Ara

Bu Zaman Âhir Zamandı / Abdülkādir Geylânî (rh.a)

Bu Zaman Âhir Zamandı / Abdülkādir Geylânî (rh.a)

Sālih kişi āilesini Allâh'a emânet eder, O’na teslîm eder. Günahkâr münâfık kişi ise āilesini; parasına, maddî varlığına, sanatına ve akarına teslîm eder. Şüphesiz ki bunların âkıbetleri fakirliktir.

Allâh'ım! Dînine yardım etmek için dünyâyı talep eden kullarına ver. Senin rızānı kazanmak için âhireti isteyene ver. Allâh'ım! Riyâ olarak âhireti isteyene verme. Allâh'ım! Dünyâyı sırf dünyâ için isteyene verme.

Benim sözlerimi samîmî hâlis niyetle alın, başka bir mānâya çekerek almayın. Şâyet sözlerimi hâlisâne bir şekilde alırsanız kurtuluşa erersiniz. Benim sözlerim samîmî ve hâlis ise siz de kurtuldunuz demektir. Yok eğer bunun zıddı ise sizler kurtulursunuz ama ben hüsrâna uğramış olurum.

 

Yaratılanlar Üç Sınıftan Birinde Bulunurlar:

1-Melek

2-Şeytan

3-İnsan

Melek sınıfında kişi tamâmen hayır içerisinde demektir. Şeytan sınıfında ise tamâmen şer içerisinde demektir. İnsan ise hem şerde hem de hayır kısmında bulunur. Hayır kısmı galebe çalarsa melek sınıfına dâhil olur, yok eğer şer kısmı galebe çalarsa; şeytan kısmına dâhil olur.

Ey cemâat! İslâm ağlıyor, İslâm yardım istiyor. Elini başına koymuş; şu günahkârlardan, şu fâsıklardan, şu dalâlet ve bid’at ehlinden, şu zālimlerden, yalancı şâhit elbisesi giyen şu kimselerden, sāhip olmadıkları erdemleri kendilerinde var gibi gösteren şu kimselerin elinden kurtulmak için yardım istiyor.

Kalbin ne çok katılaştı! Kaskatı oldu! Köpek avda, ekinde, sürüde ve bekçilikte sāhibine ne de çok bağlı! Sāhibini gördüğünde ona karşı ne de tabasbus yapıyor, halbuki köpek bütün bunları birkaç lokma için yapmaktadır. O köpeğin sāhibi akşamları az bir ekmek yedirmekle köpekten bu tür davranışları görüyor. Oysa ki sen her gün Allâh'ın nimetlerini yiyorsun, hem de tıka basa doyuyorsun, fakat O’nun isteklerine gelince ayak diretiyorsun. O'nun senden istediklerini yapmıyorsun. O’nun emrine karşı geliyorsun. O’nun dîninin ölçülerine riāyet etmiyorsun.

Ey evlâdım! Gerek fakirlik, gerekse sabır ve selâmet konularında Allah’tan başka hiçbir şeye güvenme. Muhtaçlığını Allah (cc) ile zenginleştir. Zîrâ maddî zenginlik, insanı Rabbine karşı azdırır ve unutturur, dünyâ hayâtını tercîh ettirir, Allâh'ın emirlerine karşı hevâsını, kötü tabiatını ve nefsini tercîh ettirir. Oruca karşı yemeği, helâle karşı harâmı, uyanıklığa karşı gafleti, tevbeye karşı günah işlemeyi tercîh ettirir.

Yazıklar olsun sana! Günahların apaçık ortada, hayâ sāhibi ol.

Bu zaman âhir zamandır. Bu zaman insanlara Hakk’ın dışındaki şeyleri tercîh ettirmede etkilidir. Zāhirini yırtıp bâtına ulaşman gereklidir. Kapısına kilit vurulmuş, ahşaptan yapılmış metruk bir eve yanmaktan başka ne uygun olur ki? Mü'min, Allâh'a itāat eder, günahları terk eder. O halvet hâlinde de celvet hâlinde de Allâh'ı birler. Onun dünyâya kızgınlığı onu boşamaya kadar gitmiştir. Oysa ki dünyâ onun peşini bırakmamaktadır.

Malınla ne yapabilirsin ki? Onlar senden bir anlık bir sıtmayı defeder, onun hemen peşi sıra da ölüm gelir. Malın senden ölümü defedebilir mi? Hakk adamlarına yapış, onların yanında dünyâ denizinde boğulmuş öyle mecnunlar var ki onlar hastayı tedâvî eder, boğulanı kurtarır, acı çekenlere merhamet ederler. Bu tür kişileri tanıdığın an hemen bunların yanında yerini al, şâyet onu tanımazsan; o zaman sen kendine ağla. Kadere rızā gösterenlerin yüzünde kader tebessüm eder ve onların ellerinden tutarak onları Hakk’ın huzuruna götürür. Onlara kapıları açar ve onları Hakk’a yakınlaştırır. İşte o zaman onlar Allâh'ın taraftarları olurlar. Bu heves değildir. Bunun aslı kemâldir. Kadere muvâfakat ediniz, kaderle hasımlaşmayınız. Zîrâ kadere galebe çalamazsınız. Kadere yaslanırsanız ona uyum sağlarsınız.

Bir mezara git ve ölülere şöyle seslen:

Ne ile karşılaştınız? Neye dönüştünüz? Nerede āileleriniz, evlatlarınız, evleriniz, mallarınız? Nerede gençlik? Nerede kuvvetiniz? Nerede verdiğiniz emirler, yasaklarınız? Nerede almanız, vermeniz? Nerede sevgileriniz, şehvetleriniz? Sen bu soruları onlara sorunca sanki onlar da şöyle cevap verecekler:

- Dünyâda arkamızda bıraktığımız şeylerden dolayı pişmânız. Dünyâda iken âhiret hayâtı için yaptığımız iyilikler, hayır ve hasenatlar için ise sevinmekteyiz. Aklınızı başınıza alınız, pek yakında sizler de öleceksiniz.

Ey Rabbimiz! Dünyâda da âhirette de bize iyilik ver ve bizi cehennem azâbından koru! (Bakara, 2/201)

 Temmuz 2022, sayfa no: 14-15

Abone Ol

En son haberleri doğrudan gelen kutunuza alın. Asla spam yapmayız!

Sosyal Medya Hesapları

Mesaj Bırak