Her şey kendi içinde bir bütündür. Beşer, beşerin babası Âdem (as) ile başlar, kâinâtın son bulmasıyla biter. Bütün insanlar aynı vatanda, aynı havayı teneffüsle, beşerî ihtiyaçlarını karşılamak sûretiyle birdirler. Bu bütün içinde farklılık îmandadır. Ey insanlar diye hitâb edilirken, ey îmân edenler ve ey müttakîler diye de sınıflara ayrılır. En sonunda değer yargısı ne ette ne kemikte, ne şekil ve şemâilde, ancak takvâdadır buyurur her şeyin hālikı Allâhü zülcelâl.
Allah, sizin sûretlerinize ve mallarınıza bakmaz, ancak kalplerinize ve amellerinize bakar.1
Yaratılanı yaratandan ötürü sevmek vahdete ne güzel misâl.
Yûnus Emre der:
“Ben gelmedim dâvâ için, benim işim sevi için
Dost’un evi gönüllerdir, gönüller yapmağa geldim.”
Sevgili Peygamberimiz (sav), yanından geçen bir cenâze için ayağa kalkmış, orada bulunanların kendisine bunun bir Yahudi cenâzesi olduğunu haber vermeleri üzerine, “O da bir insan değil miydi?” buyurmuştur.2 Birlikte yaşamayı öngören Medîne vesîkası vatanı muhâfaza etme gāyesiyle halkı bir arada tutmayı başarmış, evrensel hukûkun temellerini atmıştır.
İçiyle barışık olmayan dışıyla barışık olmaz. Mü'min rahmet unsurudur. Âlemlere rahmet olan Sevgili Peygamberimiz (sav) vedâ hutbesinde “Ey İnsanlar!” diye verir mesajını. “Ey insanlar! Biliniz ki Rabbiniz birdir, atanız da birdir. Hepiniz Âdem’densiniz, Âdem de topraktandır. Arap’ın Arap olmayana, Arap olmayanın Arap’a, beyazın siyaha, siyahın beyaza hiçbir üstünlüğü yoktur. Allah katında üstünlük ancak takvâ iledir.”3
Fatih Sultan Mehmed savaş korkusu ile şehirden kaçmış olanların evlerine dönmelerini ve herkesin, önceden olduğu gibi, kendi evinde kendi örf ve âdetlerine ve de kendi dînine uygun olarak yaşamasını (emretti). Ötekileştirme değil, kendinden farklı diğer insanları aşağılama ve düşman hâline getirmenin yerine dostluğuna vesîle olmaktır. Rabbimiz buyurur: “İyilikle kötülük bir olmaz. Sen (kötülüğü) en güzel bir şekilde önle. O zaman seninle arasında düşmanlık bulunan kimse, sanki candan bir dost olur.”4 Sevgili Peygamberimiz (sav) canına kastedenlere şöyle duā eder: “Allâh'ım! Kavmimi bağışla, onlar bilmiyorlar; bilselerdi yapmazlardı.”5 Îsâ (as) müşrikler için şu şekilde yalvarır Rabbimize (cc): “Şâyet onlara azâp edersen, şüphesiz onlar, bu cezâyı hak etmiş olsalar bile, Sen’in affına muhtaç âciz kullarındır ve eğer onları bağışlarsan, şüphesiz merhamet ve hikmetinle bunu yapmaya da kādirsin. Zîrâ Sen, sonsuz kudret ve hikmet sâhibisin.”6
Hayvanlar âlemi kendi arasında hücresel, metabolizma, solunum ve sindirim sistemleriyle aynı özellikleri taşıyan bir bütündür.
Bitkiler tohum, kök, gövde, damarlı ve tohumlu diye farklılık arz etse de hepsinin ortak adı bitkiler âlemidir.
Semâvât; güneş, ay, gezegenler, yıldızlar, galaksiler ve daha nice gök cisimleriyle donatılan bir âlemdir. Hepsi bir gāye için mevcûdiyetini korumaktadır. “İster melek, ister insan olsun, göklerdeki ve yerdeki bütün varlıklar, Rahmân’ın huzûruna ancak âciz birer kul olarak çıkacaklardır.”7
“Yedi kat gök, yer ve bunların içindeki her şey, O’nun varlığını, birliğini, sınırsız kudret ve yüceliğini, hikmet ve bilgisini haykırarak tesbîh etmektedir; varlıklar âleminde O’nu övgüyle anmayan hiçbir şey yoktur! Ne var ki, siz onların bu haykırışlarını işitemez, tesbihlerini tam olarak anlayamazsınız.”8
Kâinat, birliğe işârettir. Sorumsuz varlıklar bu tesânüdü oluştururken, sorumlu olan insanoğlu bu konuda hassâsiyetini korumalıdır. Sevgili Peygamberimiz (sav) "Mü'minleri kendi aralarındaki merhametleşmelerinde, sevişmelerinde, yardımlaşmalarında bir vücut gibi görürsün. Ki vücûdun bir organı ağrırsa, vücûdunun kalan kısmı uykusuzluk ve hummâ ile o organ için birbirini çağırır."9
Birbirinize ta’zîm edin
Berâber olun da gidin
Hep bir kardeş idi adın
Yönünü dönderdin neden?
