Dyt. Uzm. Fatma Yıldız Arslan
DİYET YAPARKEN EKMEĞİ HAYÂTIMIZDAN ÇIKARMAK
Diyet yaparken ya da günlük beslenmede kalori kısıtlamasında bulunmak amacıyla önce ekmek tüketmeyi bırakıyoruz. Ancak ekmeğin vücuda iki büyük faydası var:
1. Kan şekerini dengeliyor.
2. Sinir sistemi için çok gerekli olan vitaminlerin alımına katkıda bulunuyor.
Ekmek tüketiminin miktârı kişinin kilosuna, cinsiyetine veya çalışma temposuna göre değişkenlik gösterebilir. Sağlıklı bir insanın her öğünde ortalama ikişer dilim ekmek tüketmesi fazla olmayacaktır. Gün içinde bir kişi en az 6-8 dilim tüketebilir.
Ekmek tahıl grubu bir yiyecektir. Diğer tahıllarla değişiklik yapılarak tüketilebilir. Meselâ bir dilim ekmek yerine öğününüzde 2-3 yemek kaşığına karşılık gelecek pilav -özellikle daha sağlıklı olan bulgur pilavı- veya 5-6 yemek kaşığı kurubaklagil tüketebilirsiniz. Ekmek veya pilav yemek istemezseniz, bir kâse çorba içebilirsiniz. Ekmeğin cinsi tam buğday, çavdar veya kepekli olmalı.
-Düşük kalorili diyetler
Manken diyetleri, mucize diyetler, sâdece protein ya da sâdece sebze-meyve gibi tek yönlü diyetlerin zararları bilimsel ortamlarda sürekli vurgulanmasına rağmen medyatik ve ticârî amaçlarla maalesef bu diyetler gündemdeki yerini hâlen korumaktadır. Düşük kalorili diyetler kısa sürede kilo verdirse de sâdece su ve kas kaybına sebep olur ve yağ kaybı sağlamaz. Dolayısıyla kişi yüzünde bir incelme farketse dahi özellikle karın ve basen kısmında incelme olmaz. Bu tür diyetler çok düşük olan karbonhidrat içerikleriyle su ve elektrolit dengesinde bozukluk, kalsiyum ve sodyum atımında artış, osteoporoz, hiperlipidemi ve gut gibi riskler taşır. Ayrıca, çok düşük kalorili diyetlerin birçok mikro besin öğesinden yoksun olduğu düşünülürse ciddî vitamin-mineral kayıpları ve bunların doğuracağı sorunlar da unutulmamalıdır. Bu tür diyetlerde enerji alımını azaltmak için öğün atlanmasıysa metabolik hızın düşmesine; böylece ağırlık kaybının zorlaşması, yavaşlaması, hattâ durmasına sebep olur.
DOĞRU DİYET Mİ ACABA?
Size verilen programı kontrol edin:
Tüm besin grupları bir günlük diyet içinde yer alıyor mu?
Bu besinler her zaman alışveriş yaptığınız süpermarket veya manavda var mı?
Yaşam tarzınıza ve bütçenize uygun mu?
Program sevdiğiniz besinleri yemenize de müsaade ediyor mu?
Sâdece birkaç hafta değil ömür boyu uygulayabileceğiniz bir program mı?
Zayıflama hapları, karışımlar ve diyet form çaylar kullanmak
Bitkisel olduğu iddia edilen çeşitli haplar son derece sakıncalıdır. Bâzılarının vücut yağında azalmaya yardımcı olduğu söylenirken, bâzılarınınsa tokluk hissi vererek besin alımını azalttığı bilinmektedir. Ancak besin alımının yanlış bir dengede azaltılmasıyla elde edilen sonuçlar ortadadır. Yapılan araştırmalar netîcesinde, bâzı hapların içerisinde Kafein ve Sitrus Uranyum maddelerinin bulunduğu ve bu maddelerin, birleşip kana karıştıklarında kâlp atışlarını hızlandırdığı ve hattâ ölümlere yol açtığı ifâde edilmiştir. Zayıflama haplarının etkili olduğu ancak kâlbe zararlı yan etkilerinin bulunduğu ve hattâ ölümlere yol açtığı artık kanıtlanmış bir gerçektir.
Piyasada satılan bâzı toz karışım ve içeceklerinse aynen yanlış uygulanan diyetler gibi vücut yağında kayıp sağlamadığı bilinmektedir. Bu gibi ürünler diüretik (idrar söktürücü) etkileriyle su kaybı gerçekleştirir, yâni kaybedilen kilonun sahte olduğu söylenebilir. Aynı zamanda laksatif etkisiyle bağırsakları çok çalıştırarak yiyeceklerin kolay atılımını sağlar. Bu tür diyet çaylar ve ilaçlar bağırsağın kendi kendine çalışmasını durdurur ve ilerleyen dönemlerde bağırsak tembelliğine sebep olurlar, hattâ artan kolon kanserlerinin sebeplerinden biri de sürekli laksatif kullananarak tembelleştirilmiş bağırsaklardır.
DİYETTE MEYVEYİ KISITLAMAK:
Meyve ve sebzeler vitamin, mineral ve lif açısından en doğal ve en kaliteli besinlerdir. Son dönemde Karatay diyetleri gibi meyve tüketimini sınırlayan diyetler insan sağlığını tehdit etmekte ve hattâ geri dönüşümü olmayan hastalıklara sebep olmaktadır.
