Ara

Asıl Vatan

Asıl Vatan

Kopup geldik asıl vatanımızdan dünyâya. Üflenen ruh ile âdem olduk. Cennet idi ilk yurdumuz, sonra ana rahmi, nihâyet yerleştik dünyâya belli bir müddet için. Sevgili Peygamberimiz (sav)'in mübârek dilinden dökülen kelâmlar oldu asıl yurdumuz. “Allâhım! Asıl hayat âhiret hayâtıdır, asıl saâdet ebediyet saâdetidir!”[1] 

Peygamberimiz (sav)'in “Dünyâ, âhiretin tarlasıdır.” hadîs-i şerîfinin izâhını Kitâb-ı Mecîd’imiz yapar. “Erkek olsun, kadın olsun, her kim Allâh'a ve âhiret gününe inanarak iyi ve yararlı işler yaparsa, onlara hem bu dünyâda, hem de âhirette güzel ve hoş bir hayat yaşatacağız ve onları, yaptıkları işlerin en güzeli neyse, ona göre ödüllendireceğiz.”[2]

"Bayrakları bayrak yapan üstündeki kandır

Toprak eğer uğrunda ölen varsa vatandır." 

Bu beytin anlamı, Osmanlı Sadrâzamı Said Halîm Paşa’nın şu meşhur sözüdür: “Muselman nazarında vatan, inancının hayâta hâkim olduğu topraktır.”

Vatan, târifi çok geniş bir kavramdır. Müseylime’nin Resûl-i Ekrem’e kendisinin de peygamber olduğunu ve yeryüzünün yarısının kendi kabîlesine, diğer yarısının Kureyş’e âit bulunduğunu ifâde eden bir mektup gönderdiğini, bunun üzerine Sevgili Peygamberimiz (sav)'in yolladığı mektupta onu kezzâb (çok yalancı) diye tanımladıktan sonra yeryüzünün Allâh'a âit olduğunu ve onu istediğine vereceğini söylediği bildirilir.

Vatan konusunda mü'minlere gösterilen hedef, Bakara Sûresi 193. âyetinde "Din yalnız Allâh'ın oluncaya kadar onlarla savaşın." deniyor. Şirk kalmayıncaya, ibâdet ve tâatin de putlara yapılmayıp yalnız Allâh'a yapılmasına kadar müşriklerle savaşın. Çünkü mülk Allâh'a âiddir.”[3]

“Göklerde ve yerde ne varsa hepsi Allâh'ı tesbîh eder. Mülk O'nundur, hamd O'nadır. O her şeye kâdirdir.”[4] 

Kâinâtın son bulduğu Sidre-i Münteha ayrı bir vatan.

“Aç kapıyı, haber var,

Ötenin ötesinden”

Lâ mekân âlemi, insanın gerçek yurdu, mekânsızlık âlemidir. Hakîkatın sırrına eren, Hak’la hemhâl olanların yurdu.

“Bî-mekânem bu cihanda

Menzilim durağım anda

Sultânım ki taht u tâcım,

Hülle vü burağım anda.”

Yûnus Emre

“Bir fezâ oldu o demde rûnümâ

Ne mekân var anda ne arz u semâ”

Akar suları ırmakları olur bu vatanın, Melekût, Ceberût ve Lâhût olan âlemin su kaynakları nelerdir? Melekût âleminden akan nehir, Esmâ-i İlâhî ırmağı, Ceberût âleminden doğan ırmak, Sıfat-ı İlâhî nehri, Lâhût âleminden kaynayan nehir, Zât-ı Kibriyâ’dan fışkıran ırmaktır. Bu ırmakların menbâı besmele-i şerîfedir. Her bir ırmak bir hakîkata işârettir. 

Vatan kabûl ettiğimiz bu âlemin özü olan insan, öyle bir mülke sâhip ki, bu vatanın yüz ölçümü sınırsız, meskûnü kudretinde sonsuz, nîmetinde hesapsız Zât-ı Ecell ü A’lâ’dır.

[1] Buhârî, Cihâd 33, Salât 48.

[2] Nahl, 16/97.

[3] Enfal, 8/75.

[4] Teğabün, 64/1.

Mayıs 2024, sayfa no: 26-27

Abone Ol

En son haberleri doğrudan gelen kutunuza alın. Asla spam yapmayız!

Sosyal Medya Hesapları

Mesaj Bırak