Hepiniz bir vücud olsun
Berâber suyunuz gelsin
Kalb havuzunuz dolsun
Bendini ayırdın neden?
Düşenlerini tutmalı
Kalgınlıklarını yedmeli
İçinden kîni atmalı
Yaramaz ahlâkın, neden?
Hacı Hasan Efendi (ks)
*Yedmeli: Tekrar kardeşlik halkasına katmalı.
Gönülde birlik, mîdeye kadar uzanır.
Enfüs ve âfakta, içte ve dışta birlik.
Yûnus Emre der:
“İkilikten usandım birlik hânına kandım
Derd-i şarâbın içtim dermânım yağma olsun
Varlık cun sefer kıldı dost andan bize geldi
Vîran gönül nur doldu cihânım yağma olsun”
Enfüste Rabbimize yönelirken bütün âzâlarıyla, âfakta da insanların acısını acı, derdini dert edinen Ebu’l-Hasan Harakânî (ks):
“Tâ Türkistan’dan Şam’ın kapısına kadar olan alandaki kimselerden birinin parmağına batan diken benim parmağıma batmıştır. Türkistan’dan Şam’a kadar olan yerlerde birisinin ayağı taşa çarpsa onun acısını ben duyarım. Bir kalpte üzüntü olsa o kalb benim kalbimdir”10 der.
Birliği bozacak kötü huylardan kaçınmayı öğütler dînimiz. “Birbirinize kin beslemeyin, birbirinize haset etmeyin, birbirinize sırt çevirmeyin. Ey Allâh’ın kulları! Kardeş olun!”11
Birlikten güç doğar. “Mü'minler, birbirini destekleyen bir binânın tuğlaları gibidir.”12 Âyet-i Celîle’de: “Allâh’a ve Resûlü’ne itâat edin, birbirinizle çekişmeyin. Sonra gevşersiniz de gücünüzü kaybedersiniz. Sabırlı olun. Çünkü Allah sabredenlerle berâberdir.”13
İbâdette bütünlük var. Hadis-i şerifte “Cemâatle kılınan namaz, tek başına kılınan namazdan yirmi yedi kat daha fazîletlidir.”14 Ayette “Ey inananlar, hepiniz kötülüklerden, günahlardan tövbe edip topluca Allâh’a yönelin ki dünyâda ve âhirette kurtuluşa erebilesiniz.”15 buyrulur.
“Hep birlikte, Allâh’ın yeryüzüne uzatmış olduğu Kur’ân ipine ama tümüne sımsıkı sarılın; sakın ondan ayrılmayın!”16
Tabiat birbiriyle sarmaş dolaş âdetâ. Karşılaşan iki sevgiliden muhabbet kokar.
“Yağmur toprağa kavuşunca coşar.
Toprak o zaman bir başka kokar”
Hava çevreye bambaşka rehâvet verir. Kokuşmayı önler tabiatı temizler.
Toprak çiğnesen de çiğnemesen de etmez şikâyet. Ne ekersen onu büyütür. Yaramaz maddeleri atsan, yine de ses çıkarmaz. Güneş yer ayırmaz her yere doğar. Kâinât bu tesânüdü gösterince, insanoğlu mü'minler arasında iyilik ve takvâda yardımlaşır. Gayri müslimler için de hidâyet diler Rabb-i Zülcelâl’den.
Dipnotlar:
1 Müslim, Birr, 34.
2 Buhârî, Cenâiz, 49; Nesâî, Cenâiz, 46.
3 İbn Hanbel V, 411. Hadislerle İslâm, 5/331.
4 Fussilet 41/34.
5 Buhârî, Enbiyâ 54, İstitâbetü’l-mürteddîn 5; Müslim, Cihâd 105. Ayrıca bk. İbni Mâce, Fiten 23.
6 Mâide 5/118.
7 Meryem 19/93.
8 İsrâ 17/44.
9 Müslim, Birr, 66; B6011 Buhârî, Edeb, 27.
10 Ferîdüddin Attâr, Tezkiretü’l-Evliyâ (Seha Neşriyat, İstanbul, 1983), 728.
11 Buhârî, Edeb, 62.
12 Buhârî, Salât 88, Mezâlim 5; Müslim, Birr 65. Ayrıca bk. Tirmizî, Birr 18; Nesâî, Zekât 67.
13 Enfâl 8/46.
14 Buhârî, Ezân, 30; Müslim, Mesâcid, 249.
15 Nûr 24/31.
16 Âl-i İmran 3/103.
Eylül 2024, sayfa no: 4-5-6
Abone Ol
En son haberleri doğrudan gelen kutunuza alın. Asla spam yapmayız!
Mesaj Bırak