Ara

Diyabet (Şeker Hastalığı)

Diyabet (Şeker Hastalığı)

Diyabet (Şeker Hastalığı)

Ferda Ümit Gedik

Diabetes mellitus Tip 2’ye gidişte ‘serbest seyahat kartı’ gibi olan 3 faktör vardır: Fazla kilolar, hareket eksikliği ve yüksek oranda karbonhidratlı bir beslenme. Tersinden söylersek: Normal kilo, fiziksel aktivite ve sağlıklı bir beslenme Tip-2 Diyabeti iyileştirebilir. Tip-1 Diyabet ise bir kez ortaya çıktı mı, dışarıdan gelecek müdahalelere nisbeten bağışıkmış gibi görünür. Fakat Tip-1 diyabette bile sağlıklı bir hayat tarzı vücûdu güçlendirebilir ve muhtemel netîcelerin ortaya çıkma riski azalır. Diyabet – Dünyâ Çapında bir Salgın Tip-2 diyabet uzun vâdede ağır sağlık sorunlarına, Tip-1 ise kısa vâdede ölüme yol açabilir. Tip-1 şeker hastaları belirli şartlar altında sâdece mâkûl bir proflaksi ile korunabilecekken, Tip-2 diyabetliler -hayat ve beslenme tarzlarını değiştirmeye hazır olduklarında- tamâmen iyileşme şansına sâhiptir. Tip-1 Diyabet Tip-1 diyabet çoğunlukla gençlikte başlar fakat çok daha sonra da ortaya çıkabilir. Tip-1 diyabetiklerde mutlak insülin eksikliği mevcuttur. Pankreas giderek daha az insülin üretir ve nihâyetinde artık hiç üretmez olur. Tip-1 şeker hastaları hayatlarının sonuna dek insüline bağımlıdırlar.İnsülin kandaki şekeri/glikozu kandan hücrelere taşır. Vücut hücrelerinin zarları insülinin teşvikiyle glikoz için açılır. İnsülin yokluğunda hücreler kapalı kalır. Glikozun girmesine izin vermezler. Hücreler glikoza enerji üretmek için ihtiyaç duydukları için, glikoz eksikliği enerji eksikliği demektir. Bu arada kandaki glikoz da artmaya devâm eder. Kan şekeri seviyesi yükselir. Tip-1 – Sonuçlar Glikoz vücut hücreleri tarafından enerji kaynağı olarak kullanılamadığında vücuttaki yağlar ve proteinler yıkılır ve enerji eldesi için kullanılır. Mutlak insülin yokluğunda ölçüsüz bir yağ yıkımı ortaya çıkar. İnsülinin tek vazîfesi glikozu hücrelere girdirmek değildir. İnsülin yağ metabolizmasında da yer alır, fazla glikozdan yağ asitleri üretilmesini aktive eder, yağ dokusu yıkımına mâni olur. İnsülin yokluğunda yıkıma uğrayan yağ dokusu kan damarı duvarlarında birikmeye başlar. Netîce kanlanma sorunları ve arteriosklerozdur. İnme ve kalp enfarktüsü riski artar. Mineral eksiklikleri Tip-1 diyabetin bir başka sonucudur çünkü artmış idrara çıkışla birlikte hayâtî mineral maddeler de vücuttan atılır. Tip-1 Diyabet – Belirtileri Tipik belirtiler yoğun susuzluk hissi, sık idrara çıkma, yorgunluk, görme bozuklukları ve ânî kilo vermedir. Nefeste çürümüş meyve kokusunu hatırlatan aseton kokusu vardır. Tip-1 – Sebepleri Tip-1 diyabet otoimmün bir hastalık olarak değerlendirilmektedir ve genetik yatkınlık da sözkonusu olabilir. Fakat genetik geçiş bu hastalığın gelişmesindeki sebeplerden yalnızca bir tânesidir. Bir başka ateşleyici faktör meselâ daha önce geçirilmiş virüs enfeksiyonlarıdır. Virüsler de bağışıklık sisteminin yanlış programlanmasına sebep olabilir. Tip-2 Diyabet Tip-2 Diyabet’e önceden “yaşlılık şekeri” denirdi çünkü hep yaşlı insanlarda görülürdü. Son yıllarda bu hastalığın 30’lu yaşlarda gözlenme oranı %70’lere yükseldi. Üstelik giderek daha fazla çocukta bu yaşlılık şekerine rastlanır oldu. Tip-1 diyabet çoğunlukla haftalar içinde meydana gelirken Tip-2 diyabetin ortaya çıkması çok seneler sonra olabilir. Tip-2 şeker hastalarında pankreas hâlen çok iyi çalışmaktadır. Pankreastaki beta hücreleri insülin üretir fakat Tip-2 diyabeti olan hastaların vücut hücreleri (bilhassa kas, karaciğer ve yağ hücreleri) insülini artık hiç