Cevizin ihtivâ ettiği antioksidanlar beyinde protein depolanmalarına mâni olabilir ve böylece Alzheimer’ın önüne geçebilir veya mevcut bir Alzheimer hastalığının ilerlemesini yavaşlatabilir. ABD’de yapılan bir bilimsel çalışma bu netîceye vardı. Serbest radikallerin oluşturduğu zararlar hastalığın sebeplerindendir. Ceviz çok sayıda antioksidanın yanısıra (bir Omega-3 yağ asidi olan) alfa-linolenik asit de içerir.
Sanâyileşmiş ülkelerin nüfûsu giderek yaşlanmakta, uzun ömür beklentisi artarken doğum oranları düşmüş durumda. Bakıma muhtaç insanların bakımının yapılması zor da olsa hâlen mümkün. Gelecek yıllarda ve on yıllarda da yaşlı nüfus giderek daha artacak. Bilim insanlarının bilhassa yaşlı insanların yakalandığı ve özel bakım ihtiyâcını arttıran hastalıkların tedâvi yöntemlerini bulması/geliştirmesi artık daha önemli.
Alzheimer bu hastalıklardandır. Demans/Bunamanın bu çeşidi günümüzde tedâvi edilebilir değildir, ilaçlar sâdece hastalığın ilerlemesini yavaşlatabilir. Ve bu da her zaman başarılı değildir. Alzheimer’ın belirtilerinin belli proteinlerin beyinde depolanması netîcesi ortaya çıktığı biliniyor. Sağlıksız beslenme, vücutta zehirli maddeler birikmesi, aşılardaki ağır metaller, az hareket etmek ve daha birçok faktörler Alzheimer riskini yükseltir. Oksidatif stres ve vücuttaki iltihaplanmalar da Alzheimer’ın ortaya çıkmasında önemli rol oynar.
CEVİZ ALZHEİMER’DAN KORUR
Amerika’da New York Eyaleti Gelişim Bozuklukları Temel Araştırma Enstitüsü’ndeki bilim insanları cevizin, Alzheimer hastalığı riskine karşı etkilerini araştırdı. Çünkü ceviz antioksidanları ve Omega-3 yağ asitlerini çok yüksek miktarda ihtivâ eder, serbest radikalleri zararsız hâle getirir ve iltihapları önler. Araştırmacılar kullandıkları denekleri (fâreleri) üç gruba ayırdı. Gruplardan biri kontrol grubu oldu ve ceviz içermeyen yemle beslendi. Diğer 2 grubun yeminin % 6-9’u ceviz oldu.
Cevizle beslenen fârelerin öğrenme ve hatırlama kâbiliyeti arttı, kontrol grubuna göre daha az korktular ve daha iyi motor becerileri oldu. Üstelik bu deneklerde Alzheimer belirtileri ya hiç görülmedi ya da zayıf olarak görüldü. Bu hayvanlar bu şekilde ve ceviz oranı da arttırılmış olarak beslendiği sürece kontrol grubundaki deneklerle aralarındaki fark daha belirgin hâle geldi.
CEVİZ ZİHİN GÜCÜNÜ YÜKSELTİR
Çalışmanın direktörü Dr. Abha Chauhan, cevizin zihin ve hâfıza performansına pozitif etki yaptığına dâir bugüne kadar yapılmış çok sayıda başka çalışmalar da olduğunu vurguladı. Onların çalışması ise cevizin Alzheimer riskine karşı daha başka etkilerini öğrenmek üzere insanlar üzerinde yapılacak testler için bir temel sunuyor. Besin desteği olarak günlük beslenmemizin en az % 6-9’u miktârında ceviz, insanlar için 30 ilâ 45gr’dır.
SERBEST RADİKALLER ALZHEİMER’A SEBEP OLUYOR
Araştırmacılar Alzheimer hastalarının beynindeki protein depolanmalarının serbest radikallerden kaynaklanıyor olabileceğini açıkladılar. Ceviz ise antioksidan özelliklerinden dolayı hem koruyucu olarak hem de hastalığın seyrini yavaşlatma mânâsında faydalıdır.
Ceviz daha birçok hastalıkları önler. Bunlar arasında kanser ve kalp-damar hastalıkları da vardır.
MEME KANSERİNE KARŞI CEVİZ
Kadınlar (aynı zamanda erkekler de), günlük beslenmelerine bir avuç dolusu ceviz ekleyerek muhtemel bir meme kanserine karşı önlem alabilirler. Amerika’da yapılan bir çalışma cevizin iltihap önleyici hücre koruma maddelerini araştırdı ve hayret verici netîceleri ortaya koydu. Bizi kanserden koruyabilecek olansa, cevizin içerdiği çeşitli maddelerin en uygun şekilde birlikte çalışmalarıdır.
MEME KANSERİNE KARŞI PROFLAKSİ/KORUNMA OLARAK CEVİZ?
