Ara

Deprem Psikolojisi ve Öneriler / Kerem Gümüş

Deprem Psikolojisi ve Öneriler / Kerem Gümüş

“Deprem, yalnızca içinde yaşadığımız evleri değil, hayâtımızın tüm alanlarını sarsacak etkilere neden olabilir.”


Ülkemizin birçok bölgesinin deprem kuşağında yer alıyor olması bizleri, değil depremi yaşarken onu düşünürken bile korkar hâle getirebilir. Tarihsel süreç içerisinde defalarca deprem yaşamış olan Türkiye, depremde fiziksel zarar görülmese bile psikolojik zararların görülebildiği bir ülke olarak tanımlanabilir. Bizler de doğal olarak, ülkemizin bir gerçeği olan depremi yaşadıktan sonra bu psikolojik etkilerle nasıl başa çıkacağımızı bilmek isteriz.


Depremin bize gösterdiği gibi doğal âfetler, yaşamımızın ve dünyânın döngüsünün bir parçası. Deprem sürecini, fay hattını veya yeryüzü olaylarını kolayca açıklayabilsek de söz konusu âfetleri deneyimlemek ve onların bizlerde bıraktığı duygusal etkilerle baş etmeye çalışmak pek kolay olmaz.


Deprem, yalnızca içinde yaşadığımız evleri değil, hayâtımızın diğer alanlarını da sarsacak etkilere sebep olabilir.


1 - Güven Kaybı ve Tetiktelik

Özellikle büyük depremlerin insanların başına âniden gelmesi herkesi sarsar. Bu türden bir deprem felâketine mâruz kalan kişilerin fiziksel bir yaralanma yaşamaması, duygusal sorunlar yaşamadığı anlamına gelmez. Deprem sonucunda aslında ilk problemlerden biri, insanların yaşadıkları güven kaybı olur. Kişi, oturduğu binânın veya çalıştığı iş yerinin güvenli olup olmadığından endîşe duyabilir.

 

Bu güven kaybıyla birlikte özellikle kapalı ortamlardan kaçınma, yalnız kalmaktan korkma, asansöre binememe, odaklanmada sorunlar, kaybolmuşluk, parçalanmışlık, çâresizlik hissi, suçluluk ve öfke duygusu gibi birçok farklı duygu ve davranış durumları ortaya çıkabilir.

2 - Şok Hâli

Şiddetli depremden hemen sonra insanlar bir şok tepkisi içine girebilirler. Hattâ bazı insanlarda şok o derece ağırdır ki, yüz ifâdeleri olaydan hiç etkilenmemişler gibi donuklaşır. Bu durum aslında yaşanan yoğun korku ve ızdırâba karşı vücûdunuzun verdiği normal bir tepkidir. Bir süre için kendinizi uyuşmuş, yaşamdan kopmuş gibi hissedebilirsiniz. Hattâ yaşadığınız olayla ilgili ayrıntıları hatırlamakta güçlük çekebilirsiniz.

 

İlk şoktan sonra herkes aynı tepkileri göstermez. Aşağıda yazdığım duygular, böyle bir felâket durumuna karşı insanların hissettikleri normal duygulardır:

Korku, endîşe, suçluluk, pişmanlık, öfke, karamsarlık, panik, çâresizlik ve utanç. Bu gibi duygular çok derin ve yoğun yaşanır. Bu duygular sık sık değişebilir. Kendinizi eskiye kıyasla daha sinirli hissedebilirsiniz. Bazı duygularda ânî iniş ve çıkışlar olur. Endîşeli, sinirli ya da karamsar olabilirsiniz.

Olayla ilgili anılarınızı tekrar tekrar anlatmak ihtiyâcı duyarsınız. Yaşadıklarınız gözünüzün önünden gitmez. Her an tekrar deprem olacakmış gibi hisseder, korku duyabilirsiniz. Dikkatinizi yaptığınız işe vermekte ya da karar vermekte zorlanabilirsiniz. Kafanız kolayca karışabilir. Hâfızanızda problemler olabilir. Olan bitenlere inanmakta güçlük çekebilirsiniz.


3 - Deprem ile İlgili Kaygıların sebebi: “Belirsizlik”

Deprem, hayat rutinlerimizi her alanda ve farklı şiddetlerde etkileyen, değiştiren bir doğal yaşam olayıdır. Söz konusu değişikliklerden olumsuz etkilenmemizin temel sebeplerinden biri “depremin ne zaman olacağı” ile ilgili net bir bilgimiz olmaması; yâni belirsizliktir. Bu belirsizliği gündelik hayâtımızda kontrol edemiyor oluşumuz bizleri endîşeye sürükler. Buna bağlı olarak, yaşadığımız değişimlere sürecin çeşitli evrelerinde farklı duygular ve düşünceler eşlik edebilir.

Deprem gibi şiddetli travmatik olaylar sonrasında sıklıkla karşılaşılan durum Travma Sonrası Stres Bozukluğudur. Bu bozukluğun etkisiyle, depremle ilgili duygular, her artçı sarsıntıda veya depremi bize hatırlatan uyaranlarla karşılaştığımızda tekrâr edebilir. Bu tekrarlar bilinçaltımızda karmaşık bir atmosfere yol açıp; yıkım, acı, şimdiye ve geleceğe karşı güvensizlik, belirsizlik ve hayâl kırıklığı duymamıza neden olabilir. Yakınlarımıza ulaşmak için gösterdiğimiz çaba ve bu süreçte hem çevremizden hem medyadan mâruz kaldığımız çeşitli haberler tüm bu olumsuz deneyimleri besleyebilir ve bunlara ânî öfke patlamalarıyla birlikte çeşitli agresif davranışlar eşlik edebilir.

