Ara

“Çocuklara Sorumluluk Vermek Önemlidir”

“Çocuklara Sorumluluk Vermek Önemlidir”

Teknolojinin gelişmesi, insanların şehir hayatının maratonuna kapılmalarıyla birlikte evlatlarımız sokakta arkadaşlarıyla oyun oynamaktan uzaklaşıp evlerde telefon, bilgisayar gibi teknolojik âletler ile video oyunlarına yöneldiler. Küresel çevrelerin de desteğiyle video oyunlarının geniş kitlelere yayılması ile özellikle bu durum çocuklar ve ergenlerde bağımlılık derecesine kadar ilerledi. Röportaj serîmizde bu ay Hasan Kalyoncu Üniversitesi Araştırma Görevlisi Kıymetli Hocamız, Klinik Psikolog Can Ahmet Boz ile video bağımlılığı üzerine olan röportajımızı istifâdelerinize sunuyoruz…

Röportaj: Muhammed Ali Baydı

Video oyun bağımlılığı nedir? Ebeveynler video oyun bağımlılığına karşı nasıl önlemler almalıdır?

Oyun bağımlılığı dediğimiz şey, kişinin oyun oynama üzerindeki kontrolünü kaybetmesi olarak tanımlanıyor. Bunu uluslararası hastalık sınıflandırması, kişinin oyun oynama üzerinde kontrolünü kaybetmesi olarak belirtiyor. Oyun bağımlılığının 9 kriteri var. İlki, sürekli olarak zihninde oyun oynamayla ilgili fikirler döner. Şu oyunda şöyle yapayım, şunu yapayım, şunu geliştireyim, işte şurada maça gireyim vesaire gibi sürekli zihninde oyunla ilgili uğraşılar vardır. İkincisi, oyun oynamayı bıraktığında yoksunluk belirtileri gösterir bir madde kullanıcısı gibi. Nasıl birey sigarayı bıraktığında eli kolu titrer, soğuk soğuk terler, kalb atış hızı artarsa oyun bağımlılığında da kişi oyun oynamayı bıraktığında bu tür yoksunluk belirtileri verebilir. Diğeri, sürekli daha fazla oyun oynama isteği oluşur. Yani işte bir gün dört saat oynuyor ama bir hafta sonra beş saate çıkıyor, sürekli artarak devam ediyor, ve bununla bir şekilde tatmin olunmamasını görüyoruz. Diğer bir kriter, başarısız olan oyun oynamayı bırakma girişimleri diyebiliriz. Yani denediği halde oyun oynamayı bırakamama durumudur. Daha öncesinde yaptığı etkinlikler, hobiler, herhangi bir aktivite olur yani daha öncesinde zevk aldığı ama oyun bağımlılığıyla birlikte, önceden mutlu olduğu şeyleri yaptığında zevk alamamasını görüyoruz. Başka bir kriter, oyun oynamasıyla ilgili sürekli farklı problemler ortaya çıkabilir. Bu sosyal hayatıyla olur, ailesiyle olur, okuluyla olur, işiyle olur; yapması gerekenleri yapamaz. Ailesiyle daha az vakit geçirir veya sorunlu ilişkiler kurar. Diğer kriter, kişinin ortaya çıkan büyük sorunlara rağmen oyun oynamaya devam etmesidir. Ayrıca ailesine, sosyal çevresine, oyun oynamayla ilgili yalan söylemesi durumu da ortaya çıkar. 10 saat oyun oynamıştır ama ben bugün bir saat oynadım diyebilir bu kişiler. Keza olumsuz durumlardan kaçınmak için de kişilerin oyun oynadığını görüyoruz. Yani hakikaten üzücü bir olay olmuştur, bir kaybı vardır, okuluyla ilgili bir sıkıntı yaşıyordur. Bu stresi, anksiyeteyi, kaygıyı ya da zorlayıcı durumu atlatabilmek için oyun oynamaya başlar ve oyun bağımlılığını geliştirebilir. Bir diğeri ise internet oyunları oynamak için önemli bir ilişkiyi, eğitimi veya iş fırsatını tehlikeye atar. Yani evlense dahi oyun oynamaya devam eder, askere gittiğinde oyun oynamaya devam eder ya da oyun oynamaya ilişkin girişimlerde bulunur.

Çocuklarda ya da ergenlerde okulla ilgili çok büyük problemler oluyor. Mesela okuldan kaçıp internet kafelere oyun oynamaya gidebiliyorlar. O yüzden bu kişiler hayatında belli alanlarda birtakım fırsatları ya da durumları, ilişkileri riske atarlar.

