Ara

Efendimiz’in (sav) İbâdet Dünyâsından Sünnet ve Tavsiyeler Bâzı Âyet ve Sûrelerin Fazîleti

Efendimiz’in (sav) İbâdet Dünyâsından Sünnet ve Tavsiyeler Bâzı Âyet ve Sûrelerin Fazîleti

Efendimiz’in (sav) İbâdet Dünyâsından

Sünnet ve Tavsiyeler

Bâzı Âyet ve Sûrelerin Fazîleti

Mehmet Nezir Gül

  Kur’ân-ı Kerîm’in tüm âyetleri mübârek olup, bir mü’min hepsine inanır. Ancak içerdiği konular itibâriyle bâzı âyet ve sûreler diğer âyet ve sûrelerden daha fazîletli olmaktadır. Bunu âyet ve hadislerden net olarak anlıyoruz. Bu anlamda Allah Resûlü’nün (sav) de bâzı âyetlere dikkatimizi çektiğini, onları daha çok okuduğunu, tekrâr ettiğini görüyoruz. Aşağıda verdiğimiz rivâyetlerde bu durum açıkça görülmektedir. Kur’ân-ı Kerîm’in (sevapça) en büyük sûresi Fâtiha sûresidir. Onun bir diğer adı da Seb’ul-Mesânî’dir. (Buhârî, Ebu Davud, Nesei-6735, K.S.-437) O, Kur’ân’ın esâsı, kitâbın anasıdır. (Ebu Davud, Tirmizi-6737) Benzeri ne Tevrat’ta ne de İncil’de vardır. (Muvatta-6736, Tirmizi, K.S.-438) Cebrâil (as), Peygamber Efendimiz (sav) ile otururken semâ kapısının açıldığını ve bir meleğin geldiğini söyler. Sonra o melek Peygamber Efendimiz’e de görünür ve şu müjdeyi verir: “Sana verilen iki nûru müjdeliyorum. Bunlar daha önce başka hiçbir peygambere verilmemiştir. Onlardan biri Fâtiha sûresi, diğeri de Bakara’nın son kısmıdır. (Âmenerrasûlü) Onlardan okuduğun her harfe karşılık sana mutlakâ çok büyük bir sevap verilecektir.” (Müslim, Nesei, K.S.-349) Allah Resûlü (sav), Bakara ve Âl-i İmrân sûrelerini “Zehrâveyn” diye nitelemiştir. Bakara ve Âl-i İmrân sûreleri kıyâmette, iki bulut ya da gölgelik gibi, okuyanlara gölgelik yapacak veya sâhiplerini müdâfaa vaziyeti almış saflar halinde iki kuş sürüsü gibi olacaklardır. Bakara sûresini okumak bir berekettir. Okumamak bir mahrûmiyettir. (Müslim-6739, K.S.-443) Bakara sûresini bir rekâtta okumak, Allah’tan istenen şeyin gerçekleşmesine vesîledir. (Müslim-6740, K.S.-441) Resûlullah (sav), yaşça çok daha küçük olmasına rağmen Bakara sûresini ezberlemiş olan birini, birliğe komutan tâyin etmiştir. (Tirmizi-6741, K.S.-442) “Şeytan Bakara sûresi okunan evden kaçar.” (Müslim, Tirmizi- 6742) “Her şeyin bir zirvesi vardır. Kur’ân’ın zirvesi de Bakara sûresidir. Bu sûrede öyle bir âyet (Bakara, 225.) vardır ki, Kur’ân âyetlerinin efendisidir: Âyete’l-Kürsi.” (Tirmizi-6744, K.S.-499, 500) Âyete’l-Kürsi, okuyan için, evine ve kendisine gelecek belâlara karşı bir korumadır. (Buhârî, Tirmizi, K.S.-501, 502) “Her kim farz olan namazın ardından Âyete’l-Kürsi’yi okursa, ondan sonraki namaza kadar mahfuz olur.” (K.S.-c.3 s.329) Allah Resûlü (sav), sabah ve akşam Mü’min sûresinin ilk üç âyeti ile Âyete’l-Kürsi’yi okurdu. Bunu okuyanın Allah (cc) tarafından koruma altına alınacağını söylerdi. (Tirmizi, K.S.-773) Allah Resûlü (sav), geceleyin Bakara sûresinin son iki âyetini (Âmenerrasûlü, 285 ve 286. âyetler) okurdu. “Bakara Sûresi’nin sonundaki iki âyeti kim okursa, o iki âyet ona kâfî gelir.” (Buhârî, Müslim, Ebu Davud, Tirmizi-6743, K.S.-446) Amenerrasûlü; arz ve semâvât yaratılmadan evvel Bakara sûresi’nin sonuna eklenmiş, şeytânı yaklaştırmayan iki mübârek âyettir. (Tirmizi, K.S.-447) Resûlullah (sav), Nisâ sûresinin şu beş âyetini okuyarak, bunları dünyâ ve içindekilere değişmeyeceğini ifâde buyurmuşlardır. O âyet (numaraları) şunlardır: Nisa Sûresi, 4,18,31,64 ve 110. âyetler. (Rezin, K.S.-548) Kehf sûresinin başından (veya sonundan) on âyet ezberleyen (kavrayıp korunan) deccalin fitnesinden korunur. (Müslim, Ebu Davud, Tirmizi-6748, K.S.-693) Mülk sûresi, kendisini okuyan (ve amel eden) mü’mine, Allâh’ın izniyle; bağışlanıncaya kadar ona şefaat eder. (Ebu Davud, Tirmizi-6757, K.S.