وَالْعَصْرِۙ اِنَّ الْاِنْسَانَ لَف۪ي خُسْرٍۙ اِلَّا الَّذ۪ينَ اٰمَنُوا وَعَمِلُوا الصَّالِحَاتِ وَتَوَاصَوْا بِالْحَقِّ وَتَوَاصَوْا بِالصَّبْرِ
Asr Suresi Türkçe Okunuşu
Bismillâhirrahmanirrahim.
- Vel asr(i).
- İnnel insâne le fî husr(husrin).
- İllâllezîne âmenû ve amilûs sâlihâti ve tevâsav bil hakkı ve tevâsav bis sabr.
Asr Suresi Anlamı
Rahmân ve Rahîm olan Allah’ın adıyla.
- Asra yemîn olsun ki,
- İnsan gerçekten ziyândadır.
- Ancak iman edip sâlih ameller yapanlar, birbirlerine hakkı tavsiye edenler ve birbirlerine sabretmeyi öğütleyenler müstesnâ!
Asr Suresi, Mekke döneminde inmiş ve sadece 3 ayetten oluşan kısa ama çok derin anlamlar içeren bir suredir. Surede Allah, insanları zamanın değerine dikkat çekmek için uyarmaktadır.
“Asr” kelimesi yalnızca kısa bir zaman dilimini değil; insan ömrünün tamamını, hayatın her değerli anını kapsayan derin bir kavramdır. İkindi vaktinden güneşin batışına kadar olan süreyi, yani günün bereketli anlarını işaret ettiği gibi 80–100 yıllık bir ömrü, hatta insanın tüm yaşam yolculuğunu da simgeler. Daha geniş bir bakışla Asr bazen insanlık tarihinin önemli dönemlerini, bazen de Resûlullah (sav)’in rehberliğiyle şekillenmiş Asr-ı Saadet gibi örnek alınacak çağları anlatır.
Asr Suresi’nde Allah’ın zamana yemin etmesi, bize zamanın boş yere harcanacak bir nimet değil; değerlendirilmesi gereken eşsiz bir fırsat olduğunu öğütler. Çünkü zaman yalnızca akıp giden saatler veya günler değildir. O, Allah’ın yarattığı, düzenlediği, rızkı sunduğu ve kudretini gösterdiği bir alandır. Biz insanlar içinse zaman, elimizdeki en kıymetli hazinedir: dünyayı yaşamak, hayallerimizi gerçekleştirmek ve seçimler yapmak için verilen geçici ama eşsiz bir fırsat.
Bu fırsatı heba eden insan, aslında kendi hayatını kaybetmiş olur. Hüsranın kapısı işte böyle aralanır. Buradaki “hüsran” kelimesi hem dünyada hem ahirette yaşanabilecek her türlü kayıp, zarar ve boşluğu kapsar. Ancak Asr Suresi’nde özellikle ahiret kaybı vurgulanır. Çünkü zamanı ve ömrü boşuna tüketen insanın karşılaşacağı en büyük zarar, cennetin nimetlerinden mahrum kalmak ve cehennem azabına uğramaktır.
Asr Suresi aynı zamanda sabrı da hayatımızın merkezine koyar. Sabır; hayatın her anında Allah’ın emirlerine uymak, yasaklarından sakınmak ve hakkı yaymak için gösterilen kararlılığı ifade eder. Zaman, sabrın ölçüldüğü alandır; sabır ise zamanı doğru ve bilinçli kullanmanın kendisidir. İyiliği çoğaltmak, kötülükleri engellemek, ibadetleri eksiksiz yerine getirmek… Bunların hepsi sabırla örülmüş bir zaman yönetiminin ürünüdür.
