Ara

Çocuklarda Mahremiyet Eğitimi

Çocuklarda Mahremiyet Eğitimi

Günümüzde teknolojinin ilerlemesi ve internetin cep telefonlarına girmesiyle birlikte, mahrem ve mahremiyet kavramlarının da değiştiğine, dönüştüğüne şâhit oluyoruz. Dijital çağın bize sunduğu imkânların aynı zamanda sorumluluk alanlarımızı da genişlettiğine tanıklık ediyoruz. Kapı, pencere ve duvarların bizi tam olarak koruyamadığı bu devirde, mahremiyet kavramını tekrar gözden geçirerek olası ihlâline karşı önlemler almamızsa elzem görünüyor.

Âile, bizim sıcak ikliminde doğup büyüdüğümüz, yalın hâliyle biz olduğumuz en özel sığınağımız ve en değerli varlığımızdır. Görünürlüğün popüler olduğu bu çağda, pencerelerimize çektiğimiz perdelerin artık önemini kaybederek içinde yaşadığımız mekânın şeffaf hâle gelmesi, mahremiyet algımızın da dezenformasyonuna sebep olmaktadır. Herkesin birbirinin hayâtına teklifsiz bir şekilde girebildiği ve kişiye saklanabileceği hiçbir alanın bırakılmadığı bir zamanda, mahremiyet ihlâllerine ise çok fazla rastlıyoruz. Oysa ki bizim -giyim kuşamdan konuşmaya hayâtımızın her alanı ile ilgili kuralları, kâideleri olan ve bu konularda sınırlar koyan bir dînin mümessilleri olarak- mahrem ve mahremiyet kavramlarını hayâtımızın merkezine koymamız gerekiyor. Var olmanın görünmek olarak algılandığı, ifşâ ve teşhirciliğin kamçılandığı bir zeminde bizim mahremiyete gösterdiğimiz özen, aslında bize yön veren değerlerimize gösterdiğimiz ihtimamdır. Mahremiyetin ölçülerini her millet kendi fikriyatları ve ideolojileri ile yine kendileri belirleyebiliyor. Fakat hangi düşünceden olursa olsun, mahremiyete saygının modern çağ insanının en önemli hakkı olduğunu düşünüyoruz. Ve bu zamânın çocukları olarak evlatlarımızın da bu hakkı kullanabilmeleri için, sistemli bir bilinçlenmeye ihtiyaç duyduklarını biliyoruz. Çocuk istismârının ekranlarda fazlaca gündeme gelmeye başladığı şu günlerde, çocuklarımıza kazandıracağımız mahremiyet bilinci hayâtî derecede önemli görünüyor. Konuyla ilgili olarak bu yazımızda; 'Çocuklarımıza mahremiyet eğitimini nasıl verebiliriz?' sorusuna cevaplar arayacağız. 

Mahremiyet soyut bir kavram olduğu için anlamak ve anlam kurmakta zorlanılabiliyor. Mahremiyet kelimesi Arapça olup Türk Dil Kurumu'na göre 'gizlilik' olarak tanımlanmıştır. (TDK,2018) Aynı zamanda değerli anlamına gelen mahremiyet, ilkesini saygıdan alır. Bu yönüyle, özele saygı ve hürmet etmek demektir. Mahremiyet denilince ilk akla gelen kelime genelde mesâfedir. Ben ve öteki arasında korunan mesâfe. Şu salgın dönemini de düşündüğümüzde mesâfenin insan için ne kadar önem taşıdığını biliyoruz. Aynı zamanda mahremiyet kişi için bir haksa, bu hak bir başkası adına sorumluluk da almak demektir. Benim mahremiyet hakkım var ama bir başkasına karşı da sorumluluğum var.