Bu noktada ebeveynler nasıl önlemler almalı? Sınır koyma burada çok önemlidir. Yani ağlasa da zırlasa da çocuğa bir şekilde sınır koymak çok önemlidir veya onunla bir anlaşmaya varmak. Günlük yarım saat, 20 dakika oyun oynayabilir ama sonrasında daha da azaltmakta fayda var. Diğer taraftan çocuğum iyileşsin iyi olsun diyorsa bir anne-baba, kendilerinin de değişmeye hazır olması gerekiyor. Yani anne-baba da kendi davranışlarını değiştirecek. Çocuğa "oyun oynama, git dersini çalış" derken kendisi televizyonun başında oturuyorsa bu iş olmaz. Kendisi de açacak bir kitap okuyacak ya da yapması gereken bir işi yapacak. Çocuk söyleneni değil, yapılanı görür ve öğrenir. O yüzden anne babalar söylediklerinden ziyâde yaptıklarına dikkat etmelidir.

Bir de çokça görmeye başladığım bir durum var. Çocuk daha konuşamıyor, 1-2 yaşında, veya yeni yeni yürümeye başlamış, yeni yeni konuşmaya başlamış. Bu çocukların ellerinde tabletler, telefonlar görüyorum. 3 yaşından önce hiçbir şekilde telefon, televizyon, bilgisayar, yani ekranların hiçbirisine bu çocukların mâruz kalmaması gerekir. Mâruz kaldığında birtakım sıkıntılar, hastalıklar ortaya çıkabiliyor. Oyun bağımlılığı ortaya çıkabiliyor. O yüzden lütfen ama lütfen bu konuya dikkat etmekte fayda var. 3 yaşından önce hiçbir şekilde çocuğa ekran göstermemek, ekran vermemek çok önemli. 3 yaşından sonrakiler içinse dediğim gibi anne babanın davranışları kural disiplin olarak çok önemlidir.

Video oyunların zararları ve faydaları nelerdir?

Jel şekerleri biliyorsunuz, jelatinden yapılıyor. Jelatin kemiklere faydalıdır diye biliniyor ama diğer tarafta bunların içinde şeker, yapay tatlandırıcılar, renklendiriciler vesaire birçok katkı maddesi var. Bu da yiyene oldukça zarar veriyor. Video oyunlarının da faydası belki 1 ise, zararı 10, 20, 30, 40. Bu zararlara baktığımızda, bir kere sosyal ilişkileri olumsuz etkiliyor ve öz bakımı düşürüyor. Akademik başarıyı düşürüyor, daha sonrasında kişinin hayata dâir planlarını, umutlarını etkileyebiliyor. Psikopatoloji durumları ortaya çıkabiliyor. Bunlardan en önemlisi dikkat eksikliği ve hiperaktivite bozukluğudur. Çünkü çocuk ekrandaki hıza alıştığında gerçek dünyadaki hız ona çok yavaş geliyor. Bilgisayarda küçük bir ekranda fareyle istediği şekilde hareket edebiliyor. Oradan oraya dönüyor ama gerçek hayata geldiğinde, istediği şeyler daha yavaş oluyor. O yüzden dikkat eksikliği ve hiperaktivite bozukluğu gibi birtakım psikopatolojilerin de ortaya çıktığını görüyoruz. Bunlar gerçekten göz ardı edilemeyecek şeyler. 

Video oyun oynayarak büyüyen çocuk ile sokakta arkadaşlarıyla oyun oynayarak büyüyen çocuk arasında ne gibi gelişim farklılıkları ortaya çıkar? Aradaki farkı aileler nasıl kapatmalıdır?

