Ara

Efendimiz’in (sav) İbâdet Dünyâsından Sünnet ve Tavsiyeler Ramazan ve İ’tikâf

Efendimiz’in (sav) İbâdet Dünyâsından Sünnet ve Tavsiyeler Ramazan ve İ’tikâf

Efendimiz’in (sav) İbâdet Dünyâsından

Sünnet ve Tavsiyeler

Ramazan ve İ’tikâf

Mehmet Nezir Gül

Ramazan, ayların efendisidir. (Bezzar-2882) Allah Resûlü, Ramazan ayında yaptığı ibâdeti hiçbir ayda yapmazdı. Son on günde yaptığı ibâdeti de diğer günlerde yapmazdı. (Müslim, Tirmizi, İbn-i Mace, Müsne-2276, K.S.-3028) Allah Resûlü, mü’minlerin Ramazan gecelerini ihyâ etmelerini teşvîk ederdi. “Kim inanarak ve karşılığını sâdece Allah’tan bekleyerek Ramazan gecelerini ihyâ ederse, geçmiş günahları bağışlanır.” (Buhârî, Müslim, Ebu Davud, Tirmizi, Nesei, İbn-i Mâce, Muvatta, Müsned-2274, K.S.-3026, K.S. c. 9 s. 333) Ramazan ayının dışında bir ay boyunca oruç tutmazdı. (Buhârî, Müslim, Nesei-2995,2996) Yine Ramazan ayının dışında; bir gecede Kur’ân’ı hatmettiği olmazdı. (Müslim, Ebu Davud, Nesei-2263) Bir kimse, ne kadar ihyâ ederse etsin, “Ramazan’ın tüm gecelerini ihyâ ettim.” dememeli. (Ebu Davud, Nesei-2275) Çünkü tam anlamıyla ihyâ edilemez, bu düşünce insanda kibir oluşturabilir, ayrıca Ramazan ayında vücûdun da hakkını vermek gerekir. Allah Resûlü, Ramazan ayının özel bir ay olduğunu şu îzahla belirtirdi: “Ramazan ayı girdiği zaman cennet kapıları açılır, cehennem kapıları kapanır, şeytanlar zincire vurulur.” (Buhârî, Müslim, Muvatta, Nesei-2879, k.s. 9/426) Ve melekler her gece şöyle seslenir: “Ey hayır isteyen, gel! Ey şer isteyen kendini şerden uzak tut!” (Nesei-K-S.9/427) En hayırlı sadaka, Ramazan’da verilen sadakadır. (Tirmizi-K.S. 9/428) Âcil durumlar, ihtiyaçlar hâriç, normal olarak verilen sadakalar açısından Ramazan ayının özel bir durumu vardır. Efendimiz (sav), Ramazan ayında değişik seferler düzenlemiştir. Bâzı savaşların yanı sıra, Mekke’nin fethi de bir Ramazan günü gerçekleşmiştir. (Buhârî, Müslim, Ebu Davud, Tirmizi-3035, K.S. 9/334) Son on günde âilesini de gece ibâdetine kaldırır, onlara cinsel amaçla yaklaşmaz, tam bir zühd hayâtı yaşardı. (Buhârî, Müslim, Ebu Davud, Tîrmizi, Nesei, İbn-i Mâce-2277, K.S. 9/334) Resûlullah (sav), bir Ramazan gecesi terâvih namazı kıldı. İnsanlar da gelip ona cemâat oldular. Ertesi gün daha çok sayıda insan geldi. Yine namaz kılındı. Üçüncü gece cemâat câmiyi doldurdu. Ancak Peygamber Efendimiz mescide gelmedi, onlara namaz kıldırmadı. Cemâatin sabırsızlanması üzerine, onlara gelerek herkesin kendi evinde kılmasını, böyle devâm ederse, terâvihin farz olmasından korktuğunu söyledi. (Buhârî, Müslim, Ebu Davud, Nesei-2279, K.S.-3030) Düzenli ve cemâatle câmide namaz kılma işini sistematize eden ve bu konuda Ubey b. Ka’b’ı görevlendiren Hz. Ömer’dir. (Buhârî, Malik-2281) Übey’in (ra), terâvihi sekiz ve yirmi rekât olarak kıldığına dâir rivâyetler vardır. (Muvatta-2282) İ’tikâf “Allah Resûlü (sav) vefât edinceye kadar, Ramazan’ın son on gününde itikâfa girerdi. O’ndan sonra hanımları da itikâfa girdiler.” (Buhârî, Müslim, Ebu Davud, Tirmizi, Nesei, İbn-i Mâce-3071) Peygamber Efendimiz (sav) vefât ettiği yıl, yirmi gün itikâfa girmiştir. (Buhârî, Ebu Davud, İbn-i Mace-3075, K.S. 2/406) Eve ancak zarûrî işler için girerdi. (Buhârî, Müslim, Ebu Davud, İbn-i Mace-3079) Mescidde itikâfta iken, hücrenin aralıklarından başını uzatır, Hz. Âişe de başını yıkardı. (Buhârî, Müslim, Ebu Davud, Tirmizi, Nesei, İbn-i Mâce-3078) Hz. Âişe'den gelen bir rivâyet: “İtikâfta olan için sünnet olanlar şunlardır: Hasta ziyâret etmemesi, cenâze merâsiminde bulunmaması, kadına dokunmaması, sevişmemesi ve önemli bir ihtiyaç hâricinde hiç dışarı çıkmamasıdır. Oruçsuz itikâf olmaz ve sâdece cemâatle namaz kılınan mescidde itikâfa girilir.” (EbuDavud-3081)

Abone Ol

En son haberleri doğrudan gelen kutunuza alın. Asla spam yapmayız!

Sosyal Medya Hesapları

Mesaj Bırak