Çocuklarda oluşan mahremiyet algısı, çocuğun içinde yaşadığı âileye ve topluma göre şekillenebilmektedir. Nasıl ki hayat evde başlıyorsa, çocuklara kazandırılacak olan mahremiyet eğitimi de evde yâni âilede başlıyor. Çocuğun mahremiyet algısı kişilik gelişimine paralel olarak zaman içerisinde gelişecektir. Çocuğumuza mahremiyet eğitimini, onun tuvalet eğitimi almaya başladığı yaş diliminde vermeye başlayabiliriz. Çocuklarda bu dönemin sinyali, meselâ tuvaletlerini yaparken koltuk ve kanepelerin arkasına saklanmalarıdır. Çocuklar genelde 2 yaş civârında kendilerini anne-babalarından farklı bir birey olarak algılamaya başlarlar. Bu dönemden îtibâren mahremiyet eğitimi üzerinde durulabilir. Bu dönemde çocuğumuzun kendi cinsiyetine yönelik merâk edip sordukları; yaşına ve gelişimine uygun bir şekilde basit, net, anlaşılır ve tutarlı bir şekilde cevaplanmalıdır. Yaşının ve gelişiminin üzerinde bilgi ise verilmemelidir. Yine mahremiyet eğitimi, çocukta korku ve endîşe oluşturmadan, utandırılmadan ve insanlara karşı güven duygusu kaybettirilmeden günlük hayâtın doğal seyri içerisinde verilebilmelidir. 

Çocuğun kendi cinsiyetini farketmeye başlamasıyla "Benim bedenim bana âittir ve bana özeldir' ilkesi çerçevesince çocuğa 'özel bölge' kavramının öğretilmesi mahremiyet eğitiminde önemli bir yer teşkîl ediyor. Çocuğa bu kavramı anlatırken iç çamaşırı veya mayo kuralı üzerinden bilgi verilebilir. Bunu çocuğun seviyesine uygun bir kitap üzerindeki resimlerden yararlanarak şöyle bir açıklamayla yapabiliriz: "İç çamaşırı veya plajda giyilen mayonun kapattığı bölgeler bizim özel bölgelerimizdir. Buralara kimse dokunamaz, bakamaz ve senin ihtiyâcın olmadıkça annen baban olarak bizler de bu bölgelerine dokunamayız. Sâdece gerektiğinde (banyo yaparken veya tuvalette vs.) ve ihtiyaç hissettiğinde anne-baban olarak bizler ve bizim gözetimimizde doktorlar bakıp dokunabilir." diyebiliriz. Burada çocuğun anne-babası olarak bizlerin onun özel bölgesine saygı ve nezaketle, izin isteyerek ve açıklama yaparak dokunmamız, çocuğun kendi bedenini korumaya karşı olumlu algı geliştirmesine yardımcı olacaktır. 

Yine mahremiyet eğitimi verirken çocuğumuza 'iyi dokunuş' ve 'kötü dokunuş'tan bahsedebiliriz. İyi dokunuşu anlatırken; "Bize kendimizi iyi, mutlu ve güvende hissettiren dokunuşlardır." diyebiliriz. Yine iyi dokunuşla ilgili açıklama yaparken örneklerle konuyu anlamasını sağlayabiliriz. Şöyle ki: "Bazen birbirimize sarılmak bize kendimizi iyi hissettirir ve bu dokunuşlar, iyi dokunuştur. Bizim ebeveyn olarak sana sarılmamız, öpmemiz ya da senin arkadaşlarınla oyun oynarken sevinç ve mutluluğunuzu paylaşmak amacıyla birbirinizle tokalaşmanız, çak yapmanız gibi.." diyerek somut örnekleri çoğaltabiliriz. Yine ona diğer bir dokunuş olan kötü dokunuşu anlatırken: "Kötü dokunuş ise, birisi bize dokunduğunda kendimizi kötü ve gergin hissettiğimiz dokunuşlardır. Bazen birisinin bize dokunması hoşumuza gitmez ve kendimizi iyi hissetmeyiz. Birisinin bizi ittirmesi, tekme atması, vurması, çimdiklemesi gibi canımızı acıtan dokunuşlar kötü dokunuştur. Ama her zaman kötü dokunuş canımızı acıtmaz, birisi bizim özel bölgelerimize dokunuyorsa bu da kötü dokunuştur." diyebiliriz. Burada, yukarıdaki paragrafta ifâde edilen 'özel bölgelere kimler dokunabilir' konusunu tekrar anlatabiliriz.