YETİŞKİNLER İÇİN ÖNERİLER

Benzer Duyguları Yaşayan İnsanlarla Paylaşmak:

İnsan bir problem yaşadığında, “o problemin sâdece kendi başına geldiğini” düşünerek derin bir yalnızlık duygusu içerisine girebilir. Bu sebeple, süreçte aynı felâketi yaşayan kişilerle konuşmak, iletişim içerisinde olmak yalnızlık duygusuna en iyi gelen durumların başında gelir. İçimize kapanıp hiç konuşmadan sâdece düşünmek de isteyebiliriz. Bunlar normaldir. Benzer duyguları yaşayan insanlarla sık sık konuşmanızın, duygularınızı paylaşmanızın size yararı olacaktır.


Krize Hazırlıklı Olmak:

Krizi yönetmenin en güzel yolu, krizin ne olduğunu bilmektir. Psikolojinizde neler olduğunu veya olabileceğini bilmeniz, olayın psikolojik etkilerinden daha çabuk kurtulmanıza vesîle olacaktır.

Krize hazırlıklı olmak en güzel kaygı yönetimidir. Böyle bir kaygı varsa kaygıyı bastırmaya çalışmak, daha çok kaygıya sebep olabilir. “Bundan korkulur mu, korkulacak ne var” gibi düşünceler yanlıştır. Korkunun, acının, kederin, derdin, tasanın mantıklı açıklaması, statüsü ya da doğrusu-yanlışı olmaz. Önemli olan zihnen hazırlık yapmaktır. Zihnen hazır olmayınca, deprem esnâsında kaçması gerektiğini bilmesine rağmen, şok hâlinde tavandaki avizenin sallanmasını izleyerek donmuş bir biçimde kalabilir insan.

“Deprem esnâsında başımıza gelecek en kötü senaryo nedir?” diye düşünüp tüm senaryolara karşı hazırlık yapmak; A, B, C, D, E planları yapmak; kriz başına geldiğinde hayat kurtarır.

Depremle İlgili Haberlere, Görsellere, Videolara ve Sosyal Medya Paylaşımlarına Sınır Koyulmalı:

Kişi, deprem ânını hatırlatabilecek ses, gürültü, sallanmalar ve benzeri uyaranlara karşı aşırı hassâsiyet geliştirebilir. Bu hassâsiyetin beslenmemesi için, sosyal medya paylaşımlarını tâkip etmeye ve sürekli konuyla ilgili haberler dinlemeye bir sınır koyulmalıdır.


ÇOCUKLAR İÇİN ÖNERİLER


Çocuğa En İyi Anlatım Biçimi Oyun ve Masaldır

Çocuklara depremi bir yetişkine anlatıyor gibi anlatmayınız. Çocuklara ayrıntılı ve bilimsel açıklamalarla süreci anlatmaya çalışmak onları korkutabilir.


Süreç; “yer çok hızlı sallandığından binâlar ayakta durmakta zorlanmış” gibi cümlelerle ve evdeki oyuncaklarla yerin sallandığını somut bir şekilde göstererek aktarılabilir.


Okul çağı çocuklarına ise; yer kabuğunun hareketliliğini ve bununla bağlantılı olarak depremin nasıl bir doğa olayı olarak ortaya çıktığını çok fazla coğrafî detaya girmeden anlatabilirsiniz.

Duygularını Yaşamalarına İzin Verin

Bu esnâda çocuğunuza endîşelenmemesini ya da korkmamasını söylemek işe yaramaz çünkü bu sözler onun bu şekilde hissetmesine engel olmaz. Bunun yerine ona “tüm bu olanlar seni korkutmuş ve endîşelendirmiş olabilir, ama bizler annen ve baban olarak senin yanındayız ve bir tehlike ânında seni koruyabilmek için hazır olacağız” diyerek duygularını anladığınızı ve kabûl ettiğinizi ona hissettirebilirsiniz.

Çocuklar, Yetişkinlerden Daha Çok Etkilenir

Çocuklar depremi yaşadıktan sonra yaşından daha küçük bir çocuk gibi davranmaya başlayabilir, ağlayabilir, geceleri sıklıkla uyanabilir veya anne-babasına düşkünlüğü artabilir. Böyle bir durumda çocuğunuza sıklıkla sarılmanız ve onu kucaklamanız sâkinleşmesine yardımcı olacaktır. Resim yaptırın ve bol oyun oynayın.

Seni Hep Koruyacağız Diyerek Güven Verin

Böyle zamanlarda çocukların, yetişkinlerin kendilerini koruyacağına dâir olan inançları zedelenir. Bu yaş grubundaki çocuklar yetişkinlerin neden bu tür felâketleri önleyemedikleri konusunda öfkelenebilir ve birisini suçlamaya ihtiyaç duyabilir. Bu noktada ona “bu durumu önleyebilecek bir şey yapabilmeyi hepimiz çok isterdik, ancak sen de görüyorsun ki birçok kişi depremzedelere yardımcı olmaya ve bu durumun bir daha yaşanmamasına çalışıyor” diyebilir, kendisini öfkeli ve kızgın hissetmesinin doğal olduğunu söyleyebilirsiniz.


Çocuklarda ve yetişkinlerde; ağlama, korku ve öfke krizleri, gece uyuyamamalar, iştahta bozulmalar ve panik atak benzeri durumlar varsa da âcilen profesyonel destek almakta fayda vardır.


Deprem yaşayan milletimize geçmiş olsun diyor, fiziken ve rûhen yaralananlara âcil şifâlar diliyorum.

 Aralık 2022, sayfa no: 58-59-60-61

Abone Ol

En son haberleri doğrudan gelen kutunuza alın. Asla spam yapmayız!

Sosyal Medya Hesapları

Mesaj Bırak