Burada tabii birçok etmen var. Çocuğun bir kere çevresi, aile yapısı çok önemli. Yani çocuk dışarıda bir şeyler yapıyor ama eve girdiğinde yine ailesinin etkisi altında oluyor. Aile faktörü çok büyük, çok önemli bir etmen. Yaşadığı çevre deyince sokakta arkadaşlarıyla oyun oynayan çocuk diye düşündüğümüzde aklımıza güzel bir şey gelebilir ama hakikaten kötü bir çevrede, kötü bir muhitte ya da maddenin olduğu, alkolün olduğu bir muhitte büyüyen çocuğu düşündüğümüzde onun için büyük bir problem. Genel olarak şöyle diyebiliriz: Çocuk gelişiminde ince motor ve kaba motor gelişimleri vardır. Çocuğun bu 2 gelişim evresini de tamamlaması gerekiyor. Kaba motor dediğimiz; hoplama, zıplama, koşma gibi şeylerdir. İnce motor; keman çalma, yazı yazma, bıçakla meyve kesme gibi daha ince iş isteyen işlerdir. Video oyunu oynayan çocuklarda bu gelişim evrelerinden biri, özellikle kaba motor daha az gelişmiş olabilir. Sokakta oyun oynayanlarda ise bu 2 gelişim evresi de tamamlanmış olabilir. Video oyunu oynayan çocuklar ilişki kurma, sosyal ilişki ve insânî ilişkiler geliştirmede birazcık daha zorluk yaşayabilirler. Duygu tanımıyla ilgili zorluk yaşayabilirler. Çünkü yüz yüze iletişime geçtiklerinde konuşurken karşısındaki insanın jest ve mimiklerini de okuyorlar, fark ediyorlar ve ona göre iletişimlerini geliştiriyorlar ve değiştiriyorlar. Sokakta oynayan çocuklarda bu sosyal ilişkiler konusu daha sağlıklı olabilir gibi gözüküyor. Yani hangi alanda zorluk yaşanırsa ona ilişkin bir girişimde bulunmakta fayda var. Çocuk eğer okulla ilgili zorluk yaşıyorsa öğretmenlerle, okulun rehberlik hocasıyla iletişimde olmak gerekiyor. Sanal âlem hakîkaten bir bağımlılığa dönüştüğünde ise artık tedavi olması gerekiyor. Sosyal ilişkileriyle ilgili zorluklar yaşıyorsa daha çok sosyal ortamlara girmesini teşvik edici, mesela spor aktiviteleri, müzik âleti çalmayı öğrenmek gibi şeyler yaptırılabilir. 

Metropollerde çocuk yetiştiren ebeveynlere tavsiyeleriniz nelerdir?

Zor ve güzel bir soru. Anne baba ve çocuğun hep birlikte vakit geçirebileceği zamanlar ve mekanların oluşturulması gerekiyor. Parkları gezebilirler, birlikte bir etkinlik yapabilirler, pikniğe gidebilirler, yürüyüş yapabilirler, beraber gidecekleri bir kursa yazılabilirler. Onun dışında ev içerisinde birlikte vakit geçirebilirler. Evde çocuklara sorumluluk vermek önemlidir. 'Çocuk tabağı düşürür, bardağı kırar, aman sen dokunma ben sofrayı kurarım' diye düşünmekten ziyade "gel bak burada bir iş var, hep beraber yapalım" demek, ona yapabileceği küçük sorumluluklar vermek, "al bakalım bu çatalı masaya koy gel" gibi böyle ufak sorumluluklar verip iş paylaşımı yapmak çocuğun sorumluluk duygusunun güçlenmesine yardımcı olacaktır. Güvendiğiniz insanlarla ve ortamlarda birlikte vakit geçiriyor olmak önemli. Burada asıl mevzu şu aslında. Nerede ve ne zaman olduğundan ziyade ailenin, anne babanın nasıl davrandığı neler yaptığı önemlidir. Bu, "eğer çocukta bir sıkıntı varsa anne baba problemli" demek değildir. Problemi ben bir kişiye atfetmek istemiyorum. Kesinlikle bu yanlış anlaşılma olur. O noktada anne babanın davranışlarının çocuğun üzerinde oldukça etkili olabileceğini söylüyorum. Anne baba ne yapıyorsa yani kitap okuyorsa çocuk da kitap okumaya başlıyor ya da anne baba spor yapıyorsa çocuk da ilgi duyuyor. Anne baba nasıl kızıyorsa o da öyle kızıyor. Nasıl mutlu oluyorsa öyle mutlu oluyor. O yüzden anne-babanın ne yaptığı, nasıl davrandığı oldukça önemli. Büyük şehirlerde de, birlikte vakit geçirebilecekleri alanlarda etkinlikler yapmaları faydalı olur. 

Teşekkür ederiz kıymetli hocam. Ağzınıza sağlık, çok istifade ettik.   

Ekim 2023, sayfa no: 20-21-22-23

Abone Ol

En son haberleri doğrudan gelen kutunuza alın. Asla spam yapmayız!

Sosyal Medya Hesapları

Mesaj Bırak