Vücûdumuz çalıştığı müddetçe glukoz dediğimiz şekere ihtiyaç duyar; bunun eksikliği halsizlik, baş ağrısı, yorgunluk, isteksizlik başta olmak üzere birçok rahatsızlığa sebep olur. Meyveler en doğal glukoz deposudur (fruktoz). Aynı zamanda düşük kalorilidir. Vücûdun ihtiyacı olan glukozu (şekeri) meyvelerden karşılamazsak daha kalorili olan ve doğal olmayan çikolata, kek, baklava vs. gibi şeker kaynaklarından karşılamaya kalkarız ki bu da hızlı kilo alımı ve şekilsiz yağlanma, şeker hastalığı, kalp ve koroner rahatsızlıkları, kabızlık vs.ye sebep olur. Meyvelerin faydaları ve yenmemesi hâlinde oluşabilecek zararlar yazılmaya kalkılsa sayfalar alır. Günde ortalama 4-5 porsiyon meyve tüketimi sağlıklı bir vücûda sâhip olmak için gereklidir.
DİYABETLİLER MEYVE YİYEBİLİR Mİ?
Diyabet hastaları günlük karbonhidrat miktârını iyi ayarlamalıdır. Ekmek, pilav, kurubaklagil ve meyve şeker hastalarında ilk uzaklaştırılan yiyeceklerdir. Hâlbuki günlük beslenmeden tamâmen çıkarmak yerine ölçülü miktarlarda tüketmek daha doğru olur. Her diyabet hastası günde ortalama 2-3 porsiyon meyve yemelidir. Meyvelerden glisemik indeksi yüksek üzüm, muz, kayısı, dut ve inciri daha az; elma, şeftali, erik, kivi, portakal vb. meyveleri daha çok tercih etmelidir. Ayrıca meyve yerken yanında ekmek, peynir, süt veya yoğurt gibi proteinli bir besin alırsa şekeri daha az yükselir.
KOLESTEROL HASTALARININ HİÇ ET YEMEMESİ
Vücûdumuz kolesterolün yüzde 80’ini kendisi üretir, yüzde 20’lik bölümünü ise gıdâlardan alır. Dışarıdan da bol bol kolesterol aldığımızda kanımızdaki oranı yükselir. Bu, risklerin birini arttırmak anlamına gelir. “Kolesterol hastaları et yememeli” diye kesin bir olgu yoktur, sâdece etin miktarına dikkat edilmesi gerekir. Özellikle tavuk ve balıketi tercih edilmelidir.
SODA İÇEREK ZAYIFLAMAK
Soda sindirime yardımcı olan, hazmı kolaylaştıran bir içecektir. Fakat bu özellikleri ile yağ yakımına sebep olmaz. Ayrıca muhtavâsında yüksek oranda sodyum bulunduğundan, hipertansiyon hastalarının tansiyonunu yükselterek risk oluşturabilir.
ÖĞÜN ATLAMAK
Öğün atlamak bir sonraki öğünde çok daha fazla besin tüketimiyle kilo almaya yol açacaktır. Bu sebeple öğünleri zamanında tüketmelisiniz. Diyet bir beslenme disiplinidir, aksi halde sağlık sorunları ve bedende şekil bozuklukları ile karşılaşabilirsiniz.
GÜNDE 3-4 LİTRE SU İÇMEK
Su, vücutta oluşan toksik maddelerin atılması için gereklidir. Sodyum, flor, potasyum, kalsiyum ve klor minerallerini içerir. Günde ortalama iki litre tüm vücut ihtiyâcını karşılamak için yeterlidir. Fazla tüketimi böbreğin fazla çalışmasına ve vücut elektrolit dengesinin bozulmasına sebep olur.
SABAHLARI AÇ KARINA LİMON VE GREYFURT SUYU İÇİLMESİ
Aç karna alınan asitli içecekler mide rahatsızlığına sebep olur. Limon ve greyfurt gibi asitli içecekler vücuttan sodyum atımını artırır. Tansiyonu düşürür. Tansiyonu zâten düşük olan kişilerde bu durum riskli sonuçlar doğurabilir.
AÇ KARNINA EGZERSİZ YAPMAK
Açken yapılan fiziksel aktivite kişinin kan şekerini çok fazla düşürürken, hemen yemek ardından yapılan aktivite kalbe yük getirecektir.Tavsiye edilen, yemekler yendikten ortalama bir-bir buçuk saat sonra, kan şekerinin yükselme ânında yapılan düzenli egzersizdir.
AKŞAM 5’TEN SONRA YEMEK YEMEMEK
Bir kişinin ortalama açlık süresi 5-6 saattir. İki ana öğün arasında veya ana öğün ile uyku arasında bu kadar süre olmalıdır (en az dört saat). Ana öğün ve bir ara öğün arası da iki saat yeterlidir. Daha uzun süre açlıklarda kan şekeri düşer. Daha kısa süreli olursa da yenilen yiyecekler hazmedilmeden hızlı depolanır. Dolayısıyla kişi saat kaçta yatacaksa en az dört saat önce ana öğünü, iki saat önce de meyve veya süt gibi ara öğünü almalıdır. Meselâ onikide yatıyorsa en geç sekizde, üçte yatıyorsa (gece metabolizma yavaş çalıştığından) en geç dokuz on gibi yemeğe son vermelidir.
Abone Ol
En son haberleri doğrudan gelen kutunuza alın. Asla spam yapmayız!
Mesaj Bırak