Ara

Ben Ebû Mahzûre

Ben Ebû Mahzûre

Biraz farklı bir insanım. İnsanlarla eğlenmek, bazen onları alaya almak Müslüman olmadan önceki âdetlerimdendi. Şimdi düşünüyorum kendime çokça ah çekiyorum. Size yaşadıklarımdan bahsetmek istiyorum ötelerden. 

Bir gün Hz. Peygamber (sav) Huneyn savaşından dönüyordu. Ben de hepsi Mekkeli olan on kişilik bir grup gençle beraberdim. Gönlüm gerçek anlamda İslâm’a ısınmamıştı. Bu esnâda Rasûlüllâh’ın müezzini ezan okumaya başladı. Biz de bir köşeye saklanıp müezzinin sesini alay ederek tekrarlamaya başladık. Yaptıklarımızı Rasûlüllah da duymuştu. Ezan bittikten sonra:

- “Şunların içinde güzel sesli biri var.” diye gönderdiği adamlar bizi alıp O’nun huzuruna götürdüler. Çok korkmuştum. Yaptığımın cezâsını çekecektim sanırım. Yanına vardığımızda:

- “Güzel sesli hanginiz?” diye sordu.

Arkadaşlarım beni gösterdiler. Rasûlüllah beni yanına çağırdı ve ezan okumamı istedi. Bu esnâda Hz. Peygamber’den hiç hoşlanmıyordum. Yaşantısı bana ters geliyordu. Anlayacağınız câhiliyye âdetleri bende de vardı. Az önce dediğim gibi yaptıklarımdan dolayı çok korkmuştum ve sığınacağım kimse de yoktu. Çâresizlik içerisinde önünde ezan okudum. Ezanı bitirdiğim zaman yüzüne bir tebessüm gelmiş çok mutlu olmuştu. Sonra bana bir miktar para verdi. Daha sonra da alnımı öpüp sırtımı sıvazladı. Çok şaşkındım. Ama içimden ona doğru coşkun bir muhabbet deryâsı gürül gürül akmaya başlamıştı. Bugüne kadar ailem dâhil kimse bana bu denli sevgiyle muamelede bulunmamıştı. Bunun üzerine ben de:

- Ey Allâh’ın elçisi, Mekke’de ezan okumama izin verir misin? dedim. O da izin verdiğini söyledi. İşte o anda bende, Rasûlüllâh’a karşı duyduğum hoşnutsuzluktan eser kalmadı, gönlüm O’na karşı sevgi ile doldu. Mekke’ye geldim ve O’nun emriyle müezzinlik yapmaya başladım.

Demem o ki; yıllarca İslâm’a cephe alan biz Mekkeliler, Mekke’nin fethinden sonra İslâm’a girmek durumunda kalmıştık. İslâm’ı isteyerek benimseyenlerin yanında istemeyerek kabûl edenler de bulunmaktaydı. Ben de İslâm’a gönül rahatlığıyla inananlardan biri değildim. Bundan olacak ki, Hz. Peygamber’e ve İslâm’a tepkimi ezanın duyulmasına mâni olarak ortaya koymaya çalışmaktaydım. Benim bu olumsuz davranışım karşısında Hz. Peygamber’in (sav) tavrı çok mânidardı. O karışıklık içerisinde sesimin güzelliğini fark ederek beni yanına çağırtması ve bana ezan okutması, Hz. Peygamber’in bana ve gençlere verdiği değeri göstermekteydi. Ben ise yaptığım bu davranış karşısında azarlanmayı, kınanmayı hattâ cezâlandırılmayı beklerken böyle bir iltifatla karşılaşmıştım. İşte bu durum benim Allah Rasûlü’ne ve İslâm’a bakışımda önemli derecede değişiklikler meydana getirmişti. 

Ben Ebu Mahzure; hani şu alaycı adam. Tanıdınız beni. Ötelerden sesleniyorum siz kardeşlerime. Yaptığınız hatâlardan ümitsizliğe kapılmayın. Allah Rasûlü'nün muhabbet iklimine bırakın kendinizi. Göreceksiniz ki orada Allâh’ımızın rahmet pınarları akmakta.

Şubat 2023, sayfa no: 34-35

Abone Ol

En son haberleri doğrudan gelen kutunuza alın. Asla spam yapmayız!

Sosyal Medya Hesapları

Mesaj Bırak