Ara

el-Bâkī (cc)

el-Bâkī (cc)

Varlığının sonu olmayan. Ölümsüz, devamlı, kalıcı, ebedî, sürekli, bütün varlıklar yok olduktan sonra da zâtıyla var olacak tek varlık anlamında Yüce Allâh’ın esmâ-i hüsnâsından biridir. El-Bâkī ismi, “Allah’tan başka herşeyin gelip geçici olduğu” anlamına gelen “fânî”nin karşıtıdır. Bu ismin Hayy, Âhir ve Samed isimleriyle anlam yakınlığı vardır.

Kur’ân-ı Kerîm’de el-Bâkī ismi bu kalıpta kullanılmasa da Allâh’ın mutlak bekāsına işâret eden âyetler vardır. Şu âyet bu hakîkate işâret etmektedir: “Gökler, yerler ve onların üzerinde bulunan herşey, eninde sonunda yok olup gitmeye mahkûmdur! Sınırsız kudret ve ikram sâhibi olan Rabb’inin yüce Zâtı ise ebedîdir, sonsuzdur. (Diğer varlıklar, ancak O’nun lütuf ve rahmeti sâyesinde varlığını sürdürebilirler.)”1 Âyette buyurulduğu üzere, mutlak bekā sıfatıyla muttasıf ve müsemmâ olan Rabbimizin dışında bütün varlıklar sonludur. Sonsuzluk Allah Teâlâ’nın zâtındandır ve O, bekāyı başka bir varlıktan almamıştır. Bâkī olan Allah Teâlâ için yokluk ve zevâl düşünmek muhâldir. Tüm kâinât varlığını O’nun bâkī olmasından almaktadır ve O, âlemin yok olmasını dileyince de herşey yok olacaktır. Sonradan yaratılan hiçbir varlığın devâmı zâtından değildir. Firavunun sihirbazları bu hakîkate îmân edip Müslüman olduktan sonra, Allâh’ın bâkī, zâlimlerin ise fânî olduklarını âyetin beyânı üzere ikrâr etmişlerdir: “İşte biz, (bugüne kadar işlediğimiz) günahlarımızı affetmesi ve bizi zorlaman yüzünden Mûsâ’ya karşı yaptığımız büyücülüğü bağışlaması umûduyla Rabb’imize îmân ettik! Çünkü Allah (umut bağlananların) en hayırlısı ve en kalıcısı/bâkī olanıdır.”2 El-Bâkī ismi Peygamberimizin saymış olduğu esmâ-i hüsnâ içerisinde de vardır. (Tirmizî, Daavât, 82.)

Allah Teâlâ’nın el-Bâkī isminden kulun alması gereken nasip; Allah Teâlâ’dan başka hiçbir varlığın daimi olmadığına îmân etmektir. Bu hakîkate îmân eden bir Müslüman, kişileri ebedîleştirmez ve zihninde ölümsüz varlıklar; krallar, monarklar, şefler, ebedî ve ulu önderler edinmez. Bu ismi iyi kavrayan bir Müslüman ölümlü olduğunun farkındalığını hayâtına yansıtır ve dünyâda bir garip veya yolcu gibi yaşamaya çalışır. Kişileri ebedîleştirmediği gibi devlet dâhil tüzel kişi ve kurumları da ebedîleştirmez. Mutlak bâkīnin Allah(cc) olduğuna inanan kişi, cennet ve cehennemin ebedî olduğunu belirten âyetleri doğru anlar; Allâh’ın iznine bağlı bu devâmın Allah Teâlâ’dan bağımsız olmadığını, O’nun izniyle mukayyet olduğunu bilerek, şirke düşmez. Bu ve benzeri konularda cehâlet eksenli lüzumsuz polemiklere girmez. Allah Teâlâ’nın el-Bâkī ismini iyi kavrayan kimse dünyânın geçici ve kendisinin de sonlu olduğunu bildiğinden dolayı kibir, haset ve büyük günahlardan kaçınır. Tevâzulu, cömert, ahlâklı ve takvâlı bir hayâtı tercîh eder.

Dipnotlar:

1 Rahman 55/26-27

2 Tâhâ 20/73.

Ağustos 2021, sayfa no: 32-33

Abone Ol

En son haberleri doğrudan gelen kutunuza alın. Asla spam yapmayız!

Sosyal Medya Hesapları

Mesaj Bırak