Ara

Efendimizin Özel Hayâtından Sünnet ve Tavsiyeler “Oyun ve Eğlence”

Efendimizin Özel Hayâtından  Sünnet ve Tavsiyeler  “Oyun ve Eğlence”
Allah Resûlü (sav) mü’minlerin meşru eğlence ve oyunlarına itiraz etmezdi. Bir defa Hz. Aişe’nin evine geldiğinde, iki cariyenin şarkı söylediğini gördü. Bir tepki vermeden gidip sırtını onlara vererek uzanır. Az sonra Hz. Ebûbekir (ra) gelir, durumu görünce kızar fakat Resûlullah (sav), “Onları bırak, söylesinler.” der. Bayram günlerinin birinde, camide kılıç kalkan oyunu oynayan şahısları hem Efendimiz (as), hem de eşi Hz. Aişe (ra) izlemiştir. Eşinin yorulduğunu anlayınca ayrılmışlardır. Hatta Hz. Ömer, onları görüp azarlayınca, kendisi müdahale etmiştir. (Buhari, Müslim, Nesei-8008, K.s.-4330, 5340 v.d.) Allah Resûlü (sav) bir hanımın düğününe katılmış ve cariyelerin, Bedir’de ölen babaları için söylediği şarkıları dinlemiştir. Peygamber Efendimiz’in kendilerini dinlediğini gören cariyelerden biri şu sözü terennüm eder: “İçimizde yarın ne olacağını bilen bir peygamber var.” Bunun üzerine Efendimiz (as), müdahale eder: “Bu sözleri (söylemeyi) bırakın da, daha önce söylediğinizi söyleyin.” (Buhari, Ebu Davud, Tirmizi-8012) Resûlullah (sav) Medine’ye geldikleri zaman, bundan sevinç duyan halk kasideler söyledi, Habeşliler harbeleriyle oyun oynadı. (Ebu Davud, K.S.-5343) Efendimiz (sav) buna ses çıkarmadı. Yine bir defasında cariyelerin def çalıp türkü söylediklerini görür. Cariyeler Peygamber Efendimiz’in oradan geçtiğini görünce şöyle derler: “Biz Neccaroğullarının cariyeleriyiz. Ne mutlu bize, Muhammed komşumuz olmuştur.” Bunun üzerine Peygamber Efendimiz şöyle buyurdu: “Allah biliyor ki Ben de sizi seviyorum.” (İbn-i Mâce-9040) Ancak meşru olmayan şarkı ve eğlenceleri asla tasvip etmemiş, dinlememiştir. Bir defasında İbni Ömer ile bir yere giderken bazı nahoş sesler, şarkılar duymuş, sesler kesilinceye kadar kulaklarını tıkamıştır. (Ebu Davud-8013) Resûlullah (sav), belli bir makam üzere söylenen şiirlere itiraz etmemiştir. Bir sefer esnasında Resûlullah’ın (sav) azatlısı Enceşe, güzel sesiyle ezgi mırıldayınca, hanımların üzerinde olduğu develer hızlanmaya başlamıştı. Bunun üzerine onu şöyle uyarmıştır: “Ey Enceşe, ağır ol! Dikkat et şişeleri kıracaksın!” (Buhari, Müslim, K.S.-2310) Resûlullah (sav), sesi çok etkileyici olan Bera b. Malik’i uyararak kadınlara okumamasını istemiştir. “Cam şişeler (gibi hassas yapılı olan kadınlar)dan sakın.” Bera (ra) da tavsiyeye uydu. (K.S.-c.11 s.220) … Allah Resûlü (sav), zarla oynayan kimsenin elini domuz kanına batırmış olduğunu belirterek yasaklamıştır. (Müslim, Ebu Davud-8019) Bunun şiddetini ifade anlamında şöyle de buyurmuştur: “Zarla oynayıp da kalkıp namaz kılan kimse, irin ve domuz kanıyla abdest alıp namaz kılan kimse gibidir.” (Müsned-8021, K.S.-c.12 s.324) Tavla oynayan kimseler için de aynı tehditleri yapmıştır. (Müslim, Ebu Davud, K.S.-5337) Resûlullah (sav), insanların güvercin / kuş peşine koşmasını, şeytanî bir oyalanma olarak nitelemiş ve yasaklamıştır. (Ebu Davud, İbn-i Mâce, K.S.-5331) Bir kuşu sırf zevk, eğlence olsun diye öldüren kişiye karşı, o hayvanın ahirette davacı olacağını hatırlatmıştır. (Nesei, K.S.5335) SPOR Allah Resûlü (sav), atlar arasında yarış yaptırmış ve dereceye girenler içinde ödül koymuştur. Yarışlar için de ödül koymuştur. Yarışlar için beş yaşını geçmiş atları şart koşardı. (Ebu Davud-6317, Müsned-6319) “Şu üç şeyde armağan vardır: Deve yarışı, at yarışı veya ok yarışı. (Ebu Davud, Tirmizi, Nesei, K.S.-2209) Atını antremana tabi tutar ve yarışa bizzat kendisi de katılırdı. (Ebu Davud, K.S.-2210,2211, Buhari, Müslim, Ebu Davut, Nesei, Tirmizi, İbn-i Mâce, K.S.2212) Kendi devesi Adbâ da yarışmaya katılırdı. (Buhari, Ebu Davud, Nesei, K.S.-2212) Peygamber Efendimiz (sav), o günkü şartlarda atıcılığı teşvik etmiş, bunu ihmal edenleri de kınamıştır. (Müslim, K.S.-2215, Ebu Davud, K.S.-2217, Buhari, K.S.-2218) Bu hem sağlık hem de savaş hazırlığı anlamında önem arzetmektedir. Ashaptan gelen bir rivayette, akşam namazından sonra bile havanın aydınlık olduğu zamanlarda ok atışı yaptıkları aktarılmaktadır. (Buhari, Müslim, K.S.-2387) Peygamber Efendimiz’in (sav) Adbâ adlı devesini hiçbir deve geçemezdi. Birgün, bir bedevinin devesi onu geçti ve Müslümanlar buna çok üzüldüler. Durumu gören Efendimiz Aleyhisselâtu Vesselâm, bunun doğal bir durum olduğunu, “Allah bir şeyi yükseltti mi, sonra alçaltır.” sözleriyle belirtti. (Buhari, Ebu Davud, Nesei-6323) Hayvanları kızıştırarak güreştirmeyi, dövüştürmeyi kesin olarak yasaklamıştır. (Ebu Davud-8016) Canlı hayvanları hedef tahtası yaparak eğlence yapanlara lanet etmiştir. (Buhari, Müslim, Nesei-8018) Mehmet Nezir Gül

Abone Ol

En son haberleri doğrudan gelen kutunuza alın. Asla spam yapmayız!

Sosyal Medya Hesapları

Mesaj Bırak