tanımaz veya zar zor tanır ve o yüzden glikozu hücre içine almaz. Hücrelere âcil lâzım olmasına rağmen şeker kanda kalır ve hücreler sürekli “glikoza ihtiyâcımız var” sinyali yollar. Netîcede pankreas giderek daha çok insülin salgılar fakat üretilen miktar yine de hep yetersiz görünür. Kan şeker seviyesi yüksek kalır. Tip-2 şeker hastalarında insülin eksikliği yoktur. Gerçi hastalığın seyri boyunca pankreas giderek yorulur ve hastalık son safhasına geldiğinde çalışmayı hakîkaten durdurabilir. Bu aşamaya varmış çoğu vakada, hasta sağlıklı bir beslenme ve hayat tarzına alışıp bunları uygulayamamıştır. Tip-2 Diyabet – Belirtileri Tip-1 diyabetin aksine Tip-2 çoğunlukla dikkat çekmeden başlar. Pankreas seneler boyu çok insülin üretmekten yorulduğunda ve kana artık kâfî miktarda insülin veremez olduğunda kandaki şeker seviyesi farkedilir miktarda yükselir. O zaman hastada yorgunluk ve performans düşüşü gözlenir. Tip-2 – Netîceleri Süreklilik gösteren yüksek kan şekeri seviyesi uzun vâdede vücutta çeşitli hasarlara sebep olur. İlk zarar görenler küçük ve büyük kan damarlarıdır. Kronik olarak yüksek kalan kan şekeri sebebiyle damar duvarları kalınlaşır ve esnekliğini kaybeder. Damarların içinde doku büyümesi de olabilir ve kan geçişi zorlaşır. Yüksek kan şekeri seviyesi kan pulcuklarını/trombositleri de etkiler. Netîce, pıhtılaşma eğilimi artışı ve kıvâmı koyulaşmış bir kandır. Şeker hastalarının büyük kan damarlarında arterioskleroz oluşması, sağlıklı insanlara nisbeten bâriz olarak daha hızlıdır. Kan damarlarında oluşan değişimler sebebiyle hastada şunlar görülebilir:
  • Kalp enfarktüsü
  • İnme/felç
  • Böbrek sorunları
  • Göz problemleri
  • Sinir problemleri (diyabetik polinöropati vb.)
  • Kanlanma bozuklukları
Tip-2 Diyabet – Muhtemel Sebepleri
  1. Yanlış Beslenme&Hareket Eksikliği
Çok miktarda karbonhidratlı yiyecekler, şekerli içecekler ve hareket eksikliği sebebiyle birçok insanda zamanla insülin direnci gelişebilir.
  1. Fazla Kilolar
Yapılan araştırmalara göre, çok kilolu olan insanların %65-70’inde az veya çok oranda insülin direnci vardır.
  1. Kronik İltihaplar
  2. Karaciğer Yağlanması
Kişide karaciğer yağlanması varsa şeker hastalığı oluşması muhtemeldir. Alkol bağımlılığı ve her türlü ölçüsüzlüğe meyil (aşırı şeker, aşırı yağ, aşırı fastfood vb. yenmesi) hallerinde karaciğerin yağlanması kolaylaşır. Şeker hastalarının alkol kullanması da hastalığı kötüleştirici etki yapar.
  1. Antioksidan Eksikliği
Vücutta antioksidan yetersizliği genellikle küçümsenir, halbuki bu yetersizlik her çeşit hastalığı meydana getirebilir veya mevcut hastalığı kötüleştirebilir, diyabeti de. Serbest radikaller vücut hücrelerinin yüzeylerindeki insülin reseptörlerini tahrip eder ve bu şekilde insülin direncinden sorumlu oluyor olabilir.
  1. Magnezyum Eksikliği
Kanda sâdece kâfî miktarda magnezyum bulunduğu takdirde pankreas yeterli derecede insülin salgılayabilir. Magnezyum ayrıca şekeri kandan uzaklaştırma ve hücrelerin içine taşıma işini de gerçekleştirebilir. Tip-1 ve Tip-2 Diyabet’e Karşı Tedbirler
  1. Şekerden ve meyve şekerinden kaçının.
Fruktoz kullanılarak yapılmış tipik diyabetik tatlandırıcılar da –şeker hastaları ve de sağlıklı insanlar için– hiçbir zaman tavsiye edilmemektedir. Fakat bazik beslenme mânâsında tüketilen tâze meyvelerden alınacak olan fruktoz sakıncalı değildir. Doğal bir tatlandırıcı madde de Stevia bitkisidir. Stevia sâdece tatlı değildir, diyabet üzerinde de pozitif tesiri vardır. Hücrelerin insülin duyarlılıklarını daha iyi hâle getirebilir.
