Ara

Çocuklara Kazâ ve Kaderin Öğretimi -2 / Prof. Dr. Sefa Durmuş

Bütün bu aktarılanlar, özellikle sosyal-psikolojik açıdan kazâ ve kader inancının insan için önemini ortaya koyan ifâdelerdir. Şimdi ise bu kavramların çocuklara ve özellikle temel eğitim çağındaki çocuklara anlatılması ve öğretilmesi konusu üzerinde durmak istiyoruz. Her ne kadar ‘Kazâ ve kadere îman konusu îman esaslarının öğretim sürecinin son safhalarında yer almalıdır’ kanaatini yukarıdaki ifâdelerimiz arasında zikrettikse de, Allâh’a îmân öğretimi konusu ele alınırken, etrafımızda olup biten olayların Allâh’ın, bizim detaylarını bilemediğimiz geniş bilgisi dâhilinde gerçekleştiği, her olayın önceden Allah tarafından planlandığı ve zamanı gelince de yine O’nun tarafından yaratıldığı çocuklara anlatılabilir. Bu aynı zamanda kader ve kazâ kavramlarının kısa bir tanımı demektir.   Çocukların, Allâh’ın her şeyi bilen, her şeye gücü yeten “Mutlak Hâkim” oluşuna inanmaları onların kader ve kazâ hakkında anlatılanlara da kolaylıkla inanmalarını sağlar. Zîrâ çocuktaki kolay inanırlık özelliği onun kendisine anlatılanlara şüphelenmeden ve itiraz etmeden inanması husûsunda önemli bir rol oynar. Burada dikkat edilmesi gereken husus, çocuğa verilen bilgilerin anlaşılabilir ifâdelerle aktarılmasıdır. İlk çocukluk yıllarında bu kadarla yetinilmesi yerinde bir davranış olurken, son çocukluk yılları adı verilen 7-12 yaşları arasında da çocuklara kazâ ve kader kavramları yine anlayabileceği bazı misâller yardımıyla öğretilebilir.   Temel eğitim dönemini de içine alan son çocukluk yıllarında çocuklar etrafta olan bitenlerin nasıl gerçekleştiği, insanların nelere gücünün yettiği, nelere muktedir olamadığı gibi hususlarda artık mantık süzgecinden geçirdiği fikirler üretmeğe başlar. Kazâ ve kader kavramları bu dönemde önem kazanır. Eğer yerli yerinde bir öğretim söz konusu olursa, tevekkül anlayışı ile bütünleşen kazâ ve kader inancı çocuğa hayâta ümitle bakmayı, başarısızlıklar karşısında ise yılgınlığa düşmeden metâneti öğretir. Bu da sonraki hayâtı için çocuk açısından son derece önemli bir kazanç demektir.   Konuyla ilgili eserlerde, temel eğitim çağındaki okul çocuklarına kader ve kazâ kavramlarının örnekler yardımıyla anlatılması tavsiye edilmektedir. Bu örneklerden birini aktarmak istiyoruz.   Duvar takvimlerinde bâzen “Bu gün güneş tutulacaktır” / “Bu gece ay tutulması olacaktır” / “En uzun gün” / “En kısa gün” / “Ramazan Bayramının 1. günü” gibi önceden yazılmış ifâdeler görürüz. Gerçekten de o günlerde ay veya güneş tutulur, günlerin veya gecelerin en kısası en uzunu olur. Ramazan veya Kurban Bayramı başlar. Pekiyi çocuklar söyleyin bakalım: Ayın veya güneşin tutulması, takvimi hazırlayanlarca oraya yazıldığı için mi gerçekleşmektedir? Çocukların cevapları dinlenmeli, eğer “O olaylar, takvimi hazırlayanlar yazdığı için gerçekleşti.” diyenler olursa hemen şöyle bir soru yöneltilmelidir: ‘Diyelim ki öyle, biz de kendimize göre bir takvim hazırlasak ve rasgele günlere: “Ay tutulacak” yahut “Bugün Ramazan Bayramının başlangıcı” diye yazsak gerçekten ay tutulur, bayram yapılır mı?’ Böyle bir soruya çocuklar “Hayır.” cevâbını verince hemen arkasından şu açıklamaya geçilmelidir: “O halde takvimi hazırlayanlar ayın tutulacağını veya bayramların başlayacağını bir yıl öncesinden nasıl bildiler de oraya yazdılar? Kendilerinde var olan bilgiler sâyesinde ay tutulacağını veya bayram yapılacağını tespit ettiler ve ona dayanarak yazdılar değil mi?.. İşte çocuklar, Allah Teâlâ Hz.leri de bizim ne zaman, hangi anne ve babadan olacağımızı, kaç yılında nerede doğacağımızı sınırsız bilgisi ile önceden biliyordu. Hattâ sizin gelip bu sınıfta benim öğrencim, benim de sizin öğretmeniniz olacağımızı biliyordu. Bütün bunlar bizim kaderimizde vardı. İşte biz buna kader diyoruz. Kaderimizde olanın bu şekilde gerçekleşmesine ise kazâ diyoruz.   Kazâ ve kadere îmân öğretimi konusunda son olarak şunlar söylenebilir: Kazâ ve kaderin anlaşılmasına yardımcı olabilecek benzetme ve örnekler yanında, Allâh’ın hükmünün, takdirinin değişmezliği ve takdir olunanın mutlaka gerçekleşeceği husûsunda târihte yaşanmış olan çeşitli hâdiselerden bahsedilebilir. Bu tür örneklerin çocuklar için yeterli olduğu ve detay bilgilere veya yorumlara girilmesinin doğru olmayacağı kanaatindeyiz. Yetişkinlere olduğu kadar çocuklara da anlatılması ve öğretimi zor olan konulardan biri de kazâ ve kadere îman konusudur. Aynı zamanda Kelâm ilminin de üzerinde en çok tartıştığı meselelerden biri olan bu konuda asıl problem çocuklara ne zaman ve ne kadar bilginin verileceği meselesidir. Zîrâ burada zorluk hem konunun anlaşılmasında farklı düşüncelerin söz konusu olması, hem de kazâ ve kader konusunun diğer bazı îmân esasları gibi soyut bir nitelik arz etmesidir. Yine de yerli yerinde kullanılacak ifâdelerle bu esâsın da öğretimi mümkündür.

Abone Ol

En son haberleri doğrudan gelen kutunuza alın. Asla spam yapmayız!

Sosyal Medya Hesapları

Mesaj Bırak