- 841) “Mülk sûresi, önleyici ve kurtarıcıdır. Kişiyi kabir azâbından kurtarır.” (Tirmizi-6758, K.S.-842) Okuyanı kabirde savunur. (Muvatta-6772) İhlâs sûresini çok okuyana Allah, cennette köşkler verecektir. (Dârimi-6763) İhlâs sûresini sürekli okuyan bir adamın bu durumu küçümsenerek, Peygamber Efendimiz’e iletildi. O da şunu söyledi: “Nefsim kudret elinde olan Allâh’a yemîn ederim ki, İhlâs sûresi, Kur’ân’ın üçte birine denktir.” (Buhârî, Ebu Davud, Nesei, Muvatta-6760, K.S.-879) “Onu sevmen, seni cennete koyacaktır.” (Tirmizi, K.S.-889) Bir gün Resûlullah (sav), ashâbına, Kur’ân’ın üçte birini okuyacağını söylemişti. İhlâs sûresini okudu ve gitti. Peygamber Efendimiz’in gelip okumasını beklediler. Az sonra Resûlullah (sav) gelip durumu anlayınca şöyle dedi: “Dikkat edin! Bu Kur’ân’ın üçte birine denktir.” (Müslim, Tirmizi-6761,K.S.-879,888) “Kim günde iki yüz kere İhlâs sûresini okursa, kul hakkı olan borçları hâriç, elli senelik (küçük) günahları silinir. Kim uyurken sağ tarafına yatıp da yüz kere okursa, kıyâmet günü Rabb Teâlâ ona şöyle der: “Haydi sağ tarafından cennete gir.” (Tirmizi-6762, K.S.-890, 891) Nasr, Kâfirûn, Zilzâl sûrelerinin her biri, Kur’ân’ın dörtte birine denktir. (Tirmizi-6767, K.S.-878, 879, 886) Resûlullâh’a (sav) gelerek özlü bir sûre öğretmesini isteyen birine O, Zilzâl sûresini öğretmiştir. (Ebu Davud, K.S.-877) "Zilzâl sûresini okuyan, Kur’ân’ın yarısını okumuş gibi olur.” (Tirmizi-6768) "En’am sûresi bana bütün olarak nâzil oldu. Onu yetmiş bin melek, Allâh’ı tesbih ve hamd ederek uğurladılar.” (Taberânî-6942) "Her şeyin bir kalbi vardır. Kur’ân’ın kalbi de Yâsîn sûresidir. Kim bu sûreyi okursa, Cenab-ı Hakk bu okuma sebebiyle Yâsin hâriç, Kur’an-ı Kerîm'i on defa okumuş gibi sevap verir.” (Tirmizi, K.S.-758) “Şüphesiz Allah, Âdem'i yaratmadan bin sene evvel, Tâhâ ile Yâsîn sûrelerini okudu. Melekler onu duyunca şöyle dediler: ‘Bu sûrelerin gönderileceği ümmete ne mutlu! Bunu ezberleyecek olan kalplere ne mutlu! Bunu okuyacak olanlara ne mutlu!’” (Taberânî-7088) Rahmân sûresini okurken, "Febieyyi âlâirabbikumâ tükezzibân: Öyleyse Rabbinizin hangi nimetini yalanlarsınız?” âyetini her tekrar ettiğinde: “Ey Rabbimiz! Senin nimetlerinden hiçbirini yalanlamıyoruz, hamd Sana mahsustur.” demeyi tavsiye etmiştir. (Tirmizi-7252) Tîn sûresinin “Eleysallâhu biahkemil hâkimîn: Allah hâkimler hâkimi değil midir?” âyetini okuyunca, “Ben buna şâhit olanlardanım.” der ve bunu bizlere de tavsiye ederdi. (Tirmizi, Ebu Davud-7371) Bütün halde inen en son sûre Tevbe sûresidir. (Buhârî, Müslim-7388) Mâide ve Fetih sûreleri (Tirmizi-7390), Nasr sûresi de en son inen sûrelerdendir. (Müslim-7389) Vâkı’a sûresini her gece okumak, fakirliğe karşı iyi gelir. (K.S.-808, c.12 s.518) Nazar değmesine karşı Felak ve Nas sûrelerini okurdu. (Nesei-9506) Felak ve Nas sûreleri inince şöyle buyurmuştur: “Bu gece indirilen âyetler var ya, onlar gibisi indirilmemiştir.” (Müslim, Tirmizi, Ebu Davud, Nesei, K.S.-896) Resûlullah (sav), saçında görülen beyazlığı hatırlatan Hz. Ebubekir’e, “Beni Hûd, Vâkı’a, Mürselât, Nebe, Tekvir sûreleri ihtiyarlattı.” buyurmuştur. (Tirmizi, K.S. 659) Bu sûrelerde eski milletler, onların itâat ve isyânı, mükâfât ve cezâları ve kıyâmet durumlarından bahsedilmektedir. Tekvir, İnfitâr ve İnşikâk sûrelerini okuyan kişi kıyâmetin dehşetini gözüyle görmüş gibi olur. (Tirmizi-6770, K.S.-857) Peygamber Efendimiz, Elif lâm mîm tenzil (Secde) sûresi ile Mülk sûresini okumadan uyumazdı. (Tirmizi-6771)

Abone Ol

En son haberleri doğrudan gelen kutunuza alın. Asla spam yapmayız!

Sosyal Medya Hesapları

Mesaj Bırak