  1. Sentetik tatlandırıcılardan uzak durun.
  2. Bazik/alkalik beslenin.
Asidik olmayan, tâze ve dengeli besleyici gıdâlar yiyin. Tâze salata ve sebze yemekleri ana besinleriniz olsun. Fındık, fıstık, ceviz, diğer yağlı tohumlar ve filizlendirilmiş tohumlar veya darı, kara buğday, esmer pirinç, kepekli dinkel bulguru ve benzeri yiyecekler ile de öğünlerinizi zenginleştirebilirsiniz.
  1. Eti azaltın.
Bugün bilim insanları tesbit etti ki sâdece işlenmiş etler, salam sosis değil -önceki kabûlün aksine- normal et ürünleri de Tip-2 diyabet oluşmasına sebep olabilir. Meselâ her gün 100 gr. et yenmesi risklidir.Et yerine başka proteince zengin ve sağlıklı gıdâlar (kuruyemiş ve tam tahıllar) tüketildiği takdirde de şeker hastalığı riskinin belirgin olarak azaldığı görülmüştür.
  1. Fazla kilolarınızdan kurtulun.
  2. Probiyotikler tüketin.
  3. Magnezyum seviyenizi dengede tutun.
Şeker hastalığının tedâvisi magnezyum olmadan mümkün değildir. Amarant, kinoa, kabak çekirdeği, ayçekirdeği ve badem magnezyumca zengindir.
  1. Badem yiyin.
Yapılan bir çalışma bademin, hücrelerin insülin direncini kuvvetli şekilde azaltabildiğini gösterdi. Bunun için günde 60-80 gr. badem yemek faydalı olacaktır.
  1. Su için.
Günde 2 litre veya daha fazla (karbondioksitsiz/gazsız) kaynak suyu içerseniz bu, vücûdunuzdaki suyu dengeye sokar, metabolizma artığı zararlı maddelerin vücuttan atılmasına yardımcı olur ve tatlılara karşı olan şiddetli iştahı azaltır.
  1. Mineral madde (krom, çinko, kalsiyum, demir vd.) eksikliklerinizi giderin.
Sağlıklı bir insanın günlük krom ihtiyâcı tahmînen 100 mikrogramdır. Vücûda alınacak miktar bilhassa yenilen karbonhidratlara bağlıdır. Ne kadar çok karbonhidrat tüketilirse o kadar çok krom ihtiyâcı ortaya çıkar. Beyaz un ve beyaz şekerde krom hiç bulunmazken tam buğday ekmeğinde bolca bulunur. En iyi bir krom kaynağı tâze ‘mercimek filizi’dir. Şeker hastalarında çinko eksikliği de çok yaygındır. En çok tavsiyeye değer çinko kaynağı kabak çekirdeğidir. Yine badem ve mercimek gibi baklagiller iyi çinko kaynaklarıdır.
  1. Spor yapın.
Günde 30 dakîkalık bir yürüyüşe çıkmanız bile diyabetten korunmak konusunda hârika netîceler elde etmenizi sağlayacaktır. Mühim olan şu ki yürüyüşe her gün çıkılmalıdır. Bunun gâyesi hakîkaten günlük hareket etmiş olmayı sağlamaktır. Düzenli olarak hareket etmek hücrelerin insülin duyarlılıklarını bâriz şekilde arttırır.
  1. Güneşe çıkın.
D vitamini güneş ışınları vâsıtasıyla vücûdumuzda üretilir. D vitamini eksikliği birçok hastalığa sebep olabilir: Diyabet, kanser, kalp hastalıkları, böbrek şikâyetleri, multipl skleroz/MS ve dahası. Her gün güneşe çıkıyor olmak çok mühimdir.
  1. Antioksidan alımınızı iyileştirin.
Hücreler insülin direncine sâhipse bir bakıma C vitaminine de dirençli haldedirler. Bu demektir ki, insülin ve glikoz hücre içine nüfuz edemiyorken C vitamini de hücre içine girememektedir. C vitamini çok mühim bir antioksidandır ve oksidatif stresi yüksek oranda düşürebilir. Antioksidanlar bilhassa tâze meyvelerde, salatalarda, sebzelerde ve (E vitamini olarak) yüksek değerli sıvı yağlarda, kuruyemiş ve yağlı tohumlarda da bulunur.
  1. Tarçın tüketin ve kan şekeri seviyenizi düşürün.
Yapılan bir çalışmada, şeker hastası katılımcılara 40 gün boyunca günde yalnızca 1 gram tarçın verilmiş ve kan şekerlerinin %30 oranında düştüğü gözlenmiştir.   Kaynak: https://www.zentrum-der-gesundheit.de/diabetes.html

Abone Ol

En son haberleri doğrudan gelen kutunuza alın. Asla spam yapmayız!

Sosyal Medya Hesapları

Mesaj Bırak