Asr Suresi bize şunu hatırlatır: İnsan çoğu zaman farkında olmadan bir kayıp içinde yaşar. “Gerçekten ziyandadır” ifadesi, herkesin kendi hayatını yaptığı tercihler ve attığı adımlar üzerinden sorgulaması gerektiğini bildirir. Bu kayıp yalnızca maddi değil; ruhsal ve ahlaki açıdan da hissedilir. Zamanını boş işlerle, gereksiz meşguliyetlerle, yanlış alışkanlıklarla harcayan kişi, aslında kendi potansiyelini ve değerini de yitirmiş olur.
İmam Şafii Hazretleri’nin şu sözü bu surenin derinliğini çarpıcı biçimde ifade eder: “Şu Asr Suresinden başka Kur’an’da hiçbir ayet veya sure olmasaydı, bu sure insanların dünya ve ahiret mutluluklarını temin etmeye yeterdi.” Gerçekten de üç ayetin içine saklanmış bir hayat pusulası gibidir Asr Suresi.
Zamanın değerini hatırlatır, insanın kayba sürüklenebileceğini bildirir. Ama aynı zamanda kurtuluşun yolunu da gösterir: iman, salih amel, hakkı tavsiye etmek ve sabırla direnmek. Yani insanın hem dünyada hem de ahirette huzur bulabilmesi için ihtiyaç duyduğu bütün esaslar bu kısa surede toplanmıştır. İnsanın en kıymetli sermayesi zamandır. Bir kez yitirildiğinde geri dönmez; ömürden eksilen bir nefes olarak kalır. Bu yüzden zaman, özenle korunması gereken en büyük hazinedir.
Asr Suresi işte tam da bu noktada bize bir yol haritası çizer. İnsanın iç dünyasına yön verir, kurtuluşun reçetesini sunar. Bugünün insanı zamanı çoğu kez ekranların, telaşların ve bitmeyen koşturmaların arasında fark etmeden tüketir. Oysa Asr Suresi, her anın bir fırsat olduğunu hatırlatır. İmanla, iyilikle, hakikati savunarak ve sabırla yoğrulan zaman hem kalbi huzura taşır hem de topluma anlamlı bir değer katar.
Örneğin sabah uyanır uyanmaz elimiz telefona gider. “Sadece birkaç dakika bakacağım” deriz; fakat ekran, farkına varmadan bir saatimizi alıp götürür. O sırada yapılabilecek nice iş, okunacak bir sayfa kitap, hatta aileyle paylaşılacak bir kahvaltı sohbeti bile kaybolur. Günün sonunda ise, “Zaman nasıl geçti, hiçbir şey yapamadım” diye hayıflanırız. İşte bu, modern insanın en büyük zaman tuzaklarından biridir. Asr Suresi burada, zamanı heba etmenin aslında ömrü heba etmek olduğunu hatırlatır. Çünkü kaybedilen yalnızca saatler değil, bir daha geri dönmeyecek fırsatlardır.
Sonuç olarak Asr Suresi, üç kısa ayetiyle insana bütün bir hayatı özetler. Zamanın değerini idrak etmeyi, boş ve oyalayıcı işlerden uzak durmayı öğütler. İmanla yaşamayı, salih amellerle hayatı güzelleştirmeyi, hakkı savunmayı ve sabırla direnç göstermeyi hatırlatır. Bu sure yalnızca bireyin değil, toplumun da yolunu aydınlatan bir ışık gibidir. Çünkü zamanı farkında olmadan tüketen insan, aslında ömrünü tüketmektedir. Teknolojinin, telaşın ve gündelik koşuşturmanın ortasında Asr Suresi bize şunu söyler: Her an bir sermayedir. Ömür sermayesini imanla, iyilikle ve sabırla değerlendiren kişi kaybetmek yerine kazanır; hem kendi iç dünyasına huzur taşır hem de çevresine kalıcı bir değer bırakır.
Ekim 2025, sayfa no: 22-23
Abone Ol
En son haberleri doğrudan gelen kutunuza alın. Asla spam yapmayız!
Mesaj Bırak