi seyyâlemi
Ġayre teslîm eylediñ en ṣonra ḥükm-i 'âlemi10
Gördüñ elbet giryemi duyduñ muḥaḳḳaḳ nâlemi
Ey perî-rû ey melek-ḫû bunca istiġnâ nedir
Beşiğimi topraktan yaptın ışığımı kefenden
Bedenimi ve enerjimi böyle hareketlendirdin
Sonunda âlemin hükmünü başkasına teslîm eyledin
Elbet ağlayışımı gördün inleyişimi duydun
Ey peri yüzlü, melek huylu bunca ilgisizlik nedir
7
Ġam degilmiş Ḥamdi olmaḳ seyr-i gülşendeñ cüdâ
Neşve-vâr yâdında derseñ11 gül fedâ bülbül fedâ
Şimdi şeyḫ-i 'aṣrdan duydum şu yolda bir nidâ
Dergeh-i pîr-i muġânda ḫâk-pây ol Es'adâ
Ol zamân idrâk edersiñ rütbe-yi bâlâ nedir12
Hamdi, gül bahçesinin seyrinden ayrı kalmak gam değilmiş
Hatırlanmasında neşe var dersen gül fedâ bülbül fedâ
Asrın şeyhinden şimdi şöyle bir söz duydum
Ey Es’ad! Kâmil mürşidin dergâhında ayakların bastığı toprak ol
O zaman yücelik makāmı nedir idrâk edersin/iyice anlarsın
Dipnotlar:
1 Son devir Kelâmî Dergâhı postnişinlerinden Muhammed Es’ad Erbilî Musul’un Erbil kasabasında 1264/1847 yılında doğdu. Hem anne hem de baba tarafından seyyid olan Erbilî’nin babası Hâlidî tekkesi postnişîni Şeyh Muhammed Said Efendi, dedesi Hâlid-i Bağdâdî’nin halîfelerinden Şeyh Hidâyetullah’tır. 1287/1870 yılında ilmiye icâzetini Dâvûd Efendi’den aldı ve aynı yıl Tâhâ’l-Harîrî’ye intisâb etti. 1294/1877 yılında Tâhâ’l-Harîrî’den Nakşî tarîkatı icâzetnamesi aldı. 1303/1883 yılında da Kâdirî tarîkatı icâzetini Abdülhamid Rifkânî’den aldı ve hacca gitti. Hac dönüşü İstanbul’a yerleşti ve Kelâmî Dergâhı’nda uzun yıllar irşad vazîfesinde bulundu. 1349/1931 senesinde İzmir'in Menemen kazâsında vefât etti. Kabri Menemen'dedir. Eserleri: 1) Kenzü'l-İrfân: Muhtelif mevzularda derlenmiş binbir hadîs-i şerîfin tercüme ve îzahlarından ibârettir. Eser iki defa neşredilmiştir. 2) Mektûbât: Bilhassa Erbil'de bulunduğu sırada mensuplarına ve talebelerine yazdığı yüz elli dört mektuptan meydana gelmiştir. Tamâmına yakını Türkçe olmakla berâber birkaç Arapça ve Farsça mektup da vardır. 3) Risâle-i Es'adiyye: Tasavvufun lüzum ve fazîleti ile edeblerinden bahseden küçük bir risâledir. 4) Dîvân: Türkçe ve Farsça şiirlerinin toplandığı eserdir. 5) Tevhid Risâlesi Tercümesi: Muhyiddîn ibni Arabî'nin risâlesinin Türkçe tercümesidir. Bunlardan başka Safvet Efendi’nin çıkardığı Tasavvuf ile Beyânü'l-Hak ve benzeri mecmualarda neşredilmiş yazıları vardır. (Bkz. Vahit Göktaş, Muhammed Es’ad-ı Erbilî’nin Hayatı, Eserleri ve Tasavvuf Felsefesi, Ankara Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, Yüksek Lisans Tezi, Ankara, 2002.)
2 Bkz. Necmi Atik, “Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır’ın Mesnevî Tercümesi”, İlahiyat Araştırmaları Dergisi, Haziran 2020, S. 13, s. 25-68. Makālenin web adresi: https://bit.ly/3N2toBY.
3 Bkz. Necmi Atik, Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır Hayatı, Eserleri ve Dîvânçesi (İnceleme-Metin), Doktora Tezi, Ankara Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, Ankara, 2022, 383 syf.
4 Dîvân-ı Es’ad, Fârisî-Türkî, Müellifi Der Aliyede Kelâmî Dergâh-i Şerîfî Post-nişîni el-Hâc Muhammed Es’ad, Dersaadet Evkâf Matbaası 1338, 68 syf.
5 Dîvân’da ‘Nefha-i…’
6 Dîvân’da ‘Düştü bir gamzenle…’
7 Dîvân’da ‘Dîde Sînâ-gâh ü sînem olsa dâru’l-inbisât’
8 Dîvân’da ‘Sen tecellî neşr etsen ben de etsem iltifât’
9 Dîvân’da ‘Mâyemi rûhu’l-hüdâ yaptın hevâ hem hâlemi’
10 Dîvân’da ‘Sonra verdin kabza-i ağyâra hükm-i âlemi’
11 Dîvân’da ‘derler’
12 Necmi Atik, Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır Hayatı, Eserleri ve Dîvânçesi (İnceleme-Metin), Doktora Tezi, Ankara Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, Ankara, 2022, s. 231-32.
Mayıs 2025, sayfa no: 74-75-76-77
Abone Ol
En son haberleri doğrudan gelen kutunuza alın. Asla spam yapmayız!
Mesaj Bırak