Yine mahremiyet eğitimi verilirken çocuğa 'yalnız kalması gereken yerler' ilkesini anlatabiliriz. Tuvalette, banyoda ve üzerimizi giyinip soyunurken yalnız kalmamız gerektiği, çocuklarımıza anlayacakları seviyede izah edilmelidir. Yardıma ihtiyaç hissetiklerinde anne-babalarının veya kendilerinin bakımından sorumlu kişinin onlara yardım edebileceğini söyleyebiliriz. Bu konuda ebeveynler olarak bizlerin, çocuğumuz daha bebekken altını değiştirirken veya kıyâfetlerini giydirirken-soyarken yalnız kalınacak ortamları tercîh etmemiz çocuğumuzun bu davranışı içselleştirmesine yardım edecektir. Bir de bu konuyla ilgili, çocuklarımıza erken yaşlardan îtibâren öz bakım becerileri kazandırılarak mahremiyetlerini korumaları desteklenmelidir. Çocuklar özellikle 4 yaşından îtibâren, tuvalet ihtiyâcının yalnız başına giderilmesi gereken bir durum olduğunu öğrenmelidir. Yine banyo yaparlarken özel bölgelerinin iç çamaşırı ile kapalı olmasına, oranın temizliğine sıra geldiğinde çamaşırını kendisinin çıkartmasına yardım edebiliriz. Aynı zamanda bu bölgenin temizliğinde de kendilerinden ufak ufak yardım alabiliriz. Böylelikle öz bakım becerilerinin gelişmesine de katkı sunmuş oluruz.

Çocuklara mahremiyet eğitimi verilirken onların kendi sınırlarını bilmeleri ve korumaları adına, bir sınır ihlâli ile karşılaştıklarında veya bir akran baskısına mâruz kaldıklarında 'hayır' diyebilmeleri için 'hayır deme becerisi'ni öğrenmeleri gerekir. Bu konuda eğer ki bir çocuk sürekli susturulmuşsa veya kendisini ifâde edecek bir ortam bulamamışsa dışarıda kendisine zarar verecek bir tavır ve tutuma karşı da yine sessiz ve çekinik kalabilecektir. Çocuğun etkin bir şekilde dinlenilmesi, onun kendisini rahat bir şekilde ifâde edebilmesine ortam hazırlayacaktır. 

Mahremiyet eğitiminin en önemli ilkesi “çocuğa saygı duymaktır” diyebiliriz. Çocuğa saygı duymak; onun odasına izin alınarak girilmesi, onun duygu ve düşüncelerinin dinlenilmesi, çocuğun mizaç özellikleriyle barışık tutum sergilenilmesi, oyuncaklarının veya kıyâfetlerinin onun izni alınarak bir başkası ile paylaşılması mahremiyet eğitimini güçlendiren ebeveyn tutum ve davranışlarındandır.

Son Olarak

Evde anne-babanın birbirlerinin özeline saygı duymaları ve kendi mahremiyetlerini koruyarak örnek olmaları çocuklar için mahremiyet eğitimi adına en kalıcı öğrenme olacaktır. Çocukların yanında kaba, argo ve müstehcen kelimeler kullanılmadan temiz bir dilin kullanılması onların mahremiyet hassâsiyetlerini artıracaktır. Yine çocukların internet veya televizyonda temiz bir ekranla muhatap olmaları, mahremiyetin delinmesine yönelik görüntülerle onların duyarsızlaşmamaları biz âilelerin dikkat etmesi gereken konulardandır. Genel ve özel alan arasındaki sınırların silikleşmeye başladığı bu zaman diliminde bizler mahremiyeti sâdece beden üzerinden değil; mekân, bilgi, konuşma, sosyal medya vs. şeklinde bizi kuşatan her alanı göz önünde bulundurarak değerlendirmeli ve bu konuda çocuklarımıza model olmalıyız.

Haziran 2021, sayfa no: 58-59-60-61

Abone Ol

En son haberleri doğrudan gelen kutunuza alın. Asla spam yapmayız!

Sosyal Medya Hesapları

Mesaj Bırak