Ara

BAL TUTAN PARMAĞINI YALAR

BAL TUTAN PARMAĞINI YALAR
Eski zamanlardan birinde bir balcı vardı. Bütün baharı ve yazı arılarının başında didinerek geçirirdi. Kovanlarını oradan alır, buraya taşır, buradan kaldırır oraya koyardı. “şuncacıklara çiçekli miçekli yer bulmak gerek!” derdi. Yaz sonunda arıcıklar cümle petekleri ağzına kadar bal ile doldurunca, o çalışkan balcı, petekleri topladı, arabasına yükledi ve şehre satmaya götürdü. Aradı taradı sonunda bir tüccar buldu. Kilosu üç olsun, üç az oldu beş olsun derken, dörde razı oldular. Sıra balları tartmaya geldi. Tüccar iri bir terazinin başına geçti ve balcının koca koca bal peteklerini, “Böyleyken terazinin kefesine sığmıyor ağa!” diyerek böle parçalaya kefeye doldurdu tarttı. Doldurdu tarttı. Bu sırada tüccarın elleri, ta bileklerine kadar bal ile sıvandı. Tüccar da, balcının gözleri önünde parmaklarını yalayıp, balı yutmaya başladı. Balcı baktı ki, bu tüccar tartma işi bitene kadar –eski hesaba görebir iki okka balı mideye indirecek, dayanamadı ve: “Efendi efendi! İyisin hoşsun da arada yedin bitirdin balımı!” dedi. Tüccar güldü ve ona şöyle cevap verdi: “Ağa Ağa! Bal tutan parmağını yalar!” Atasözünün anlamı: Güzel işlerle uğraşırsan sana da güzellik bulaşır. Çirkin işlerle uğraşırsan, çirkin olursun. Bu atasözünün bir anlamı budur. Bir başka anlamı ise şöyledir: Bir işte emeğin geçiyorsa, ter dökmüş ,isen, sonundaki menfaatten sana da düşer!

Abone Ol

En son haberleri doğrudan gelen kutunuza alın. Asla spam yapmayız!

Sosyal Medya Hesapları

Mesaj Bırak