Ceviz yıllardır sağlık haberlerinde olumlu manşet olmuştur. Herşeyden önce kansere karşı koruyucu tesiri olduğu bahis mevzuudur. Amerika Batı Virginia Marshall Üniversitesi’ndeki bilim insanları yenilerde cevizin potansiyel meme kanserlerine karşı etkisini araştırdı. Burada, kadınların (ve erkeklerin de) zahmetsizce uygulayabileceği önlemlere dâir şaşırtıcı bilgiler ortaya çıktı.
Dr. Elaine Hardman liderliğindeki araştırma grubu, az bir miktarda cevizin meme kanserine yakalanma riskini bâriz şekilde düşürebildiğini Beslenme ve Kanser (Nutrition and Cancer) dergisinde bildiriyor. Bu superfood olan yemişin hücreler üzerindeki koruyucu özelliklerini aktive etmek ve hücreleri muhtemel tümör oluşumlarına karşı korumak üzere günde ortalama 50 gr ceviz yenmelidir.
HER GÜN CEVİZ: MEME KANSERİ RİSKİ YARIYA İNİYOR
Cevizle zenginleştirilmiş uzun vâdeli bir beslenmenin kansere karşı etkisini araştırmak için meme kanserine kalıtsal yatkınlığı olan deney fâreleri kullanıldı. Her ne kadar hayvanlar üzerinde yapılan araştırmalara her zaman eleştirel yaklaşılması gerekiyor olsa da fâreler böyle bir araştırma için iyidir çünkü insanlar ve bu hayvanlarda meme kanseri oluşumu çok benzer seyreder.
Deneyde iki grup fâre karşılaştırıldı. İlk grup, cevizin besleyici maddelerini direkt olarak yemlerinin içinde aldı veya anne karnındaki fâre indirekt olarak annesinin kanından veya yeni doğmuş olan annesinin sütünden aldı. İkinci grup fârelere ise hiç ceviz verilmedi.
Cevizle beslenen grupta meme kanseri riski kontrol grubununkine nazaran yarıya düştü. Cevizle beslenmeye rağmen tümör geliştiren ilk grup fârelerdeki bu durum ikinci grupla karşılaştırıldığında yine düşük oranda kaldı. Buradaki genetik analizler gösterdi ki düzenli olarak ceviz tüketildiğinde fâreler ve de insanlardaki meme kanseriyle ilgili genler değişiyor.
CEVİZ – KANSER DURDURUCU BİLEŞİM İÇEREN SUPERFOOD
Hardman cevizin içindeki hiçbir maddenin tek başına kansere karşı etkili olamadığını vurguluyor. Görünüşe göre cevizdeki en az 3 maddenin biyokimyâsal bileşimi potansiyel kanserlere karşı etkili. Bu maddeler içinde, önceki araştırmalarda kansere karşı etkisi belirgin olarak ortaya çıkan esansiyel Omega-3 yağ asitlerinin mühim bir rolü var. Bu çalışmada ayrıca, cevizdeki sağlıklı Omega-3 yağ asitlerinin daha sağlıksız katı yağları nötralize edebildiği ve böylece organizmanın korunmasına katkıda bulunduğu gösterildi.
Cevizin düzenli olarak tüketilmesi Omega-3 ve Omega-6 yağ asitleri arasındaki oranın dengede tutulabilmesine de sebeptir. Bol yağlı hayvansal gıdâlar (kırmızı et, tavuk, yumurta) yiyen ve yine çok fazla tahıl ürünleri tüketen insanlar Omega-6 yağ asitlerini bünyelerine aşırı derecede almış demektir. Bunun çok fazla alımı ise hormon dengesini bozar ve netîcesinde kanser ortaya çıkabilecek iltihâbî hastalıklara sebep olur. Kansere yol açabilen LDL-kolesterol değerleri de yine Omega-3 yağ asitleri vesîlesiyle düşürülebilir.
İLAÇ YERİNE GEÇEN GIDÂLAR
Meme kanseri üzerine yapılan çalışma doğal gıdâlarımızda hangi kuvvetlerin saklı olduğunu bir defa daha ortaya koydu. Elbette endüstriyel beslenmenin çekiciliğine karşı koyamıyoruz ve aynı zamanda da arasıra ceviz yiyerek sağlık problemlerimizin çözüme kavuşmasını bekliyoruz.
Sağlıklı bir beslenme günlük karar vermektir.
Dr. Hardman bunu şöyle özetliyor:
Gıdâ maddeleri ilaç gibi etki gösterebilir. Çalışmalardan ortaya çıkan şu ki kanserin sebepleri arasında herşeyden önce, uygun olmayan bir beslenme şekli vardır. Hardman gelecekte, hattâ yakın bir gelecekte beslenmemizin ve bununla birlikte beslenme alışkanlıklarımızın değişmesinin kanserle mücâdelede en büyük silâhımız olacağını söylüyor.
Ferda Ümit Gedik (Eylül 2016)
Kaynak
http://www.zentrum-der-gesundheit.de/walnuesse-gegen-brustkrebs-ia.html#ixzz3pbLUYWaV
http://www.zentrum-der-gesundheit.de/alzheimer-mit-walnuessen-vorbeugen-100001.html#ixzz3pbKqPZMT
Abone Ol
En son haberleri doğrudan gelen kutunuza alın. Asla spam yapmayız!
Mesaj Bırak